Murat Ağırel de tutuklandı. Gözaltı ve tutuklanma süreçlerini, mahkemede yaşananları herkes zaten biliyor. Gelişmeleri avukatlarından gelen bilgiler doğrultusunda, kamuoyu ile paylaşacağız. Sorulması gereken sorular ve edilmesi gereken birkaç çift laf var. Başlayalım.
MEDYA
Dün üç gazeteci hakim karşısına çıkarken, medya mensupları, özellikle kendini muhalif olarak, aydın olarak adlandıran onca medya mensubu neredeydi?
Çağlayan Adliyesi’nin önünde Cüneyt Akman, Mustafa Hoş, Faruk Eren olmak üzere bir avuç gazeteci vardı.
Herkes mi görevdeydi, herkes mi imza günündeydi, konferanstaydı…
Umarım öyledir…
Ama inandırıcı mı? Değil.
HALK TV
Murat Ağırel henüz hakim karşısında yeni çıktığı saatlerde, Sayın Ayşenur Arslan Murat Ağırel’in tutuklandığına dair tweet atıyor.
Ardından Halk TV altyazı geçiyor.
-Sayın Ayşenur Arslan kararın açıklanmasından saatler önce neden böyle bir tweet attı?
-Sayın Ayşenur Arslan’ın twitter hesabı mı hacklendi?
-Sayın Ayşenur Arslan bu tweeti mesleki öngörü ile mi attı?
-Halk TV altyazı geçtiği dakikalarda, avukat Onur Cingil, haber için “yanlış” diye yanıt verirken…. Bu haberin kaynağı kim?
-Halk TV birilerinin algı operasyonuna mı alet oluyor?
-Sayın Ayşenur Arslan başka gazeteci, böyle bir zamanda, zamanlamada, bu tweeti atsaydı; TVler altyazı geçseydi, ne derdi?
-HALK TV programcıları bu duruma ne derdi?
KİMLER NEREDE?
Murat Ağırel Biz Kaç Kişiyiz mitinglerini örgütleyen isimlerdendi.
Tuncay Özkan nerede?
Murat Ağırel, İyi Parti’den milletvekili adayı olmuştu.
İyi Parti örgütleri nerede idi?
Evet, bugün Yeniçağ Gazetesi önünde, İyi Partililer toplanacaklar.
İyi de Murat Ağırel dün Çağlayan Adalet Sarayı’nda hakim karşısına çıktı…
CHP'den ise sadece birkaç milletvekili…
Birbiri ile ilintilenmeye çalışılan dosyalarla, haftada 6 GAZETECİNİN TUTUKLANMASININ ne demek olduğunu biliyoruz.
Deneyimledik, yaşadık değil mi?
Yani gördük bu SAHNEYİ.
Ama tabii ki vekil olarak seçtiğimiz milletvekillerine ne yapacaklarını söylemek bize düşmez.
Yüce danışmanları hem kendileri, hem partileri, hem memleketimiz için ne yapılmasını gerektiğini, en iyinin, en doğrunun ne olduğunun söylüyorlardır…
Ama biz haddimizi aşalım. Aman ha yüce danışmanlar alınmasınlar.
Henüz başlangıcındayken bu sürecin kitlesel tepki gösterilmezse,
Ankara’dan değil İstanbul’a, Kars’a kadar yürüseniz çare etmez.
Alınacak viraj kalmadı, son düzlükteyiz siyasetçilerin yüce danışmanları…
OKURLAR-TAKİPÇİLER
Sosyal medyadaki kamuoyu tepkisi çocuk tacizleri, kadın cinayetleri konularında etkili olur. Çünkü hiç kimse “benim çocuğumu taciz etsinler” demez.
Toplumun her kesimi aynı duyguya sahiptir.
Siyasal davalarda ise sadece gelişmeleri takip etme aracıdır, sosyal medya.
O nedenle tweet atınca, beğeni gönderince kamuoyu oluşturulmuş, tepki gösterilmiş olunmuyor.
Buna konforunu bozmadan vicdanını tatmin etmek deniliyor.
Tutuklanan gazetecilerimizin imza günlerindeki o kalabalıklar,
Selfie çektirip sosyal medyasında yayınlayanlar,
Her attıkları tweeti beğenen binlerce insan,
Katıldıkları TV programlarını ve yazılarını takip eden ahali neredesiniz…
Yine apolitik olma modası mı başlattınız…
Ama biz bu SAHNEYİ de görmüştük.
15 sene, 10 sene öncesinin sessizliğinin bedeli bugünler oldu.
Tercih bizlerin!!!