Zanka

Ünal Atabay

Facebook Twitter


Ünal Atabay

PKK Terör Örgütü’nün Yaşam Sahası; Hakurk

Kuzey Irak Hakurk bölgesinde, 27 Mayıs 2019 tarihinde “Pençe Harekâtı” adı ile başlatılan operasyon; 10 Mart 2018 tarihinde başlayan “Kararlılık Harekâtı”nın devamı veya ikinci safhası olarak da değerlendirebileceğimiz, deyim yerindeyse bir nevi ‘başarıyı genişletme’ operasyonudur.

Kararlılık Harekâtı; geçtiğimiz yıldan beri yaz-kış süresince bölgede yeterli unsurlar bulundurmak suretiyle, bir taraftan operasyonlara devam edilirken, diğer taraftan da, Kandil Dağı’na uzanımı kolaylaştıracak şekilde; üs bölgelerinin tesisi, yol şebekesinin geliştirilmesi ve yapımı ile lojistik noktaların oluşturulması gibi temel alt yapı ihtiyaçlarını içeren bir hazırlık sürecinin yaşandığı anlaşılmaktadır.

Pençe Harekâtı’nın yapıldığı Hakurk sahası, coğrafi olarak zor bir bölgedir. Öteden beri PKK Terör Örgütü’nce; barınma, eğitim ve lojistik üs olarak kullanılan bir alan olma özelliğindedir. Kandil Dağı’na olan yakınlığı veya dağ silsilesi olarak doğal bağlantısı ve konumu itibariyle;

  • Türkiye’den Kandil’e veya Kandil’den Türkiye’ye geçiş güzergâhı özelliğini taşıması,
  • Aynı zamanda Kandil’den Hakurk-Sincar-Fırat’ın Doğusu’na transit geçiş kolaylığı sağlaması,
  • Hakurk-İran-Iğdır hattından yurt içerisine geçişe imkân vermesi bakımından ayrı bir ehemmiyeti bulunmaktadır.

Hakurk bölgesine geçmiş yıllarda, en küçük birlikten kolordu seviyesine kadar çok defa operasyonlar yapılmış ve örgüte defalarca zayiat verdirilmiştir. Gelinen noktada ise, çağın teknolojik imkânlarının kazandırdığı hareket kabiliyeti ve silah sistemlerinin yetenekleri nedeniyle, daha az birlik ve çevik unsurlarla operasyonun yapıldığını görmekteyiz.

Bölgeye, komando tugaylarından oluşan unsurlarla hava hücum harekâtının (uçarbirlik) yapıldığı ve bu unsurların bir gecede baskın etkisi yaratacak şekilde bölgeye indirildiği anlaşılmaktadır. Birçok dünya ordusunda, bu tür büyük çaplı hava hücum harekâtının uygulanması pek nadir görülmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu yeteneği, yaşadığımız coğrafyanın getirdiği zorunluluk çerçevesinde, gerek sahada gerekse tatbikatlarda denemek suretiyle kazandığını söylemek doğru olacaktır.

Kandil’e Uzanan Pençe, Hakurk!

Yukarıda da ifade edildiği gibi, Hakurk bölgesine geçmiş yıllarda defalarca operasyon yapılmasına rağmen, örgüt bu bölgede barınmaktan asla vazgeçmemiştir. Bu defa yapılan “Pençe Harekâtı” ile Kandil Dağı’na uzanacak şekilde,güvenli bir koridor oluşturulmaya çalışıldığı ve oluşturulan bu koridor üzerinde üs bölgelerini artırmak suretiyle,harekâtın daha ileriye doğru geliştirileceği değerlendirilmektedir.

“Pençe Harekâtı” ile birlikte; operasyonun daha derinliğe doğru kaydırılmasını müteakip, Kandil Dağı’na ulaşımı kolaylaştıracak bir coğrafi hatta kadar dayandırılacağı ve bu coğrafi nokta/hat sonrasında nihai hedefe el atılacağı mütalaa edilmektedir.

