Zanka

Talha Barış Yapıcı

Twitter Instagram


Talha Barış Yapıcı

Safsata, onu bilinçli olarak kullanan kimse tarafından aldatma ve yanıltma amacı taşır. Safsata kelimesinin kökeni de aldatma ile doğrudan bağlantılıdır. Latincede “Fallacia” kelimesi safsataya karşılık gelmektedir. Kandırmak, sahtekarlık anlamındadır.

Safsatayı kullanan kişi muhalifine karşı kasıtlı bir aldatma niyeti içindedir. Dezenformasyonla aynı paralelde bilinçli bir kötülük söz konusudur. Yalın Alpay (2020) mantıksal olarak safsataların yanlış olduğundan bahsederken psikolojik olarak oldukça ikna edici olduğunu söylemektedir. Post-Truth çağında yanlış bilginin kasıtlı olarak paylaşılması sonucu oluşan karmaşada muhatap, bu bilginin doğruluğundan emin olmadan ikna olur. Böylece bilgi kirliliğinin yayılmasını sağlayan kişi kazanır. Muhatabının fikirlerini değiştirmek isteyen kişi elinde karşıt fikri çürütmeye yetecek seviyede argümana sahip değilse, bile isteye safsataya başvurur. Muhatabın safsataya inanması için belirli özelliklere sahip olması beklenir. Örneğin kişinin cahilliği, önyargısı, araştırma yapmaması vb. onu safsataya karşı savunmasız hale getiren etkenlerdendir.  Eleştirel düşünme becerisine sahip olmak ise sahte ve gerçeği ayırt etmede oldukça önemli bir faktördür. Bu sayede maruz kalınan bilgi değerlendirilmeden kabul görmez. Değerlendirilen bilgiye sorgulamadan ve doğrudan inanma söz konusu olmadığı için safsatalar eleştirel düşünce duvarını aşamazlar.  

Safsatanın tanımlanmış birçok türü vardır. “İleri Sürülen Savdan Farklı Bir Savın Çürütülmesi”[1] bunlardan biridir. Bu türün bir alt başlığı olarak indirgemeci yaklaşım; itibarsızlaştırmak istedikleri fikir ya da olayları en basit ve sığ şekle sokarak bunu sonradan kolayca çürütmektir. Gerçek niyet çarpıtılarak aslıyla ilgisiz yeni bir karşı sav oluşturulmuştur.

Hem Gezi Parkı olaylarında hem de Gezi Parkı olaylarından sekiz yıl sonra gerçekleşen Boğaziçi Eylemlerinde göstericiler, AKP hükümetinin yaptığı idari tasarrufun kanuna aykırı olduğunu ve bundan vazgeçilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Evlerin balkonlarından tencere tava çalmak gibi çeşitli protesto yöntemleri ile toplantı ve gösteri hürriyeti bağlamında haklarını kullanmışlardır. Dönemin Başbakanı’nın Gezi Olayları sırasında kullanmış olduğu “tencere tava hep aynı hava” tabiri dolayısıyla bu protesto yöntemi eylem ile bütünleşmiştir.

Balkonlardan tencere ve tava çalma eylemi, Boğaziçi Eylemlerinde de kullanılınca hükümete yakın televizyon kanalı A Haber tarafından bu durum “Boğaziçi olayları üzerinden yapılan algı operasyonlarıyla ikinci Gezi hayali kuruluyor.” olarak yorumlanmıştır. Taksim Meydanı’nda imar izni olmadığı gerekçesiyle Topçu Kışlası’nı inşa ettirmemek adına yapılan Gezi Parkı eylemleri ile seçim olmadan atanan kayyım rektöre karşı yapılan Boğaziçi Eylemleri talepleri birbirinden farklıdır. Haberde ise bu iki eylem tencere tava çalarak hükümeti veya Cumhurbaşkanı’nı düşürmek ya da yıpratmak maksadına indirgenmiştir.


[1] Ignoratio Elenchi



Bu içeriğe emoji ile tepki ver