İletişimi sahici yapan meydana geldiğinde oluşan duygudur, güvendir. İzlediğimiz bir filmin tek taraflı bir iletişim kurmamıza rağmen uzun yıllar zihnimizden çıkmaması her hatırladığımızda aynı coşkuyu yakalamamız duygu ile harmanlandığını gösterir.
Günlük iletişimimizde de belli bir zaman geçtikten sonra aklımızda kalanlar olacaktır. Akılda kalanların neredeyse tamamı yine duyguyu tetikleyenlerdir uyarıcıların eserdir. Tüm bu durum bir yerde insanın subjektif değerlendirme problemi ile bizi baş başa bırakıyor. Hoşumuza gideni onaylamak onun zihnimizde çok daha fazla kalıcı olmasını sağlıyor. O zaman sahicilik ile hoşumuza gitmesi arasına kocaman bir duvar örmek gerekmez mi? Hoşumuza gidenler duygularımızı okşayabilir ancak iletişimin devamı ve güvenirliliği hakkında sorunlarla bizi baş başa bırakabilir. Hayal kırıklıklarımızın çokluğunda bu durumun payı yadsınamaz.
Sahiciliğin anahtarlarından yüzümüze bir bakalım. Bakalım derken detokslar ve operasyonlarla duygularını dönülmeyecek tatile gönderenlerle vedalaşarak bakalım. İnsan görünümlü duygu robotları yazının kapsamı dışındadır. Yüzümüz her zaman bir kitaba benzetirim. Zaman zaman elinize aldığınızda her okumaya başlarken başka bir heyecan ve duygu sarar yüzlerimiz de böyle. Aynı yüzlere sürekli baksak dahi her an bambaşka bir anlam bizi kapıda karşılayabilir. Yeter ki zaman ayıralım ve ayna vazifesi gören yüzümüzün sahicilik sihrini bir kenara not edelim.
Günlük konuşmalarımızda sıkça duyduğumuz cümleler vardır. " Sahi sen benden ne istiyorsun" veya " artık sadede gelir misin" yanlarına muhakkak sizlerin de ekleyeceği birçok cümle kalıp vardır. Tüm benzer cümleler insanın niyet arayışının bitmeyen meseledir. Özellikle günümüz dünyasında niyeti sorgulamak istemsizce yaptığımız davranış haline geldi. İster duygular giderek daha sahteleşti deyin isterse artan iletişim kanalları nedeniyle bombardıman altında kaldığımız için kalkan vazifesi deyin niyet zihnimizde hep bir yerlere duruyor. Sahici bir iletişim arayanların uğradıkları duraklardan biridir niyeti sorgulamak.
Etkili iletişim denildiğinde bize öğretilen ezberlerden biri de etkili iletişim araçlarını kullanırsak sonuç almamız neredeyse kesindir. Gerçekten öyle mi? Her hikaye anlatan hedefi on ikiden vuruyor mu? Unutmayalım araç ne olursa olsun içerik ve davranış sahici değilse olsa olsa kendimizi kandırırız. Araçlara taparak içeriği boşlamak ya da değersizleştirmek bize birilerini hatırlatır. Sahici iletişimin karşı kaldırımında oturan yapmacık insanları. Bir şifre daha yapmacık olmaktan uzaklaşarak sahici bir iletişime ulaşabiliriz.