Ukrayna dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ile ilgili “Bizim Esed'i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki. Eğer Türkiye'de muhalefet olayı böyle bir noktaya taşıyorsa bu muhalefetin hem kalitesini hem de gramını ortaya koyar” dedi…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“ZELENSKİY’E, ‘PUTİN'LE GÖRÜŞMEDE EV SAHİBİ OLURUZ’ DEDİM”
* Sayın Zelenskiy’le yaptığımız görüşmelerde ikili ilişkilerimizi ele aldık. Tabii yaklaşık altı aydır devam eden savaş, görüşmelerimizin ana konusunu teşkil etti.
* Dayanışmamızın, Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine desteğimizin süreceğini kendisiyle bir kez daha paylaştım.
* Savaşın diplomasi ve müzakereler yoluyla çözümü için elimizden gelen katkıyı sağlamaya devam edeceğimizi de ifade ettim.
* Aynen Soçi ziyaretimde Sayın Putin'e söylediğim gibi, Sayın Zelenski'ye de aralarındaki görüşmeye ev sahipliği yapabileceğimizi hatırlattım.
* Ayrıca ziyaretimiz sırasında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Guterres'in de katılımıyla üçlü bir toplantı yaptık. Üçlü görüşmede, Ukrayna tahılının ihracı amacıyla kurulan mekanizmanın faaliyetlerinin artırılarak sürdürülmesi için atılabilecek adımlar üzerinde durduk. Diplomatik sürecin canlandırılması için uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerektiğine işaret ettim.
* Ziyaretim vesilesiyle, savaşın Ukrayna'da neden olduğu fiziki yıkımın boyutlarını ve Ukrayna'ya yardımlarımızı da masaya yatırdık. Bugüne kadar olduğu gibi Ukrayna'nın yeniden imarı sürecinde de Türkiye'nin yanlarında olacağını ifade ettim.
* Sayın Zelenski de gerek ülkemizin güçlü desteği gerekse diplomatik çabaları karşısında memnuniyetini dile getirdi.
TÜRKİYE NÜKLEER ENERJİ SANTRALİ GÜVENLİĞİ İÇİN DE DEVREYE GİRECEK Mİ?
* Zaporijya konusu gerçekten rastgele bir konu değil. Ama birinci derecede Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun bu işin yakın takibinde olması ve neler yapılması gerektiği hususunda belli bir yükü üstlenmesi lazım. Burada şu an itibarıyla içeride Ukrayna'nın bu alanda etkin ve yetkin elemanları bulunuyor.
* Zelenski bizden şunu özellikle istedi; Rusya'nın buradaki bütün mayın ve benzeri döşemeleri söküp alması ve bu hususun süratle ürkütücü olmaktan çıkması. Çünkü bir tehdit unsuru.
* 'Çernobil'i yaşamak istemiyoruz' derken biraz da onu kastettim. Bu konuyu Sayın Putin'le de görüşüp, dünya barışı için önemli bir adım olarak bu konuda Rusya da üzerine düşeni yapmalıdır diye bunu kendisinden özellikle isteyeceğiz. Bu adımı atmaları gerekiyor.
* Zaporijya'da Ukrayna'nın hem kendi teknik elemanları hem kendi askerleri var. Bu teknik elemanlar ve askerlerle orayı koruma altına almış vaziyetteler.
SURİYE: BİZİM ESED'İ YENMEK, YENMEMEK GİBİ BİR DERDİMİZ YOK
* Bizim Esed'i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki. Eğer Türkiye'de muhalefet olayı böyle bir noktaya taşıyorsa bu muhalefetin hem kalitesini hem de gramını ortaya koyar.
* Bizim şu anda Suriye'de attığımız bütün adımlarla, özellikle Suriye'nin kuzeyinde Fırat'ın doğusu ve batısından Akdeniz'e kadar olan o bölgede Ruslarla yürüttüğümüz çalışmalarda terörle bir mücadele vardı. Terörle olan mücadelemizi de burada birlikte sürdürüyoruz. Bunların belli bölümünü Ruslarla beraber yaparken belli bölümünü de kendi askerimizle, güvenlik güçlerimizle yürütüyoruz.
