Zanka

Prof. Dr. Gazi Özdemir


Prof. Dr. Gazi Özdemir

Beynin yapısal ve işlevsel çalışma prensiplerinden biri Dualite prensibidir. Bu prensibin aynı şekilde Kur’an’da da olduğunun ilk ipucu, iniş sırasında 59. sırada olan Zumer suresinin 23. ayetinde verilmiştir.

 

Zumer-23. Rablerini sayanların derileri, en güvenilir /güzel hadisin (Ahsenel Hadis) /söz olan kitabın /Kur'an'ın sözlerini işitince ürperir.  Kur'an, tutarlı, çelişkisiz iki tip mesajlı bir kitaptır.

Ancak bu ayette, Kur’an’da sadece 2 türlü mesaj olduğuna değinilmiş, başka açıklama yapılmamış ve iki mesajın isimlerine değinilmemiştir.  Mesajların biraz daha ayrıntıları ve isimleri, iniş sıralamasında 89. sırada indirilen Al-i İmran suresinin7. ayetinde açıklanmıştır.

Al-i İmran-7. Ey Peygamber! Allah’ın indirmiş olduğu bu kitabın bazı ayetleri muhkem /değişmez amaç özellikli, herkes tarafından açık seçik kolaylıkla anlaşılan ve kitabın anaları (Ümmül kitap) /temeli /ana iskeleti ve hedef mesajlardır. Geri kalanlar ise müteşabih /çok anlamlı /değişken mesajlardır. Kalpleri ve düşünceleri kötü niyetli olanlar, insanların arasına fitne sokmak ve kafaları karıştırmak için, çok anlamlı olan müteşabih /değişken mesajlara bile bile daha fazla önem verirler. Hâlbuki onların sembolik ve bilimsel özellikte olanlarının gerçek anlamlarını ise bir Allah, bir de "Ey Rabbimiz! Bildirdiğin ayetlerin hepsine inandık, hepsi Rabbimizdendir." görüşünü içine sindirip benimseyen bilim adamları bilir. Ayetlerin bu ayırımını, aklını kullanan, bilim ve düşünce sahiplerinden /ülül elbab’dan başkası anlayıp, düşünüp yapamaz.

Yaklaşık 60 yıldır süren Kur’an Araştırmacılığım süresince 440 sayıda Muhkem /değişmez ana farz kurallar belirledim. Yani İslam’ın şartı beş değil, bu 440 muhkem kural olmaktadır sonucuna vardım.

Muhkem /değişmez farz 440 ana mesajların 226’sı yasaklar /HARAMLAR, 214’ü ise yapılması istenenler /HELALLERdir.

Ki bu Muhkem kurallar DİNİN ANAYASA MADDELERİDİRLER.

Zaman içinde Muhkem kuralların şu 4 temel özellikleri olduğunu belirledim:

1) Anlamları açık ve kolay anlaşıldığı için tartışılmadan kabul edilip benimsenecek özelliklidirler, yani mutlak, kesin farz birer ana kuraldırlar. METNİ VE ANLAMI - HEDEFİ DEĞİŞMEZ /stabil özelliklidirler

2) Her topluma uygun özelliklidirler

3) Her zaman geçerli /ezeli ve ebedi özelliklidirler

4) “KUR'AN’DAKİ STABİL ŞERİAT" demek de bu DEĞİŞMEZ MUHKEM KURALLAR BÜTÜNÜ, kısaca İSLAM demektir.

Kur’an’da “İman edenler ve Salih Ameller gerçekleştirenler” ikili ifadesi birçok ayette birliktedir.

Birçok ayette tekrarlandığı gibi, "Elleleziyne Amenu ve 'amelu salihati" ikili ifade birliği, İman etmenin de mutlaka Salih Amellerle /Kur'an'da 440 sayıda belirlemiş olduğum Muhkem /değişmez ana kurallara uygun olumlu ve faydalı işlerle birlikte olması gerektiğini düşünürken Sebe-37. ayet bu görüşümü destekledi.

 Sebe-37. Ey insanlar! Şunu iyice biliniz ki, sizi bize yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de çocuklarınızdır. Ancak iman edip, salih ameller /değişmez Muhkem ana kurallara uygun olumlu ameller gerçekleştirmiş olmanız sizi bize yaklaştıracaktır. İşte bu durumda olanlara, yaptıklarının kat kat karşılığı verilecek, Cennetteki ve Dünyadaki yaşamlarında da güvenlik içinde olacaklardır.

Bu nedenle de Salih Amelleri gerçekleştirebilmek için Muhkem kuralları çok iyi bilmek, anlamak, kişiliğe benimsetmek ve bunlara uygun yaşamak gerekmektedir.

İman eden bir kişi, Muhkem kurallardan ne kadar çok sayıda bilir ve yaşantısına uyarlarsa, o kadar DİNDAR demektir.

İbad ve ibadet etme yöntemleri olan Muhkem kuralların temel amacı, olumlu nefslerimizi "sıratan müstakim" denilen orta düzeyde kullanmak, olumsuz nefsleri ise öldürmektir.

