Zanka


Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 210

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 211

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 211


Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 213

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 214

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 215



Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 242

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 243

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 243

Bir trenle aynı anda kaç değişik yere gidebilirdim acaba...Bir trende aynı anda kaç yolculuk yapabilirdim... bedenim bir A noktasından bir B noktasına gidiyorken yol sadece bundan mı ibaretti...kapı nerede kapanıyor ve nerede açılıyordu...hani der ya Oruç Aruoba; "yol iki yer arasında değildir, yer iki yol arasındadır" diye işte hayat mükemmelen bu deyişin kanıtı olmak için varolmuş gibi gelir bana.
Varış zannettiğimiz "yer" aslında yeni bir "yolun" işaret levhasıdır. Insanlık ilk yerleşimlerini kuralı ve konar göçer bir yaşam tarzını büyük oranda bırakalı hayli uzun zaman geçmiş olsa da ruh konup da kalmayı beceremedi bir türlü... vardığını sandığı noktadan hep daha ötesi açıldı önünde... Belki de "daim bir yolda olma" haliydi insanı var eden. Varmış insan, durmuş insandı, varmak; zamanı dondurmaktı...oysa zaman biteviye akardı ve varoluşun özü "akmaktı"... yıldızlar samanyolunda akardı, nehirler ama sakin ama coşkun, akardı...saatler, dakikalar, hayat akardı, bulutlar tatlı tatlı süzülerek akardı, bir gönül bir gönüle "aşkla" akardı, 5 yıl, 10 yıl, belki 100 yıl zannedilen ömür aslında sonsuzluğa akardı... akmak yol almaktı... durduğu yerde tutsaklık girdabına süzülmeye mecbur olan ruhun özgürlüğüne kanat çırpışıydı yolda olmak. bundandı yolda olan insanın aslında kendine yol alması, bir "an" içinde anlarca başka keşifle kendinde yeni kapılar açması... çünkü göçebeydi ruh, bitmezdi kendini arayışı... bir kelebek gibi zarif konardı bir andan diğerine ve hoyrattı da o anların geri gelmeyeceğini bildiği halde "şu anı" geçmiş ve geleceği düşünerek kurban vermekte...

çıkılan her yol görünürde bir hedefe varmak içindi elbet, belki sevdiklerine, belki yeni bir şehre bir iş sebebi ile, yahut kısacık bir tatile ya da kızgın bir anda alınmış bir kararla ardına bile bakmadan hiç dönmemecesine...insan çokluğunca neden de çoktu "yolda" olmak için de esas neden varmak değil aramaktı...akacak bir yer aramaktı...ruhun sığmaya çalıştığı bedenden sonsuzlar mümkününe pencereler açmaktı yolda olmanın gayesi...

yol kendinden çağlayıp kainatı keşfederken yine kendine ulaşmaktı insanın özdeki amacı...kimi için alınan nefes sayısı ölçerken hayatı aslolan bir yaşamın içine kaç arayış, kaç keşif, kaç yolculuk sığdığıydı...zira kainat okyanusunda yol alan için ölüm bir bitiş değil bedenin kuşatmasından azade yepyeni bir yola başlangıçtı...hülasa bu sözcükler bugünkü arayışımda benim yolumdu ve onu okumak da yazmak kadar öze bir yolculuktu o halde yol arkadaşım olduğun için çok teşekkürler yolcu, tüm zamanlarda ve mekânlarda aktığın yollarca yolun açık olsun...belki başka bir "yolda" yine karşılaşırız, kim bilir



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
851