Zanka

Tarih 8 Ağustos 2022. Sayın Cumhurbaşkanımız elinde, yüzünde, özellikle alnında ve tüm bedeninde hatta tüm benliğinde var olan büyük bir ciddiyetle açıklama yapmak üzere Merkez Karar Yürütme Kurulu toplantısında partililerin karşısına geçiyor. Toplantının tümünde neler konuşuldu bilemiyoruz. Basına yansıyan kısmını izleyebiliyoruz.

Gözleri ekranda olduğu, söyleyeceklerini oradan takip ettiği için okuyacaklarını kaçırma endişesi içinde, yine bakışları donuk, göz kapakları sabit.

Olsun, vakur kararlı vücut dili, ben neler gördüm neler geçirdim, diye haykırıyor. Görünmez bir pelerin takmış. Ki o pelerini taşıyanlar başından ayak ucuna değin ağırbaşlı bir siyasetçi manzarası çizer.

Söze girişiyor. İşte o, bu hâldeyken ben sanıyorum ki:

“Ey sevgili Türk Halkı, ağır bir ekonomik bunalımdan geçiyoruz. Ne kadar zorlandığınızın, hayat gailesinde ne kadar çabaladığınızın, zor günler geçirdiğinizin farkındayım. Bu sebeple yeni bir ekonomik paket hazırladık. Bu kez bana inanın, bana güvenin ve paketi göz boyamaktan öte gitmeyen, etkinliği güvenilirliği olmayan bir paket sanmayın. Çünkü topyekûn bir seferberliğe gidip tüm devlet dairelerindeki israfın önüne geçeceğiz. Cumhurbaşkanlığı harcamalarında bile kısıtlamaya gideceğiz. Ülke kaynaklarının bir kuruşunu dahi israf etmeyecek, vergilerinizi en verimli en akılcı şekilde kullanacağız.” diyecek.

**

Sayın Cumhurbaşkanımız ben ekonomistim dese de ekonomi ağır bir konu, bu işin altından kalkamıyor. Her ay en az iki kez piyasalar, miyasalar, enflasyon, hayat pahalılığı, yüksek kur konuları sarpa sarıyor, vatandaş hop oturup hop kalkıyor.

Dikkat eksikliği yaşayan yedi yaşındaki bir çocuğa, haydi otur şu hikâyeyi baştan sona oku, sonra da bana anlat diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. Çünkü o çocuğun dikkati otuz saniye sonra dağılacak, okumaya devam edemeyecek, devam etse bile anlamayacak. İşte bu çocuğun durumu gibi, bilmeyenden, doğasında yaratılışında olmayandan, sınırları çizilmişten normale yakın şeyler beklenmeyeceği için bu konuyu geçiyorum. Ümit yok çünkü.

Peki, başa döneyim, Sayın Cumhurbaşkanımız işte bu ciddiyetle:

“Ey Sevgili Türk Halkı, bugüne değin hakkı hukuku öteledik. Yargıya müdahale ettik. Hukuk reformu üstüne hukuk reformu yaptık ama bir işe yaramadı. Çünkü bu reformları yabancı yatırımcı, ülkede hukuk işliyor, dolayısıyla yatırım yaptığımda başıma bir şey gelmez şeklinde düşünsün diye yaptık. Göz boyamadan ibaretti. Hakimleri, savcıları rahat bırakacağız, onları tetikçi gibi kullanmayacağız.” diyecek sandım. Kabul ediyorum, iflah olmaz bir hayalperestim.

Uçlarda gezinmeyeceğim, Sayın Cumhurbaşkanımızı mizacına uygun şekilde konuşturacağım. Şu nasıl:

“Karadeniz’de petrol arayan gemimiz yeni rezervlere ulaşmıştır, bu müjdeli haberi verdikten sonra Suriyeli kardeşlerimiz için yaptırdığımız prefabrik ev sayısının her geçen gün arttığını belirtmek isterim. Onlar için insanî şartlarda yaşam alanları oluşturduk. İsveç ve Finlandiya’ya PKK terör örgütüne verdikleri destek dolayısıyla kendilerini bir kez daha ikaz ettik.”

Bu sözcükleri de dile getirmedi. Vakur kararlı vücut dili, ben neler gördüm neler geçirdim diyen hâliyle koskoca Sayın Cumhurbaşkanımız tuttu:

-Bundan böyle koyun kuzu etinde yüzde yirmi beş indirim, bunu başlattık ve bu sabah Tarım Kredi Kooperatifi Başkanı ile konuştum. Büyükbaş hayvanlarda da yüzde otuz-otuz beş gibi bir indirimle onların satışına da başlayacağız, dedi.

Hatırlayın, yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla hastane yangını söndürülmüştü. Şimdilerde ise usta bir pazarcı esnafı misali indirimleri açıkladı. Tavuk dedi, koyun dedi, büyükbaş dedi, indirim oranlarını belirtti.

Müjdeli indirim haberinden sonra vatandaş umduğunu bulamadı. Ucuz et ilanı izdiham yaşanmasına sebep oldu. Pek çok ürünün son kullanma tarihinin yaklaştığı görüldü, pek çok ürün bozuk çıktı.

Serbest piyasa koşullarının işlediği, yüz binlerce marketin satış yaptığı ülkemde talimatla fiyat indirimi hiçbir işe yaramadı. Bu, Sivas büyüklüğündeki bir bataklığa, maske takıp koruyucu elbise giyip elindeki küçücük sinek ilacını sıkmaya benziyor. Ya da “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı var, defolup gidin sivrisinekler!” diye avaz avaz bağırmaya benziyor.

Sayın Cumhurbaşkanımızın enflasyona, yüksek kura, hayat pahalılığına talimat vermesini ve tüm bu olumsuzlukların puf diye yok olmasını bekliyoruz. Çünkü talimat dışında hiçbir şey yapılmadığını, yüksek bir dağdan hızla aşağı yuvarlandığımızı biliyor, kahroluyoruz.

 

 

 

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
32