Öte yandan Hakurk bölgesi; Fırat’ın doğusuna giden PKK’nın lojistik hattının kesilmesine imkân vermesi ve Suriye’nin kuzeyine yapılabilecek bir harekâtın batı yan emniyetini sağlaması bakımından da stratejik olarak elde bulundurulması gereken bir bölge olma özelliğindedir.

PKK’nın Kuzey Irak’a Çekilmesinin Arka Planı ve ‘Pençe’

Pençe Harekât bölgesini; Fırat’ın doğusuna el atılmadan önce elde bulundurulması gereken bir saha olarak değerlendirmek yerinde olacaktır.Çünkü,terör örgütünün önemli bir kısmı Kuzey Irak sahasında bulunmakta ve burada; yeniden organize, teçhiz, teşkil,eğitim ve yeni mücadele konsepti arayışı içerisinde bulunduklarıdeğerlendirilmektedir. Nitekim, geçmiş yıllarda, geri çekilme vb. veya sözde ateş kes gibi dönemlerle kendilerine toparlanma fırsatı yaratmışlardır.

Geçtiğimiz yıl ortasından itibaren yurt içindeki teröristlerin büyük bir kısmı Hakurk sahası başta olmak üzere Kuzey Irak bölgesine çekilmişlerdir. Yani, Pençe Harekât alanı içerisinde önemli bir terörist sayısı olduğunu söyleyebiliriz. Konuya ilişkin olarak, Milli Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanı tarafından değişik tarihlerde terörist sayıları açıklanmış ve son olarak İçişleri Bakanı,yurt içerisinde 600 civarında teröristin kaldığını bir kez daha ifade etmiştir

Uzun yıllardır terör örgütünün yurt içi ve dışındaki toplam terörist sayısının (Suriye hariç) 4.500-5.500 arasında olduğu düşünülürse, halen yurt içerisinde 600 civarında bir terörist kaldığına göre,Kuzey Irak’da ve kısmen İran bölgesinde ise 4.000-5.000 civarında bir PKK mensubu terörist grubunun olduğu anlaşılmaktadır.

Ayrıca, PKK’nın İran’daki kolu olan PKK/PJAK Terör Örgütü’nün ise 3.000 civarında teröristinin olduğu, yani Kuzey Irak-İran sahası toplamında 8.000 civarında teröristin bulunduğu düşünülmektedir.

Terör örgütünün, büyük bir kısmıyla yurt dışına çekilmesinde,yurt içi operasyonların önemli bir etkisinin olduğunu söylemek mümkünse de, esasen PKK’nın bu geri çekilme sebebinin arkasında yatan asıl nedenin; ABD’nin İran’a yönelik niyetinde gizli olduğunu söylememiz daha gerçekçi olacaktır. Diğer bir ifadeyle, ABD’nin İran’a yönelik muhtemel bir operasyonunun parçası şeklinde bakılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Yukarıda vurgulandığı gibi, terör örgütünün yurt içerisinde çok az sayıda teröristinin kaldığı ve ağırlıklı olarak Kuzey Irak sahasına çekildiği bir dönemde,“Pençe Harekâtı”nın icra edilmesi, şüphesiz harekâtın gerekliliğini ortaya koyarken, aynı dönemde yaşanılan ABD-İran gerilimi, S-400/F-35 meselesi, Münbiç ve Fırat’ın Doğusu konularının da Pençe Harekâtı’nın etkisinden ayrı düşünülemeyeceği mütalaa edilmektedir.

Diğer bir ifadeyle, ABD-İran ile geriliminin yaşandığı bir süreçte;

  • PKK’nın yurt içerisinden Kuzey Irak bölgesine çekilmiş olması,
  • PKK/PJAK’ın Kandil’in güneyinde bulunan Assos Dağları ve İran sınırı boyunca hareketliliğini artırması ve böylesi bir dönemde başlayan “Pençe Harekâtı” bu yönüyle önemini artırmaktadır.

ABD; PKK ve PKK/PJAK’ı İran’a Karşı Kullanmaya Hazırlanıyor

Olası bir ABD-İran çatışmasında; konvansiyonel unsurların yanı sıra, Suriye sahasında olduğu gibi ağırlıklı olarak vekalet unsurları üzerinden yürütüleceği, özellikle İran’daki etnik ve mezhebi yapının körüklenmesinin başında Kürt etnik hareketinin geleceği şüphesizdir.