Muhkem kurallara uygun davranışlarda olamayacak endişesi içinde olup bu yönde içten çaba içinde olmak demek, TAKVA SAHİBİ OLMAK demektir.

MUHKEM VE MÜTEŞABİH MESAJLARI BULMA YÖNTEMİM

Muhkem /değişmez ana mesajların hemen hemen hepsi, fiili olan ve bir faaliyet belirten cümle halindeki ayetlerde bazen tek başlarına, bazen de fiilin vurguladığı hedefin aracı /yöntemi olan Müteşabih /değişken mesaj ile birlikte bulunmaktadır. Müteşabih bir yöntem de bir ayette tek başına bulunabilir.

İşte fiilli bir ayette Muhkem ve Müteşabih mesajları, yıllar içinde kendim bulduğum şu yöntemle belirledim:

* Bir ayetin önce düşünce, öneri veya faaliyete ilişkin olan fiilini buldum.

* Sonra ayette olup, fiili tamamlayan kelime varsa, onu bulma amacıyla, fiile, “Kimi, kime, neyi, neye, nereyi, nereye” sorularını sordum. Böylece bulunan 1 veya 2 kelime, Muhkem /değişmez bir mesaj olarak bir hedef oluyor.

* Bulunan bu Muhkem kurala bu defa “Ne ile, nasıl” soruları sorulursa Müteşabih mesaj, yani Muhkeme, amaca-hedefe götürücü, gerçekleşmesini sağlayıcı araç, yöntem veya kullanılacak vasıta ortaya çıkmış oluyor.

* Örneğin Hac-27. ayette "Ya İbrahim! Tüm insanlara  duyur ki, gerek yaya olarak ve gerekse deve gibi çeşitli taşıyıcılarla uzaklardan da olsa Hac’ca gelsinler” ayetinde Fiil, “Gelsinler” oluyor. Bu kelimeyi tamamlayan kelimeyi bulmak için “Gelsinler” ifadesine “Nereye” sorusunu sorunca "Hacca gelsinler" ifadesi olduğunu görüyoruz. Böylece Muhkem /değişmez ana kural olan “Hacca gelsinler” kuralı, yapılması tartışmasız ve farz olan hedef bir kural olmuş oluyor. Bu hedefe “Ne ile, nasıl” sorusunu sorduğumuzda “yaya veya deve ile” şeklinde, o zamanın hedefe vardırıcı aracını /yöntemini buluyoruz. Bu ifade "Müteşabih /değişken mesaj" demek oluyor. İşte bu mesaj zaman ve topluma göre değişken /Müteşabih olandır. Yani insanlar Hac için Mekke'ye zaman ve zemine uygun olmak üzere farklı araçlarla (uçak, otobüs, tren, taksi gibi) gidebilirler demektir. Tek bir yöntemi, aracı mutlak ve vazgeçilmez bir kural yapmak Kur’an’ın Dinamik Ruhuna terstir.

Örneğin

Mirası uygulamak Muhkem, nasıl uygulanacağı, yani yöntem Müteşabihtir,

Vasiyet ve ticari senet yapılması Muhkem, şahitler ve sayıları Müteşabihtir.

Kadın ay halinde iken sadece cinsi münasebetten yasaklanması Muhkem, fakat aynı ayette Müteşabih yoktur.

Bazen de bir ayette fiil olmaksızın bir bilgi veya hedef doğrudan belirtilmekte ve bu da Muhkem bir kural olmaktadır.

Buna göre Kur’an’ın Muhkem /değişmez ana kuralları, Kur’an’ın ilâhî görevliler tarafından korunan, dokunulmayan ve değiştirilemeyen kısımları, Müteşabih mesajları ise zaman ve toplumlara göre uyarlanacak değiştirilebilir yöntemler, yönetmelikler olmaktadır.

Kur’an’ın yıllarca sürmekte olan araştırmacılığım süresince Müteşabih mesajların 3 ana başlık altında toplanabileceğini fark ettim:

a) "Allah, Ahret, Melek, Cennet, Cehennem, Öğrenci Ruh, Cin, Şeytan, Vahiy, vs" gibi semboller şeklindedirler veya

b) Kur’an’ın indirildiği ilk toplumun da anlayamayacağı düzeyde Evren bilgileri şeklindedirler veya

c) Ana hedef, amaç olan Muhkem /değişmez bir ana kurala götürücü, onu gerçekleştirici ARAÇLARDIR /YÖNTEMLERDİR.

Yöntem, araç olan Müteşabih mesaj, dinamik-esnek-değişken özellikte ve zaman ve topluma göre farklı olabilecek bir yöntemdir. Bu yöntemler sayesinde, atalarımızın ifadesi ile "Ezmanın tağayyuru ile ahkâmın tağayyuru, inkâr olunamaz /Zamanın değişmesiyle, hükümlerin değişmesi görmezden gelinemez" kuralı gerçekleşmiş olmaktadır. Diğer bir ifade ile Müteşabih mesajlar zamana ve toplumlara göre uyarlanabilme özelliğinde olan mesajlardır.