* Hep söylüyorum, demokraside en önemli hasletlerden bir tanesi güçlü muhalefettir. Tabii bizim güçlü bir muhalefetimiz yok. Sıkıntı burada. Yani Suriye'de ne oluyor ne bitiyor haberleri yok. Biz ise ta Obama döneminden alalım, orada verdiğimiz mücadeleyi şu anda da aynı kararlılıkla devam ettiriyoruz.
* Bizim 'bir gece ansızın gelebiliriz' ifademiz boşuna değil. Vakti saati geldiğinde bu yapılır. Ama şunu da söyleyeyim; bir defa Türkiye'ye kimse böyle bir şeye hazır mısın sorusunu sormasın. Biz bütün bu işlere hazırlıklıyız. Hazırlıklı olduğumuz gibi de an be an ne gerekiyorsa bunu yapacak güçteyiz.
* Şu anda tabii özellikle Amerika maalesef binlerce tır silah, mühimmat, araç, gereç, aklınıza ne gelirse, buraya yığma yapıyor. Bu yığmayı da kimlere yapıyor? Tamamen terör örgütlerine. ABD şunu söyleyemez: 'Ben terörü beslemedim' diyemez. Terörü Suriye'de birinci derecede besleyen ABD ve koalisyon güçleridir; bunu acımasız yapmışlardır ve hala da yapıyorlar. Oradan bıkmadılar, bir de Irak'ta aynı beslemeyi yaptılar. Kime? Yine terör örgütlerine. Eğer bugün Irak'ta bir huzursuzluk varsa altında maalesef yine Amerika yatıyor.
* Ve bu terör örgütlerinin ileri gelenleriyle Beyaz Saray'da görüşme yapacak kadar ileri gidiyorlar. Biz bunların hepsini biliyoruz. Bunlar var. Aynı şekilde Rusya rejimle bir dayanışma içinde. Kendileriyle bu yaptığım ziyarette bu konuları da görüştük. Bunu artık bir yere oturtmamız lazım dedim.
* Rusya ile öyle bir dayanışma yapalım ki Suriye'de, özellikle Suriye'nin kuzeyinde, doğusu batısı fark etmez, buralarda terörle bir mücadele gerçekleştirelim.
* Şimdi hep soruyoruz; bu teröristler kaynağı nereden buluyor? İşte şu anda Kamışlı'daki kalitesiz petrolü çıkartan teröristler. Peki kim alıyor bunu? Rejim alıyor. Para kaynağı rejimde. Bunlar alıyor. Bütün bu gerçekler ortada. Bir diğer taraftan da sürekli olarak buralarda İran'ın hesapları var. Bu hesaplar da önümüzde. Biz istiyoruz ki buradaki süreci daha fazla uzatmayalım. Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok. Çünkü Suriye'nin halkı bizim kardeşlerimiz. Orada bizim öyle bir derdimiz yok. Onların topraklarının bütünlüğü bizim için önem arz ediyor.
* Rejim bunun idraki içinde olmalı. Bunları da yine aynı şekilde Sayın Putin'le Soçi ziyaretimizde görüştük. Temennim odur ki inşallah önümüzdeki dönemle ilgili Suriye'de hem anayasa bir an önce yapılır, bu iş sağlama bağlanır hem de halkın bütün bu noktadaki sıkıntılarını giderecek adımlar atılır.
* Şu anda oradan hicret edenler, iltica edenlerin ağırlığı bize geldi. 4 milyon insanı biz ülkemizde ağırlıyoruz. Bütün bunları ağırlarken rejimle sürekli savaş halinde olalım diye mi bunu yapıyoruz? Hayır. Suriye halkıyla özellikle inanç değerleri noktasındaki bağlarımız sebebiyle bunu yapıyoruz. Bundan sonraki süreç belki çok daha hayırlı olacaktır.
“ÜLKEMİZİ OLUMSUZ DEĞİL, OLUMLU GELİŞMELERİN BEKLEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ”
* Türkiye Ekonomi Modeli ile makro ekonomik istikrarı sürdürülebilir kılmayı hedefledik. Yüksek katma değerli üretimi artırmayı özellikle hedefledik. Cari dengede kalıcı iyileşmeyi hedefleyen bir politikalar bütünü olarak bunu ifade ettik.
* Modeli oluştururken ülkemizin geçmiş tecrübelerini, iç ve dış dinamiklerini, sahip olduğu jeostratejik avantajı, Kovid-19 salgını ve sonrasında yeni küresel ekonomik düzenin ortaya çıkarmış olduğu fırsatları kapsayan birçok parametreyi dikkate aldık. Tabii modelin tasarımında serbest piyasa ekonomisi ilkelerinden asla taviz vermiyoruz.
* Modelin temel politika araçlarını, Türk lirası tasarrufların özendirilmesine yönelik adımlar, selektif kredi politikaları, yatırım ortamının iyileştirilmesine dönük tedbirler oluşturuyor.
* Son dönemde model kapsamında uyguladığımız politikaların olumlu sonuçlarını da almaya başladık. Bununla birlikte özellikle IMF'nin yaptığı son açıklamalara baktığımız zaman, Türkiye'nin ekonomik olarak dünya ülkelerinden farklı bir konumda olduğunu, çok daha isabetli bir büyüme parametresini yakaladığını IMF kendisi ifade ediyor. Böyle bir konumdayız ve biz önümüzdeki dönem için ülkemizi olumsuz değil, tam aksine olumlu gelişmelerin beklediğini görüyoruz.
TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ’NDEKİ İNDİRİM GEÇİCİ Mİ?
* Öncelikle Tarım Kredi Kooperatiflerinin attığı bu adımla biz vatandaşımıza uygun fiyatlı ürünleri ulaştırırken bir yandan da birilerini terbiye ediyoruz.
* Şu anda Tarım Kredi Kooperatiflerinin 1300-1400 marketi var. Biz şimdi Tarım Krediye diyoruz ki 'Tarım Kredi, de ki market açmak üzere bana işte 250, 300, 400 metrekarelik bina ile gelin. Ürünü biz verelim. Sen ürün için işletme sermayesi koyma. Onu Tarım Kredi sana versin.' Bunu niye diyoruz? Şu andaki market sayısını 1400 değil, 2 bine, 2 bin 500'e çıkaralım ve piyasayı Tarım Kredi olarak biz balanse edelim. Çünkü bizim derdimiz burada para kazanmak değil.
* Bizim tek derdimiz var; vatandaşımıza bir kaliteli ürün, iki ucuz ürün sunalım. Mesela et ürünleriyle ilgili bunu sadece koyun kuzuda değil, büyükbaşta da yapalım. Şimdi bakın hemen muhalefet çılgına döndü; 'aldatıyorlar, kandırıyorlar, yok şöyle yok böyle' falan filan.
* Ya şu anda Tarım Kredi raflarında ürün kalmadı. Yoğun bir şekilde ürün yetiştirmeye çalışıyorlar. Ben iki gün önce genel müdürle de konuştum, dedim süratle depoların sayısını da artıralım, bu depolarla da Türkiye genelinde marketlerimize ürün yetiştirmede sıkıntı yaşamayalım.
* Şu anda gerek bakanım gerek genel müdürümüz bu çalışmayı hızla devam ettiriyorlar. Zaten bu Tarım Kredi marketlerindeki olayla, diğer zincir marketler fiyatları hemen indirmeye başladılar, başlayacaklar.
* Bizim derdimiz zaten para kazanmak değil. Burada tek derdimiz piyasayı balanse etmek, vatandaşa ucuz, kaliteli ürün yetiştirmek.