Zanka

Sosyal medyada son günlerde “20 years challange” çılgınlığı yaşanıyor. Akıma kapılan milyonlarca kişi 20’li yaşlardaki hallerini paylaştı ve paylaşmaya devam ediyor. Ancak bu akım göründüğü kadar masum olmayabilir. Tıpkı 3 yıl önce FaceApp akımında olduğu gibi, bunda da yapay zeka konusunda uyarı üstüne uyarı geliyor. Peki gençlik fotoğraflarımız neden bir tehdit olabilir? İşte bilmeniz gerekenler…

Instagram ve Twitter gündemine birkaç gündür “20 years challange” damgasını vurmuş durumda. Daha önce FaceApp uygulamasıyla gelen yaşlandırma akımının aksine bu kez hedef gençler değil, orta ve ileri yaş grubundaki kişiler. Bu yeni akımda kullanıcılar, 20’li yaşlara ait fotoğraflarını #20yearschallenge etiketiyle sosyal medya hesaplarından paylaşıyor.  

Dünya genelinde 20 years challange için milyonlarca paylaşım yapılmış durumda. Uzmanlar ise bu akımın masum olmayabileceği konusunda uyarı üzerine uyarı yapıyor. Uyarıların sebebi ise yapay zekayla veri hırsızlığı.

Uzmanlara göre paylaşılan fotoğraflarla, biometrik verilerin yapay zeka ile kopyalanabilmesi için bir zemin oluşturuluyor. Böylece kişisel veriler rahatlıkla toplanabiliyor ve yüz tanıma sistemlerinin geliştirilmesi için kullanılabilecek hale geliyor. Zira eski ve yeni fotoğraflar arasında yüz hatlarının zamanla nasıl değiştiğine yönelik analizler yapmak mümkün, bu da yüz tanıma teknolojisi için bulunmaz bir nimet olabilir. Üstelik kullanıcılar bu imkanı tamamen kendi elleriyle sunmuş oluyor.

Bu noktada yapılan uyarı ise oldukça net; bu tür akımlara inanmayın!

BAKAN YARDIMCISI SAYAN DA UYARDI

Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan da sosyal medyadan konuyla ilgili şu uyarılarda bulundu:

* Kişisel verileri ve yüz ifadelerini kopyalan bu gibi akımlar, görsel veri işleme alanına zemin hazırlıyor. Mümkün olduğunca dikkatli olmalıyız.

* Yapay zeka teknolojilerinin çözmeye çalıştığı sorunlardan biri de yaşlanmanın oluşturduğu yüzdeki değişikliklere karşı algoritmalara direnç kazandırmak. Kişinin şimdiki haliyle eski halinin değişiminden, yapay zeka algoritmalarını besleyecek istatistiki veriler oluşturuluyor.

* Aynı zamanda farklı uygulamalar ve cihazlardan paylaştığımız parmak izi ve yüz taraması gibi verilerimiz, genetik verilerimizi barındırıyor. Bu gibi hassas verilerin hangi sunucularda nasıl tutulduğu, yeterli güvenliğe sahip olup olmadığı tam bir kara kutu.

* Kişisel verilerimiz; bizi belirli veya belirlenebilir hale getiren, bizi tanımlayan ve bize ait olan bilgilerimiz. Bu sebeple kişisel verilerimizi korurken, özellikle de sosyal medyada paylaşırken daha hassas davranmalıyız.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver