Zanka

Okurken tek başınıza olmazsınız, başka başka zihinlere girer onlarla tartışır, kızar, sever, takdir eder, belki hoş bir sohbete dalarsınız.

Oysa yazmak tamamen tek kişilik bir iştir. Ve belki de işlerin hem en zoru hem de en zevklisidir.

Kendi maceranızı kendiniz yaratır, en önemlisi aslında kendinizi tanımadığınızı fark eder, bilinçaltınızda yolculuğa çıkar, en karanlık yanlarınızı, görmezden geldiğiniz kırgınlıklarınızı keşfedersiniz.

Yazmak tek kişilik bir serüvendir. En koyu tiryakiliktir. Başladığınız zaman bırakamazsınız. Hikayeler, karakterler, tezler, antitezler ve sentezler çılgın gibi beyninizde uçuşur.

Yazmak hem susmak hem de haykırmaktır. Susmadan, dinlemeden, okumadan demlenemez; itirazınız, isyanınız, öfkeniz, mutluluğunuz, ümidiniz olmadan kalem oynatamaz, söyleyeceklerinizi kâğıda dökemezsiniz.

Bir de iyi bir hafıza ile sabır işidir. Bu duygularla Zanka Medya’da yaklaşık her hafta kesintisiz olarak yazdığım yazıları derleyip topladım. Sırasını bozmadan kitap hâline getirdim. İsmini “Ulak” koydum.

"Ulak" bir oturuşta okunup bitirilecek bir kitaptan ziyade, yavaş yavaş, sindire sindire ve kişinin kendi içinde alıp vererek, düşünüp taşınarak okuyacağı bir kitap oldu.

Daha çok erkek egemenliğinin hüküm sürdüğü siyaset konusunda yazmak kolay; tepkileri, yıkıcı eleştirileri, tehditleri göğüslemek güçtü.

Kitap seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde üç seneyi kayıt altına alması açısından oldukça önemli.

Ayrıca Türkiye'yi derinden etkileyen olayları, dış politikamızı ve sonuçlarını, toplumsal yapının nereye ne şekilde ilerlediğini, insanların değişen seçimlerini bir ayna misali yansıtıyor. Bu özellikleriyle arşiv niteliği de taşıyor.

Okur kitabı okurken, sadece siyasete boğulup sıkılmayacak. Ara ara kitap analizleri, deneme ve anı türündeki yazılarla keyifli bir okur seyri yakalayacak. Ulak'ın çıktığını haber vermek istedim.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver