Euroleague’de 24. hafta sonunda en yakın rakipleri Real Madrid ve Barcelona önünde 3 galibiyet farkla lider olan ve bitime 10 hafta kala Play-off oynamayı garantileyen Anadolu Efes şu anda ligin 1 numaralı şampiyonluk adayı.
Peki, 2 sezon önce 16 takımlı ligi 30 hafta sonunda 7 galibiyet 23 mağlubiyetle son sırada bitiren Anadolu Efes’i, geçtiğimiz sezon önce Final Four’a, orada finale ve bu sezon da zirveye taşıyan değişkenlikler neydi? Gelin bu soruya beraber cevap arayalım.
Aralık 2017’de görevden alınan Velimir Perasovic yerine göreve getirilen Ergin Ataman, Anadolu Efes’teki 3. dönemine başladığında sanırım birçok kişi ondan bugünkü başarıları beklemiyordu. Geçiş sezonunda Türkiye Kupası’nı kazanan Ataman ligde Play-off Yarı Final serisinde Tofaş’a 3-1 kaybederek eleniyordu. Euroleague’de ise tüm sezon kâbus gibi geçmiş ve Anadolu Efes ligin dibine demir atmıştı. 2017-2018 sezonu sonunda Vladimir Stimac, Errick McCollum, Sonny Weems, Toney Douglas ve Zoran Dragic ile yollarını ayıran Anadolu Efes, sözleşmesi devam eden Derrick Brown’u kadro dışı bırakmıştı. Ardından transfer bombalarını patlatan Anadolu Efes; Vasilije Micic, Shane Larkin, Rodrigue Beaubois, James Anderson, Adrien Moerman ve Tibor Pleiss ile sözleşme imzaladı. Bryant Dunston, Brock Motum ve Krunoslav Simon’u kadrosunda tutarak yeni sezona başlayan Anadolu Efes, Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’ni şampiyon olarak tamamladı. Euroleague’de ise final oynadı. Yerel ligde alınan şampiyonluk ne kadar değerli olsa da Ergin Ataman gözünü finalde kaybettiği Euroleague’e dikmişti. Bu hedef doğrultusunda kadrosunun ana rotasyonunu koruyan Ataman yalnızca Motum yerine Alec Peters hamlesini yaptı. Moerman’ın sezon başı sakatlanması ve dönüş süresinin minimum 12-14 hafta sürmesi sebebiyle kadrosunu Chris Singleton ile güçlendirdi.
Anadolu Efes’i zirveye taşıyan ilk değişkenlik kuşkusuz Ergin Ataman. Oyuncuları ile muhteşem bir kimya tutturan başarılı koç daha önceki yılların aksine hiçbir oyuncusuyla ciddi bir problem yaşamadı. Her ne kadar ilk başlarda Larkin-Micic ikilisini kullanmakta zorlansa da 2018-19 sezonu ikinci yarısından itibaren Larkin’in artan formuyla beraber beklenen uyum gerçekleşti ve Efes Larkin-Micic ikilisinden verim almaya başladı. Topa yön vermek, iç-dış dengesini korumak, asist üzerinden paylaşım esaslı sayı bulma konusunda ipleri elinde tutan Micic ve buna saygı duyarak oyunun tıkandığı anlarda yeteneğini ve patlayıcılığını kullanan Larkin sayesinde çok dominant bir basketbol izlemeye başladık. Burada elbette olay sadece bu ikiliden alınan verim değil. Savunmaya liderlik eden Dunston, sakatlığından önce bitirici noktasında muazzam oynayan Moerman, hücumda sıkıntılı anlarda sorumluluk alan Simon ve Beaubois, Moerman’ın sakatlığı sonrasında transfer edilen Singleton’dan oyunun iki yönünde de alınan verim tüm takımdan ne kadar fayda sağlandığını kanıtlıyor. Öyle ki savunma lideri Dunston’ın 4 aylık sakatlığından bile etkilenmeyen bir takım yarattı Ergin Ataman. Hücum lideri diyebileceğimiz Micic’in 4 maç kaçırdığı periyodu kayıpsız geçmeyi başardılar. Ana rotasyonda 30 dakika üzeri süre alabilen 4 ve 5 numaraların uzun süren sakatlığında takımın performansının düşmemesi, Ergin Ataman’ın ne kadar takım odaklı bir sistem kurduğunu özetliyor aslında. Kimin yerine kim oynarsa oynasın bu takımda bir şey değişmiyor. Micic formsuz olsa, Simon topa yön veriyor. Singleton hücumda verimsiz bir gün geçirse bile savunmada takıma katkı sağlıyor. Hücumda sıkışsalar Larkin devreye giriyor. Doğuş Balbay savunmada rakibin sürükleyici kısasını baskı altına alıyor. Takım birlikte hareket ederek günlük açıklarını birbirlerine yardım ederek kapatıyor. Böyle bir sistem yaratan Ergin Ataman’a ne kadar övgüde bulunsak az. Anadolu Efes’i dipten zirveye çıkaran en önemli değişkenlik kuşkusuz Ergin Ataman.
