Zanka

Korona virüs salgını tüm dünyada en çok sanatı vurdu. Ülkemizde de bekledikleri desteği göremeyen tiyatrolar, bir bir perde kapatmaya başladı. Son haber Ankara Sanat Tiyatrosu’ndan geldi. Perde kapanmak bir yana resmen söküldü. 1963’ten beri kullanılan salonun ışıkları, tiyatronun doğum gününde karardı…

1963 yılında Asaf Çiğiltepe öncülüğünde kurulan Ankara Sanat Tiyatrosu (AST), Ihlamur Sokak’ta 58 yıldır perde açtıkları salonlarını, tiyatronun doğum günü olan 6 Aralık'ta boşaltmak zorunda kaldıklarını duyurdu.

AST’tan yapılan açıklamada sanatseverlerin yüreğini yakan şu sözler yer aldı:

“6 Aralık 1963 yılında Asaf Çiğiltepe öncülüğünde kurulmuş olan tiyatromuzun İzmir Caddesi Ihlamur Sokak'taki tarihi salonunu 6 Aralık 2020’de boşaltmak zorunda kaldığımızı üzülerek bildiriyoruz. 58 yıldır her türlü maddi zorluklara rağmen perdelerini açtığımız salonumuzu ayakta tutmak için her türlü fedakârlığı gösterdik. Ancak özellikle pandemi döneminin getirdiği kaldırılamaz yükler, yıllardır mahrum bırakıldığımız devlet yardımları, mülk sahibinin bir tiyatro kurumuna dayattığı ağır koşullar ve uzlaşmaz tavrı sebebiyle; bir kentin, bir ülkenin belleğini, tarihini, kültürünü temsil eden; sayısız sanat insanının yetişmesine vesile olmuş; oyunlarına, her türlü etkinliklere ev sahipliği yapmış evimizden ayrılmak zorunda bırakıldık.

“NEYİ ALAYDIK HA! BİR VALİZE NE SIĞAR Kİ!”

Bu süreçte salonumuzdan kopmamak adına yaptığımız her türlü girişimlerimiz, çalışmalarımız, görüşmelerimiz, gayretlerimiz de maalesef sonuçsuz kalmıştır. 1963 yılından beri aynı adreste perdelerini açan salonumuz, şimdi bir otel, otopark veya bir mağazanın deposu olmakla karşı karşıya kalmıştır.

Bu salonu doğduğu gün boşaltmak zorunda kalmanın, bu salona emek vermiş şimdi hayatta olmayan tiyatro emekçilerinin kemiklerini sızlattığını hissediyoruz, çok üzgünüz. Son dört sezondur kapalı gişe oynadığımız Yeşim Dorman’a ait oyunun replikleri geliyor aklımıza: "Neyi götürseydik ha!' Sabahlara kadar dekor yaptığımız geceleri mi? Erkan Yücel’in, Yaman Okay’ın, Kerim Afşar’ın, Meral Niron’un oyunculuklarını mı? Timur Selçuk’un eşsiz oyun müziklerini mi? Uğur Mumcu’nun Sakıncalı Piyade’sini mi, Maksim Gorki’nin Ana’sını mı? Osman Şengezer’in harika dekor tasarımlarını mı? Onların kulislerde yankılanan sesini mi? Bunca yıldır tiyatroyu yaşatan seyircilerini mi? Neyi alaydık ha! Bir valize ne sığar ki!

BİLKENT SAHNE, AST’A KUCAK AÇTI

Bizler için hiç de kolay geçmeyen bu süreçte, Ankara Sanat Tiyatrosu olarak 58. yılımızda da var oluş çizgimizden hiçbir suretle ödün vermeden yolumuza devam edeceğiz. Bundan sonraki çalışmalarımızı bizlere kucak açan Bilkent Sahne'de devam ettireceğimizi bildirir, umutlu, sağlıklı, güzel günlerde tekrar birlikte olmayı dileriz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver