Zanka

Danyal Kürek

Twitter


Danyal Kürek

İlk zamanlarda severdim Acun‘u. Uzak diyarlara gidip bize yabancı ülkeleri gösterirdi. Kameraman Feridun’a takılırdı. Biz de kim bu Feridun? diye gülüp eğlenirdik. Sonra kutu açma programı hazırlayıp sunmaya başladı.

Saatlerce kutuların içinde hangi rakam var diye insanlar bu programı izlerdi. Renkli yarışmacılar katılırdı. Yarışmacıların yüksek bır meblağ kazanmasını isterdik. Katılımcının kazandığı para az bir miktar teşkil ettiğinde, Acun programının sonunda üzgün bir surat ifadesiyle kameraya yaklaşırdı ve biz de onunla beraber üzülürdük. Sonra düşünmeye başladım. Kutu açma kapamayla milyonları kazanan kişi aslında Acun’du. Yaklaşık üç saat kutuları izliyorduk. Bu zaman içinde bir kitap okuyabilirdik veya mutfakta daha önce hiç yapmadığımız bir yemeği hazırlayabilirdik. Resmen aldatılmışız. Sonuçta benim hayatım değişmiyordu ve bir gram bilgi sahibi olmuyordum. İşten güçten yorgun argın gelen insanlar için birebir bir programdı aslında. Fazla düşünmeye gerek yoktu. Ekranın karşısına kaykılıp günün yorgunluğunu atmak için ideal bir yapımdı.

Kutulardan sonra Survivor diye bir yarışmayı hazırladı bizim Acun. Zaman zaman misafirliklerde izlemek zorunda kaldığım ve ortamı germemek için sesimi çıkarmayıp, izler gibi yapar ama çaktırmadan duvarları izlerdim çünkü bu eylemin bana entelektüel olarak daha çok yarar sağladığına inanırdım. Her yerde temcit pilavı gibi bu yarışma karşımıza çıkıyordu. Dünyanın öbür tarafında birileri yerlerde sürünür, aç kalır, birbirlerine çemkirirdi. Şüphesiz kültürümüzü inanılmaz şekilde zenginleştiren bir yapımdı!

Survivor sona erdikten sonra katılımcıların özel hayatları internet sitelerine, magazin programlarına haber olurdu. Marmaris, Bodrum gibi yerlerde nasıl güneşlendiklerini, hangi restoranda yemek yedikleri gözümüze sokulurdu. Kendi tabirimle Survivor’a katılan kişilere Acun‘un appendiksleri diyordum ama kimse benim ne demek istediğimi anlamıyordu. Zamanla Acun kendi klikine yeni üyeler kazandırıyordu. Hiçbir işe yaramayan, belli bir süre sonra ağrı çıkarma olasılığı olan bir organ gibi ortalıkta gezinen, magazin ve sosyal medya mecralarında karşımıza çıkan apandisitler türemişti.

Acun yurt dışından bir çok yeni format getirmişti. Cambazlık yapanlar, şarkı söyleyenler, fıkra anlatıp şebeklik yapanlar bir jürinin karşısına çıkıp maharetlerini gösteriyorlardi. Jüri yine Acun’un klikinden oluşuyordu. Hülya Avşar ve Eser Yenenler gibi kişiler hangi yarışmacının yetenekli olduğuna karar veriyordu.

Başka kanallarda sergilediği kültürel zenginlikler artık bir kanalda toplanması gerekiyordu. Onun için TV8 kanalını satın alıp bir medya patronu olmuştu. Son olarak bir yemek yarışma formatını huzurlarımıza sunuyordu ve yine bir jüri vardı karşımızda. Masterchef diye bir program. Bu yapımda yemek yapmayı fazla beceremeyen kişi ekranların önünde kibirli tipler tarafından ezildiğini gözlemliyorduk.

Twitter hesabından son derece yakışıksız mesajlar atan bir kişi bu yarışmada hünerlerini sergiliyordu. Atılan tivitlerin içeriği hakkında fazla ayrıntıya girmek istemiyorum. Yaklaşık yedi sene önce atılmıştı. Twitter’in derinliklerinden yeniden su yüzüne çıkarılan mesajlar yarışmacımızın başını fena halde sıkıntıya sokacatı. Ergenlik çağını tam olarak bitirmemiş bir insanın atabileceği tivitler gibi duruyordu. Yapımcıların bu durumu fırsata çevirmek için akbabalar gibi yarışmacının üstüne çullandığını izliyorduk. Genç ve hayatın başında olan bir insan reyting uğruna milyonlarca izleyici önünde rezil ediliyordu.

Bir yarışmacıyı diskalifiye etmenin daha uygun metotları vardır elbette. Usulca kenara çekip “ Kardeşim seni bu yarışmada tutmamız mümkün degil, attığın tivitler programımızın etik değerlerine ters düşüyor, bu nedenle seni yarışmadan men etmek zorundayız” gibi sözler söylenip ve kamuoyuna yazılı bir açıklama yapılıp, yarışmadan çıkarılabilirdi. Ama bizim Acun reytinglerden yüksek bir oran sağlamak ve bu olaydan maksimum bir kazanç elde etme hırsına sahip bir kişilik olduğu için bu olayı kameralar önünde teşhir etmeyi tercih etti. Bir yandan egosunu tatmin etmek ve gücünü göstermek istiyordu.

Bu tip insanlar her yerde karşımıza çıkar. Biraz güç sahibi olduktan sonra altta kalan insanları ezmek bizim toplumuzda yaygın bir davranıştır. Bu durum aslında toplumumuzdaki çarpıkliğı gözler önüne seriyor. Doğru kişilerin doğru yerlerde olmadığı, vasıfsız insanların büyük sorumluluk getiren yerlere yerleştiğini her yerde görebiliyoruz ve bu nedenle toplumumuzu derinden etkileyen sonuçlarına katlanmak zorunda kalıyoruz.

Bu durum değişmedikce, Acun Türkiye’deki bağnaz eğlencenin bayrağını gururla taşımaya devam edecektir.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver