Zanka

Sansür rezil bir şeydir, akıl dışıdır, yarardan çok zararı vardır, sapkınlık doğası gereği yasakçı günahçı anlayıştan beslenir. Reva görülen vatandaşı aşağılamak, siz aptalsınız, düşünemezsiniz, karar veremezsiniz demek, onların özgürlüğüne müdahale etmek, davranışlarına biçim vermeye kalkmak, baskı kurmaya çalışmak demektir.

Sansür ahlakın ardına sığınarak ahlaksızlık yapmaktır.

Ne yani, insan ekranda sigara, alkol görmezse bunları kullanmayacak mı? Öpüşenleri, sevişenleri görmezse cinsel ilişkiye girmeyecek mi? Sonra insanın cinsel yaşamı yok mu? Eğer varsa bu, sakıncalı, asla yapılmaması gereken bir şey mi?

İnsan yüreği daralıp öfke nöbetleri içine bata çıka gözü dönerek sövemez mi?

Sizin kafanızdaki kişi nasıl biri? Tuvalete bile gitmeyen, öpüşmeyen, sevişmeyen, sigara içmeyen, alkol nedir bilmeyen, hiç ama hiç kötü söz söylemeyen, Allah'ın birliğine inanmış, beş vakit namaz kılıp sağ görüşlü partilere oy veren biri midir?

Sadece anlamaya çalışıyorum fakat bunun için çabaladıkça kafam daha da çok karışıyor. Bir dizide atıyorum adam karısını öldüresiye dövüyor hatta işkence ediyor. Gözünüzde böyle bir sahne canlandırın, ortalık toz duman, kadın feryat figan ederek ne olur yapma, diye merhamet dileniyor. Yerde acı içinde kıvranırken salyası sümüğüne karışmış, elleriyle başını kapamış, bir yandan da tekme yiyeceği korkusuyla tetikte bekliyor. Adam hasta ruhunu yüzüne yansıtıp tüm acımasızlığıyla yerdeki kadına bir tekme daha savurup onu bayıltıyor, ardından bir sigara yakıyor. Aman Yarabbi ne kadar yanlış bir hareket RTÜK dehşete düşmüş olmalı. O da yetmiyor kendine rakı koyup az önce dövüp bayılttığı kadına hain bakışlar fırlatırken bir seferde kafasına dikiyor. RTÜK her an felç geçirebilir. Hem sigara hem alkol, akıl alacak gibi değil. "Geber kaltak!" diye bağırırken odadan çıkıyor. Sahne böyle sonlanıyor. 

Artık paket uygulama, şöyle böyle demeye, uyarmaya gerek var mı? TV kanalı paşa paşa adamın ağzındaki sigarayla elindeki rakı bardağını mozaikleyecek. Kaltak kelimesini de bipleyecek. Böylelikle tertemiz halkımız bir kadının öldüresiye dövüldüğü sahneyi izlerken sigara, içki ve kötü sözden uzaklaştırıldığı için ruhu incinmeyecek, bir büyük sakınca bir büyük felaket henüz uğramadan bertaraf edilecek.

Kusura bakmayın, bu tipik imam hatipli anlayışıdır. Sanat insandan ve doğadan beslenir. Sanatçı, yazar, çizer hiçbir şeyi yoktan var etmez, gördüğünü, bildiğini yaşadığını, inceden inceye onu kahreden şeyi harmanlayarak eserini yaratır.

İnsan hayatının ve doğanın içinde iyilik de vardır kötülük de. Siz dini bütün bir imam hatipli gibi bunlar şunlar günah, bunlar şunlar haram, bunlar şunlar mekruhtur mantığıyla bir liste çıkarıp TV kanallarına, yapımcılara, yönetmenlere, senaryo yazarlarına dikte ederseniz en hayati damarlarınızdan biri olan sanatı koparıp atmış olursunuz. İnsan, insanı, sizin çizdiğiniz çerçeve doğrultusunda filmlerle, dizilerle anlatmaya kalkarsa bön, adi, akıl dışı, bayağı, ucuz ve taklit eserlerden başka şey çıkaramaz, çıkaramıyor da…

Güya sansürle birtakım şeyleri kontrol altına alıp ahlaklı insanlar yaratma peşindesiniz, peki, elinde plastik kılıç kalkanla TV başında dizi izleyen koca koca adamları nereye koyacağız.

Artık mahkemelere, para cezalarına, hapis cezalarına dayanamayan karikatür dergileri teker teker kapanıyor. Karikatür sanatçısının aklından geçeni çizmesi hayal. Karikatürist doğası gereği muhaliftir. Sosyal, toplumsal, siyasi yapıyı eleştirir, iktidarda kim varsa icraatlarını hicvederler. Bu insanların karikatür vasıtasıyla size karşı kumpas hazırlığı içinde olduğunu, hatta kalkışma yapacaklarını mı düşünüyorsunuz?

İnsan doğar büyür, büyürken kötülüğü de iyiliği de görür, öğrenir, muhakeme eder, alır verir, karakteri ve doğasıyla yaşamını sürdürür. Kimi muhlistir kimi öfkeli, kiminin ağzı bozuktur kimi tiryaki. İnsana eşya muamelesi yapamazsınız.

Muhafazakârlığın kalesi Sivas'ta, oğlumla birlikte yaptığımız bisiklet turlarında şehirde girip çıkmadığımız kuytu köşe yer kalmadı. Sansürleriniz öyle işe yaramış ki her köşe başında içilmiş, her yer çöp pislik. İçki şişelerinden anladığımız kadarıyla Sivaslılar daha çok birayı tercih ediyor. Geçmişte ameleler küfrederdi, şimdi profesöründen politikacına, bilim insanından edebiyatçısına herkes nefes nefese sövüyor. Bırakın insanlar istediği gibi yazsın, çizsin, oynasın. Ne bu ülke manastır ne de siz rahibesiniz.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
142