Bir diğer önemli değişkenlik ise Shane Larkin. Geçtiğimiz günlerde milli takımımız için oynayacağını açıklayan bu adam çılgın atıyor. Larkin’i öne çıkararak diğer oyunculara haksızlık etmek istemem ama dört(4) kez üst üste haftanın en değerli oyuncusu seçilmiş birinden bahsediyoruz. Ayrıca Euroleague’in bir maçta en fazla sayı atan oyuncusu rekorunu 49 sayı ile bu sezon kırdığını da belirtmek gerek. Maç içindeki anlık krizleri birebir yetenekleri sayesinde takımı lehine çevirebilen ve maç içindeki dengeleri sarsan 27 yaşındaki bu adamı durdurmak için rakiplerin savunmasında taviz vermesi gerekebiliyor. Hatta taviz verilmesine rağmen durdurulamayan bu adam sayesinde olaylar Efes’in istediği şekilde gerçekleşmesine olanak sağlıyor. Yetenekleri dışında belirli bir karakter olgunluğuna ulaşması da oyununa başka bir boyut katıyor. Yeteneklerine rağmen gerekmedikçe bireysel oyunu tercih etmeyen bu adam sayesinde sistem işlemeye devam ediyor. Sistemden taviz vermeden yetenekleriyle oyuna damga vuran Shane Larkin sayesinde takım arkadaşları daha özgüvenli oynuyor ve Anadolu Efes hem keyif veriyor hem şampiyonluğa yürüyor.
Anadolu Efes ve Ergin Ataman’ın bu yükselişinde diğer takımların başına gelenler de önemli bir rol oynuyor. Ama tabi bu durum Efes’in ve Ataman’ın yaptıklarını değersizleştirmez. Son şampiyon CSKA, kadrosunun önemli parçaları Rodriguez, De Colo, Higgins, Hunter, performansı tartışılsa da Peters gibi oyuncularını kaybederken yeni kurduğu takımının en önemli parçası olan son F4 MVP’si Clyburn’ün henüz 4. haftada sezonu kapatmasıyla büyük bir darbe yedi. Sayı olarak gidenlerin yerini tamamlasa da değer olarak bunu ne kadar başardığı ayrı bir tartışma konusu. Barcelona’nın kurduğu yıldızlarla dolu kadronun Pesic’in elinde can çekişmesi, Real Madrid’in çekirdeği olan Llull, Rudy, Reyes, Carroll gibi isimlerin yaşlanması, Messina önderliğinde yeni bir yapılanmaya giren Milano’nun formsuzluğu, sezon başında sakatlıklarla boğuşan ve oyuncularından beklediği verimi alamayan Final Four gediklisi Obradovicli Fenerbahçe’nin, Efes’in işini bir miktar kolaylaştırdığını söyleyebiliriz. Diğer ekiplerin çektikleri bu sıkıntıları çok iyi kullanan bir Efes’in önünde saygıyla eğilmek gerekiyor.
Sonuç olarak bu sezonun en güzel basketbolunu oynayan Anadolu Efes, şu anda ligin açık ara favorisi konumunda. Kendi oyununu üst seviyeye çıkaran ve rakiplerinin içinde bulundukları zor durumu hem kendi lehine kullanan hem de buna bir nebze olsun sebebiyet veren Anadolu Efes taraflı tarafsız herkesin saygısını kazanmış durumunda. Bu zirve yürüyüşünde gururumuz Anadolu Efes’e derin başarılar diliyorum.
