Zanka


Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 210

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 211

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 211


Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 213

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 214

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 215



Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 242

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 243

Notice: Undefined offset: 0 in /var/www/vhosts/zanka.com.tr/httpdocs/icerik.php on line 243

Mahallede çok fazla yaşıtı yoktu. Olanlar da tam anlamıyla ona uygun çocuklar değillerdi zaten. Yine de çocuk aklıyla onlara yaranmaya çalışıyor, arkadaşlık kurmaya çalışıyordu. Babasının onu kaçırmasından korkan ailesi dışarda oynamasına zaten çok izin vermiyordu. Belirli bir sürede ne kadar samimiyet kurabilirse o kadar işte. Hep kendisinden yaşça büyük arkadaşları oldu mahallesinde. Arkadaş değil de ablalarını arkadaş belledi işte. Ablalarını arkadaş belleyene kadarki süreçte elbette yaşıtlarıyla arkadaşlık etmeyi denedi, hem de çok. Öyle komik öyle acınası hallere düştü ki bazı günler… Anlattıklarının içinden hafızama en çok kazınanı paylaşmam gerekli elbette.

Mahalledeki iki yaşıtı kız arkadaşının da ailelerinin maddi durumu onun ailesinden daha iyiydi. Ailelerinde manevi sorunlar vardı elbette ama onunki kadar ciddi ve ölümcül değil… Şansı zaten uzunca bir süre bu yönden ona gülmedi. Neredeyse liseye geçene kadar hep onu asla anlamayacak maneviyatta arkadaşları oldu… Bir gün sarışın yeşil gözlü arkadaşıyla sokakta oynarlarken evden para alıp dondurma almaya karar verdiler. Güzel… E dondurma bu; pahalısı da var ucuzu da… İkisi de evlerinden aynı miktarda para aldılar. Buzdan ibaret olan o en ucuz dondurmadan alacaklar… Mutlular o an, ikisi de. Tam dondurma almaya gidecekken arkadaşı amcasını gördü. O da ne ?! Amcası cebinden tamı tamına 20 lira para çıkardı. 20 lira! Bundan bir 20 sene öncesini düşünürsek bence iyi para… Kimsenin parasında elbette gözü yoktu. Arkadaşıyla 10 dakika önce yaptığı planın geçerli olduğunu sanıyordu. Ama değildi. Para böyledir çünkü. İnsanları ve planları değiştirir… Arkadaşı amcasının verdiği 20 liranın rahatlığıyla daha pahalı (hala diğer dondurmalara göre daha pahalı) olan bir dondurma almaya karar vermişti. O an yutkundu… Dondurmayı almaktan vazgeçip ağlayarak eve gitti. Avazı çıktığı kadar ağlıyordu. O dondurmadan yiyememesine ağlamıyordu. Arkadaşının onu yarı yolda bırakmasına ağlıyordu. Ne vardı yani o parayı kenara koysa yine birlikte o sırf buzdan ucuz dondurmadan yeseler? Kendisi olsa böyle yapardı. Ama arkadaşı yapmadı işte, yapmadı. Çünkü o sadece istediği oyuncak alınmadı diye ağlamıştı bu hayatta. Derin acıları büyük özlemleri yoktu ki… Anneannesi panik vaziyette sorup duruyordu: Ne oldu yavrum? Biri bir şey mi yaptı? Söyle hadi…

Anlattı… Hıçkıra hıçkıra anlattı ama… Anneannesi torununun yaşadığı hezimete üzgün vaziyette “gel gidelim alalım sana o dondurmadan” dedi. İstemedi.  “Paramız yok ben biliyorum, almayacağım o dondurmadan. “ dedi. Anneannesi ne dediyse ikna olmadı. Onu o gün orada isteyerek ya da istemeyerek ağlatan, yarı yolda bırakan arkadaşını hiç affetmedi. Hala aynı mahallede iki yabancı gibiler. Çünkü ilk kez satılmayı yarı yolda bırakılmayı ve paranın iğrenç gücünü orada o arkadaşı sebebiyle anlamıştı.

Aradan yıllar geçti… Ailesinin maddi durumu düzeldi kendisinin eli ekmek tuttu. Ama hala o dondurmaya pek gitmiyor eli… Gitse bile o günü anıyor.  Çocukların istediği dondurmayı yiyemediği ve parasızlığı bunca erken vakitte hissettiği bir dünyanın iyiliğine ve doğruluğuna da inanmıyor. Siz inanıyor musunuz?



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
211