Ankaragücü için bugünün gelişi çok öncelerden belli olsa da son maç bitiş düdüğü çalana kadar herkes bir umut bekledi. Bu saatten sonra biz demiştik demenin de bir hükmü yok. Ankaragücü ilk defa küme düşmüyor, daha kötüsünü de gördü. Sonuçta altın çamura düşse de değerini kaybetmez.
Bir başkan düşünün.5 senenin 4’ünde Başkan birinde ise 2. Başkan. O 2. Başkan olduğu dönemlerde de kulüp başkanı Fatih Mert tarafından, binlerin izlediği basın toplantısında bizim asıl başkanımız Faruk Koca denilmiş birinci ağızdan. Kısaca 5 senedir Kulübün Başkanı olan isim bu 5 senede 3 kere takımı küme düşürmüş,1 sene bir galibiyetle ligde tutmuş, 1 senede alt ligden üst lige çıkarmış. Unutmadan Göreve gelirken de kongrede biz bugüne kadar gelmiş geçmiş en güçlü Yönetimiz, bizim zamanımızda asla transfer yasağı olmayacak, kulübü de bizden sonraya borçsuz teslim edeceğiz demiş.
Şimdi sondan başa gelelim. Kulübü borçsuz devredeceğiz demişsin, bugün kulübün borcu 27-28 milyon Euro. Buna bu seneki oyuncuların alacakları vs eklendiğinde Türk Parası cinsinden 1 Milyar TL.Kulübü Mehmet Yiğiner’den teslim aldığınızda 10 Milyon Euro yani yaklaşık 350 milyon borç 5 senede 1 milyarı yani yaklaşık 3 katına çıkmış. Euro arttı vs vs istersen bir sürü bahane bulursun. Kulübe bu süreçte giren paraları siz açıkladınız. Üstüne borçta 3 katına çıkmış. Bu kadar paraya ortada başarı adına, tesis adına ne var? Koca bir sıfır.
Transfer yasağı bir daha olmayacak denmesinin üzerinden kaç tane yasak geldi sayısını unuttuk. Şu anda mevcut 2 yasağın üzerine daha kaç yasak geleceğini de bilmiyoruz. Alt liglerde dahi oynaması şüpheli, Ankaragücü olmasa Süper Ligi ancak bizim gibi TV’den izleyecek isimlere verilen paralar en azından bu dosyalara harcansaydı da her sezon başı, her devre arası transfer yasağı haberlerini görmeseydik.
Mehmet Yiğiner bu takımı size teslim ederken sizin iddianız biz tarihin en güçlü yönetimiyizdi. Bu nasıl bir güçtür ki geçtim maddi gücü, her maç hakkı yenen Ankaragücü’nün hakkını dahi arayamadınız. Evet bu takım küme düştü. Pendikspor’a, İstanbulspor’a 9 puan veren, Hatayspor gibi yokluk içinde mücadele eden bir takıma dahi üstünlük kuramayan takım zaten bu ligde kalmayı çokta hakketmez de yine de her maç doğranan takımın hakkını savunmaktan aciz kalmasaydınız bu takım yine düşmezdi. Tabi bu arada takımın hakkını arayından kastımız gidin hakeme kafa atın, adamlarınız saha içinde yerde tekmelesin değildi.
Şimdi gelelim yazının başlığına. Bazen gözünün önünde olan bir olayda görmek istemezsin gerçekleri. Faruk Koca’nın bugüne kadar camianın büyük bir kısmı için Onuru, gururu olması da bence böyle bir şey. Bu kadar başarısız bir Başkana camianın 5 yıl sabretmesinin, belki bundan sonra 5 yıl daha sabretmesinin başka bir izahı yok.
Emre Yıldız ısrarı,100 küsur oyuncu transferi yapıp 5 yılda 3 kez küme düşme, Saray tesisleri bizim olacak deyip bırak Sarayı son kongrede mevcut tesisler için yapacağın kulüp binası için bir çivi dahi çakamama, zaten çokta sevilmeyen Kulübü, anlık şekerinin yükselmesi ile soktuğun durum, borçsuz kulüp deyip borcu katlamak ,transfer yasakları ,kibir vs say say say bitmeyecek tüm olumsuzluklara rağmen hala suçu kendinde bulmak yerine başkalarına laf söyleyebilme ve bunun üzerine 5 yıl başkan olarak görev yapabilme.
Bundan sonra ne olacağa gelirsek. Başkanlığa aday olmayı düşünen isimler vardı. Burada di’li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü planlar hep takımın süper ligde kalması üzerineydi. Bu durumda devam ederler mi? Yoksa planları değişir mi? Kongre süreci belli olduktan sonra yaşayıp göreceğiz. Şunu çok net söyleyebilirim bu takım sahipsiz kalmaz. Ancak Haziran başı Faruk Koca’nın Mahkemeden çıkacak kararı beklediği de biliniyor. Kendi olamazsa İsmail Mert Fırat’ın yanına mevcut yönetimden 3-4 isim alarak bir yönetim kuracağı, Faruk Koca’nın arka planda başkanlığa devam edeceği söyleniyor. Maç sonu gazeteci Metiner Erdem ile yaptığı görüşmede hala kendisi dışında herkesi hatalı bulduğunu gördükten sonra bu ihtimalin hala en güçlü ihtimal olduğunu anlıyoruz. Daha önce yapmış olduğu gibi bu takımı biz düşürdük biz çıkaracağız ile başlayıp, Emre Yıldız ile devam eden bir süreç yaşarsak ta şaşırmam.
Gönlümden geçene gelirsek te her siyasi görüşe aynı mesafede, Ankara şehrinin bütün dinamiklerini hayata geçirecek, liyakat ve verilen sözleri tutmaya önem veren , Ankaragücü’nü düştüğü çukurdan çıkaracak bir yönetim. İstediğim şey çok mu zor bence değil. Maç sonu yaptığımız yayında da söyledim. İçinde Faruk Koca’nın olmadığı her oluşuma, tabi ki eleştiri haklarım saklı kalmak kaydıyla destek veririm. Faruk Koca’nın olduğu her oluşum maalesef bir adım öteye gidemez.
Çünkü çıkıp, yanlış oyuncu ve hoca seçimleriyle, gereksiz Emre Yıldız inadım nedeniyle, öfke kontrolümü sağlayamadığım için Rizespor maçı sonrası yaşanan gelişmeler nedeniyle bütün hata benim diyemeyen birinden bu saatten sonra başarı beklemek bir hayalden öteye gidemez.
Sezon boyu maalesef taraftar olarak hep yanlış yerlere eleştiri yaptı Camia. UEFA’nın resmi hesabında çıkan transfer yasağı haberini yazan gazeteciyi hedef alıp, bu yasağa sebep olana ses çıkarmadı. Futbolcuların kapasitesi belliyken neden oynamıyorsun diye onlara kızarken, bu adamları transfer edenlere söz söylenmedi. Buna eklenecek daha çok konu varda en başta yazmıştım bu saatten sonra ben söyledim demenin kimseye bir faydası yok.
İnşallah hatalardan en azından bu sefer ders çıkarır Camia ve hep beraber ayağa kalkmak uzun sürmez.