İran’da, Kürt etnik hareketinin başında da; PKK/PJAK’ın (İran sahasında 3.000 civarında) ve KDP-İ’nin (Kürdistan Demokrat Partisi-İran)silahlı peşmergeleri (İran sahasında 2.000 civarında) bulunmaktadır

Geçtiğimiz yıllarda her iki örgüt de İran topraklarında İran silahlı kuvvetleriyle defalarca çatışmışlar ve halen bölgede eylemlerini zaman zaman sürdürmektedirler.Nitekim, Eylül-2018’de KDP-İ’nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi sahasında bulunan karargâhı, örgütün toplantı yaptığı bir esnada füze saldırısı ile vurulmuştur

Öte yandan, ABD’nin Irak sahasında; gerek askeri üs, gerekse asker sayısını artırma girişimleri bu bölgenin İran’a yönelik bir saldırıda kullanılacağının işareti olarak algılamak gerekir. Bu çerçevede, ABD’nin; Kuzey Irak alanına aktarılan PKK teröristlerini yeni silah sistemleriyle takviye etmeye çalıştığı ve eğittiği yönünde bilgiler sızmaya başlamıştır

Nitekim, PKK/PJAK terör örgütünün sözde lideri, ABD-İran arasında bir savaş çıkması halinde; “...Tahran’a karşı demokratik cephe kurmaya hazır olduklarını...” ifade etmişler ve böylece İran’a karşı ABD ile birlikte hareket edeceklerini beyan etmişlerdir.

Bölgedeki tüm bu gelişmeler birlikte mütalaa edildiğinde; ABD’nin İran’a yönelik niyetinin bir parçası olarak PKK ve PKK/PJAK unsurlarının ABD’nin güdümünde aktif olarak kullanılacağı ve bu çerçevede PKK ile birlikte PJAK’ında İran’a yönelik bir hazırlık içerisinde olduğu değerlendirilmektedir.

Büyük bir kısmıyla Kuzey Irak sahasına çekilen ve burada ABD destekli eğitilerek, silahlandırılarak güçlenen birPKK’nın; İran sahasında kullanımı sonrasında bu defa Türkiye üzerine yeni bir konsept çerçevesinde gönderilebileceği kuvvetle muhtemel bir tehdit olarak algılanmalıdır.

İşte gelinen bu noktada, Türkiye’nin; PKK’nın yeni silahlarla teçhizine, organize olmasına ve eğitilmesine fırsat vermeden etkisiz kılınmasını sağlayabilecek bir hamleyle kendi güvenliğine yönelik tedbirleri alırken, diğer taraftan ABD’nin PKK ve PKK/PJAK üzerindeki İran planına stratejik bir darbe vurulduğu mütalaa edilmektedir.

Özetle; PKK’nın yurt içerisinden Kuzey Irak’a çekilmesi, PKK’nın PJAK ile birlikte ve hatta KDP-İ’de dahil olmak üzere İran’a karşı kullanılması içeren bir ABD planı olduğunu, ayrıca; Münbiç, Fırat’ın Doğusu ve S-400/F-35 meselesinde Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışan ABD’ye karşılık,Türkiye tarafından gerekli mesajın verilmesi amacını güden bir “Pençe Harekâtı”nın uygulandığını söyleyebiliriz.

Sonuç olarak;

ABD’nin Türkiye’yi, Suriye’de ve S-400/F-35 meselesinde sıkıştırmaya çalıştığı bu günlerde,“Pençe Harekâtı”nın;İran-Irak-Suriye sahasında yeni dengelerin yaratılması bakımından stratejik bir hamle olabileceği,

Ayrıca; Türkiye, Irak ve İran’ın bölge üzerindeki gelişmelere yönelik ABD karşısında alacakları tavır konusunda, aynı düzlemde buluşmalarına fırsat sağlayacağı değerlendirilmektedir.

Emekli Kurmay Albay 

Ünal ATABAY

21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü'nden yazarın izniyle alınmıştır.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
6