Tekirdağ İmam Lisesi Mezunları Geleneksel Buluşması'na katılan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye'de ilk kurulan imam hatip okullarının zor şartlar altında faaliyetlerini sürdürdüklerini savundu ve “İmam hatip liseleri, devlet ile milletin bütünleşmesini sağladı. Türkiye'de temel meselemiz zaten budur, devletin değerleriyle milletin değerlerinin bütünleşmesidir” dedi…
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, memleketi Tekirdağ'da, Tekirdağ İmam Lisesi Mezunları Geleneksel Buluşması'na katıldı.
Etkinliğe; Tekirdağ Valisi Aziz Yıldırım, AKP Tekirdağ milletvekilleri Mustafa Yel, Çiğdem Koncagül ile protokol üyeleri ve okulun eski mezunları katıldı.
Şentop, imam hatip liselerini şu sözlerle savundu:
“İmam hatip liseleri, devlet ile milletin bütünleşmesini sağladı. Türkiye'de temel meselemiz zaten budur, devletin değerleriyle, milletin değerlerinin bütünleşmesidir. Devleti, milletin devleti haline getiren, devlet millet bütünleşmesidir. 20 yıldır zaten yürütülen siyasi mücadelenin de temel hedefi budur. Nitekim Türkiye'nin tarihine baktığımızda da imam hatip liseleri ile Türkiye'nin siyasi tarihini birbirine paralel yürüdüğünü, paralel gelişmeler içerdiğini görüyoruz. Ne zaman Türkiye'de temel haklar ve özgürlüklerle ilgili, anayasal düzenleme ilgili, demokrasiyle ilgili birtakım tehditler ortaya çıkmış, kısıtlamalar meydana gelmiş, darbeler yapılmış. En büyük zararı gören imam hatipliler olmuş”
“TÜRKİYE'Yİ NORMALLEŞTİRDİK”
Türkiye'nin 2002'den itibaren normalleştiğini de ileri süren Şentop, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanımızla beraber Türkiye'de 2002'de başlayan bu hareketi tek bir kelimeyle amacının ve gerçekleştirdiklerinin tek bir kelimeyle özetlenmesini istesek bu Türkiye'nin normalleşmesi diyebiliriz. Normal dışılıklar hep bu ideolojik yaklaşımlardan, kategoriklerden, husumetlerden, düşmanlıklardan kaynaklanıyordu. Bunları giderdikçe Türkiye'yi normalleştirdik. İşte esas olan zaten devlet ve milletin bütünleşmesi, değerler bazında bu da bir normalleşmeydi. Türkiye ne zaman bunu sağladıysa zaten büyük hamleler gerçekleştirebilmiş, milli mücadelede yapmış olduğumuz şey budur. Millet ve devletin bütünleşmesidir. Millet parasını da vermiş, canını da ortaya koymuş, fiziken kendisi de milli mücadelenin içerisinde yer almış. Devleti kurmak için kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla yer almış. Vatan topraklarını düşman işgalinden kurtarmak için mücadelede yer almış. Benzer bütünleşmeyi 15 Temmuz'da yaşadık ve dünya tarihinde halk hareketleri içerisinde tek müstesna örnektir. Dünyadaki halk hareketleri her siyasi iktidara karşı, yönetime karşı gelişmiştir. Yönetimi değiştirmek için ortaya çıkmıştır, gelişmiştir. 15 Temmuz'da ise tam tersine halk yönetimi yerinde tutmak için, anayasal düzeni korumak için devleti, siyasi iktidarı korumak için sokaklara çıkmıştır. Buna önümüzdeki zamanlarda, önümüzdeki günlerde, aylarda, yıllarda çok daha fazla ihtiyacımız olacak. Dünya gerçekten insanlık tarihinin önemli değişim süreçlerinden birisinin başında. Bu hem siyasi alanda, hem ekonomik alanda, hem teknoloji alanında, toplumsal eğilimler alanında. Birçok insanların temel alışkanlıkları alanında, topyekûn bir değişim döneminin başlangıcındayız. Böyle bir dönemde hem Türkiye olarak, bu topraklarda yaşayan millet olarak, Türk milleti olarak, kendi varlığımızı ama bu varlığımızı da borçlu olduğumuz kimliğimizi muhafaza edeceğiz. Hem Türkiye'yi büyüteceğiz ve bölgemizin en güçlü aktörlerden biri haline getireceğiz. Bunu yapabilmek için işte bu devlet, millet bütünleşmesi, milletin değerleriyle, devletin değerlerini bütünlük içerisinde olması çok önemli.”