Zanka

Burcu Uğur


Burcu Uğur

Sıcak siyaseti gündemin merkezine oturtmak tek çıkış yolu mudur?

Olmadığını hem tarih hem de son 20 yıl bize gösterdi. 

O zaman nedir başka yöntem?

“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” diyen Atatürk aslında bize en büyük sırrı ve soruya yanıtı veriyor.

 

Kültürsüzlüğün kültür haline geldiği, halk bunu istiyor pazarlama söylemlerinin kitleler tarafından içselleştirildiği ve hatta artık sorgulanmadığı bir dönemde, kültür ve sanat ile çıkış yolu bulmak ve geleceği kurmaktan başka çaremiz ve yolumuz yok.

 

Siyasal politikalarla sanatın üzerinde yükseleceği kültürel yapı yok edilmiş ise, sanatın kendisi kültürel algıyı oluşturmak bir yol olabilir.

Kültürü sadece sanata indirgemek elbette yanlış ve pek çok açıdan eksiktir ancak bazen tersten gitmek etkili olabilir.

Şunu diyorum…

Çağımızdan örnek verecek olursak, dijital sanat.

Yapay zeka devrimi ile oluşmaya başlayan yeni kültürel, toplumsal yapıyı anlamak, adapte olmak, devrimde söz sahibi olmak için kullanılabilecek en etkili araçtır.

 

Tarihe bakacak olursak, bütün devrimci yada dönüşüm yaratmak isteyen liderlerin kültürel yapıya ve sanata odaklandıklarını görürüz. Geçen hafta Türk Müziği’nde Atatürk ve Hafız Yaşar’ı örnek vermiştim.

Bu hafta ise III.Selim’e bakalım.

III.Selim padişah olmasının yanısıra Türk Müziğinde önemli yer tutan bir isimdir.

Türk müziğinde de bir çok yeniliğe imza atmıştır. Yeni makamlar bulmuştur. (Türk müziği geleneğinde makam bulmak denmez “terkip etmek”, denilir. Her bilimin kendine ait bir dili var, ne de olsa.)

 

Hafıza’da tutularak, meşk yolu ile, hocadan talebeye aktarılan eserlerin zaman içinde unutulduğunu ve duruma bir çare bulunmasını, nota geliştirilmesini istemiştir. Abdülbaki Nasır Dede ve Hamparsum Limonciyan’dan nota çalışmaları yapmasını ister. Sürecin sonunda, Hamparsum notası olarak bilinen Ermeni harflerinden oluşan nota sistemi kabul görür ve Batı notasının kullanımına geçildikten sonra bile Hamparsum notasındaki eserler varlıklarını sürdürür. (Buradan o zaman kadar nota kullanılmadığı sonucu çıkarılmasın. Önceki dönemlerde de nota çalışmaları yapılmış, kullanılmış ancak ya ikinci planda kalmış yada tercih edilmemişti.)

III.Selim sözlü kültürden yazılı kültüre geçiş noktasında müzik alanında ciddi bir devrim yapmıştır.

Kabul gören nota sisteminin kurucusunun dinine, diline, harfine bakmamıştır. Sadece III.Selim mi? Dönemin ve sonrasının müzik icracıları, hocaları, talebeleri de…

III.Selim’in tabur hocası Yahudi İzak… Çok sevdiğim bir rivayet vardır.

Yahudi İzak harem ağalarından biri tarafından bekletilir ve kılığı kıyafetine bakılarak rencide edilir. Bunu gören Selim harem ağasına “Senin gibi binlerce köle bulurum ama İzak gibi bir tane bulamam!” der. İzak’ı makamına alır, harem ağasının akıbeti nedir, bilinmez.

 

Bunları neden yazıyorum:

Atatürk’ten sonra Türk Klasik Müziği yada Türk Sanat Müziği (ki bu tanımlamayı  II.Mahmut’tan sonra kullanmak ne kadar doğru, tartışmaya açık bir konudur. Nedeni bir başka pazar yazısında…) her ne kadar Cumhuriyet entelektüelleri tarafından yok sayılsa da, geri müzik olarak tanımlansa da (bu da başka bir pazar yazısı konusu olsun) kültür politikaları açısından bakarsanız, yaratıcı endüstri içerisinde -özellikle uluslararası alanda- dijital sanat ile birleştirildiğinde önemli bir güçtür.

 

Yerel yönetimlerin elinde uygulanma maliyeti düşük, pratik, büyük ve son bir şans var:  Sanat verilerini kullanarak cehalet kültüründen bu toplumu kurtarmak ve içinden geçtiğimiz çağın dinamiklerine toplumu hazırlamak.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver