Zanka

6 Ekim 2019 tarihinde Sivas'ta oynanan Sivas Spor- Ankaragücü maçına gittim. Yerimizi bulup oturduk. Sağımızda polis solumuzda polis, önümüzde arkamızda polis oturuyordu.

İtina ile belirli aralıklarla seyircilerin etrafına serpiştirilmişlerdi. Bu düzende kolluk kuvvetleriyle nerdeyse kucak kucağaydık. Maç öncesi anonslar başladı. Küfür etmememiz gerektiği söylendi. Küfür edenler kameralarla tespit edilecekmiş. Tespit edilip gerekli yasal işlemler yapılacakmış. Ardından sigara içmememiz gerektiği söylendi. İçersek kameralar tarafından tespit edilecekmiş. Tespit edilip gerekli yasal işlemler başlatılacakmış. Ardından “Sen niye geldin ki kalk git, maç neyine, gözümüzde potansiyel suçlusun, defol terk et burayı!” şeklinde bir anons yapılsa şaşırmazdım.

Dedim ya sağımızda polis solumuzda polis önümüzde arkamızda polis, anonsta da olmadı tıkarım kodese, diyor. Maç izlemeye gelmemişiz de sanki sarayın bahçesine toplanmış Cumhurbaşkanını protesto edeceğiz. Ne büyük kabahat işlemişiz, kolluk kuvvetleri teyakkuzda bekliyor. Neyse, düdük çaldı maç başladı. Maratonun alt katlarında yer bulabilmiştik. Elleri mabatlarında bir aşağı bir yukarı mekik dokurken tehdit vari bakışlar fırlatan polisler hemen önümüzde. Gözleri sürekli üzerimizde. Ne mi yapıyoruz? Hiç, öylece oturmuşuz maç izliyoruz. Hatta filelerle çevrilmiş Yiğido Gençlik el kol işareti yaparak "Maraton Uyuma!" diye bize bağırmakta. Polisin biri gelip şak diye fotoğraf çekiyor, öteki gelip kamera kaydı alıyor. Kimi? Oturduğu yerde kaçan pozisyon görünce homurdanmaktan öte pek bir şey yapmayan maraton ahalisini.

***

Madımak faciasını duymuşsunuzdur, pek tabii biliyorsunuz. İşte o vahim olaydan sonra aradan yirmi altı yıl geçmesine rağmen tüm şehir suçluluk duygusuyla içimize kapandık. Sanki oteli 335 bin kişi bir olup hep beraber yakmışız gibi. "Katil Sivas cani Sivas, adam yaktılar" dediklerinde, belki farkında olmadan belki de kin ve öfkeden bile bile koca bir şehrin tüm sakinini suçladılar. İşte, şehir olarak bugün olmuş hâlâ bu psikolojiyi yaşıyoruz. Son derece sakin hiç ceza almamış taraftar olsak da ne maçlarda ne de izinli gösterilerde rahat bırakılıyoruz.

Polislerin eşliğinde ilk yarı bitti. Seyircilerin bir kısmı tuvaletlerin olduğu, çay, simit ve su satılan kapalı kısma geçtiler. İçerseniz yasal işlem yaparız tehditleri yüzünden burada sigaralarını tüttürdüler. Tahmin edersiniz ki dumandan göz gözü görmüyordu. Sigara içmeyen taraftar da mecbur tuvalete gidecek, canı çay simit istediyse sıraya girip yüzlerce kişinin sigara içtiği kapalı alanda bekleyecek.

Statta, açık havada sigara içilmesi niçin yasak? Sigara içmeyenler rahatsız olmasın diye. Fakat dikkat edin açık alan. Taraftar yasak olduğu için gidip kapalı alanda sigara içiyor. Orada sigara içmeyenler rahatsız olmuyor mu? Bu nasıl yasak bu nasıl saçma sapan bir mantık, açık alanda insanların sigara keyfini yasaklayacak, onları kapalı bir alana tepip orda içmelerine mecbur bırakacaksınız. Yetmeyecek neredeyse polis copunun gölgesinde maç izleteceksiniz. Biz Sivaslılar bu kadar aşağılanmayı hak etmiyoruz, bu kadar potansiyel suçlu muamelesi görmeyi de hak etmiyoruz.

Sivas Valisi Sayın Salih Ayhan hemen hemen her maça gidiyor, çok takdir ettiğimiz uygulamaları da var fakat bu kadar abartılmış önlem Sayın Vali'nin keyfi zevki kaçmasın diye alınıyorsa, önerim biz çıkalım Vali izlesin.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
121