Muhkem kuralları Metinleri ve Anlamları Değişmez /Sabit Anayasa maddeleri, Müteşabihleri ise Metinleri Sabit, Anlamları ise Dinamik /Değişken olabilen Yönetmelikler diye tanımlayabiliriz. Bu yönetmelikler zamana göre ve her toplumun uygun göreceği üzere farklı şekilde uygulanabilecek uygulamalardır.

Tabi isteyen ve uygun bulan İlk Arap toplumuna uygun olarak indirilen ve Hz. Muhammed tarafından tebliğ edilmiş ve Kur’an’da bulunan Müteşabih bir kuralı değiştirmeden aynısını uygulayabilir. Veya değişen zamana ve toplumun bilincine göre olan farklı bir şeklini kabul edebilir. Ancak bu arada Müteşabihlerin Kur’an’daki yazılı metinleri aynı kalacaktır. 

Rahmetli Prof. Yaşar Nuri Öztürk’ün ifadesi ile “Araç kurallar, amaç kuralları tahrip etmemek şartıyla devirlere, gelişmelere, ihtiyaçlara, coğrafyalara göre değişme kabiliyetine sahiptir.” 

Muhtemelen bu Muhkem ve Müteşabih kurallara ilişkin yeterli bilgileri olmayanların ŞERİAT diye istedikleri, MÜTEŞABİH /DEĞİŞKEN /DİNAMİK MESAJLAR İLE GELENEKLERİN de Muhkemler gibi Metinleri ve Anlamları değişmez kurallar olarak kabul edilmeleridir.  

Müteşabih /değişken mesajları ve Gelenekleri de mutlak ve değişmez kurallar olarak kabul etmek Muhafazakârlık diye de tanımlanmaktadır.

Bu da Kur'an'ı tamamen değişmez, tek topluma sınırlı, bütün insanlara ve zamanlara hitap etmeyen, bir kaba hapsedilmiş donuk bir su misali cansız-stabil bir kitap olarak kabul etmek olacaktır. Diğer bir ifade ile bu kişi, bir nevi geçmişte kalan, yani "Düncü" de demektir. Ve bu insanlar da Müteşabihlerin ve Geleneklerin, geçmişte olduğu gibi günümüzde de "Müteşabih şeriatı - hukuku" ismi altında devam ettirilmesini isteyenler olmaktadırlar. Dolayısıyla Müteşabih mesajlar ile Geleneksel uygulamalar, kişilerin farklı kannatlerine göre dayattıkları uygulama önerileri olduğundan "İNSAN ŞERİATI diye istismar edilen" mesajlar olmaktadırlar.

Müteşabih /değişken mesajlar, hukuk kurallarının uygulama şeklidirler. Hukuk kuralları dışındaki Müteşabih mesajlar ayrıca o zamanın toplumsal yapısına uygun sosyal ve ekonomik Muhkem /değişmez ana kurallara götürücü araç, yöntem kurallardır.

Kur’an’daki Müteşabihler ilk Arap toplumuna özgüdürler ve eski geleneksel uygulamaları kaldırmak üzere DEVRİM oluşturmuşlardır. Dolayısıyla da tarihin en büyük DEVRİM KİTABI KUR'AN, DEVRİMCİSİ ise son Peygamber olan HZ. MUHAMMED olmuştur. Buna göre de Hz. Muhammed, yenilikçidir, gelenekselleşmiş tabuları yıkan, diğer bir ifade ile muhafazakâr hiç değildir.

Müteşabih /değişken mesajlar sayesinde KUR'AN dinamik-esnek ve değişken özelliği ile ebedî kalıcılığı olan MUCİZE ve CANLI BİR KİTAPTIR.

Atatürk, küçüklüğünden itibaren başlayan ciddi bir Kur’an araştırmacısıydı ve ileri derecede Kur’an bilgisine sahipti. Kur’an’ın bu canlılığı ve ebedi özellikte esnekliği için şunu söylemiştir:

"Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telâkkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, dinin asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur.”

"Hukukî hükümler zaman ve mekân içinde içtimaî heyetlerin uğradıkları değişiklere göre değişe geldiğinden, on dört asır evvelki zaman ve mekânın ihtiyacına göre lüzumlu ve kafi görülmüş olan esaslar yerine, bugün birçok mütenevvi kanunlar ve usuller konulmak zarureti görülmüştür. Bunlar dahi ebedî olmayıp zamanla değişmeye mahkûmdurlar.”

Başka bir konuda olmak ümidiyle. İnşallah….

NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız inşallah artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR'AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur'an ayetleri", "KUR'AN'IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR”, “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ”, “HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ” ve “KUR’AN-İNCİL-TEVRAT ORTAK OLAN VE OLMAYANA MUHKEM KURALLAR”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver