Zanka

Mustafa Solak

Twitter


Mustafa Solak

Bu yazımı okuduktan sonra "neden sağcılara lafın yok" diyeceklere söyleyim ki ben emeğin yüceliği gibi afaki söylemi geçtim, emeğin iktidarını savunan biri olarak solcuyum, "uygarlık batıda" diyenlere karşı Batının emperyalist yüzünü ortaya sererim, antiemperyalistim, "oy almak için biraz da biz kamuoyu önünde imamlı-dualı açılışlar, mitingler yapalım" sığlığına karşı laikliği savunurum. Özetle idarei maslahatçı, "biraz da ben büyüyeyim" fırsatçısı solculardan değilim, devrimciyim. Sağcılara da eleştiri, uyarılarım var ama takip edenler az. Dolayısıyla eleştirilerimi okuyacaklar, esasen solcu kesim.

Yukarıda eleştirdiğim özelliğe sahip olanlar ve hatalarından ders çıkarmak istemeyenler bu noktadan sonra okumasın lütfen.

Barda Alevilere hakaret eden kadını izlemişsinizdir. Kadına küfrettiler. Yılmaz Özdil sokağa çıkan herkese "Angut" dedi. (11:50-12:05'i izleyiniz. https://m.youtube.com/watch?v=xGN6Cfd5zLE). Zülfü Livaneli ilaç öneriyor, tepki üzerine güya şöyle özür diliyor:

“Bu nedenle yazdıklarımı geri alıyor, edindiğim hiçbir bilgiyi paylaşmayacağıma söz veriyorum. Sevda Değil fln paylaşırım, ne güzel eğleniriz. Bu arada herkes Cübbeli Ahmet’ten pek de farkı olmayan hocaların peşinden gitsin.”

Topluma “siz Cübbeli Ahmet’e layıksınız” demeye getiriyor. Herkes doktor yakınından duyduğu paylaşsa doktorlara gerek var mı?

“Bilmediğim konuda yanlış yaptım” demiyorsunuz bari de, “hiçbir bilgiyi paylaşmayacağım” diyerek özür mü diyor, “size iyilik yaramaz” fırçası mı atıyor?

Topluma “siz Cübbeli Ahmet’e layıksınız” demeye getiriyor. Herkes doktor yakınından duyduğu paylaşsa doktorlara gerek var mı?

Enver Aysever, bu karikatürü paylaşıyor. Sonra “halkın dini duygularını rencide etmek istemedim” diye savunma yapıyor. Keşke bunu paylaşmadan önce düşünseydi. Takipçileri “pis yobaz”, “100 bin imam 1 doktor etmiyor” şeklinde, kastetmek istemeseler de imam-doktor karşıtlığı yarattıkları algısına neden oluyorlar. Karikatürü çizen de paylaşan da niyet etsinler veya etmesinler “sakallı, şalvarlı, tespihli birini görürsek yobaz diye yaftalamalıyız” algısına neden oluyorlar.  Hangi algıya teslim oluyorsunuz” diye eleştirince de çekememezlikle, birilerinin adamı olmakla yaftalanıyoruz.

İmam-doktor/öğretmen karşıtlığı yaratan ifadelere karşı olumlu bir örnek için Korona’ya etkili ilacı bulmaya çalışan doktorlara dua eden birini gösteriyoruz ama tepki aynı: “yobaz, dinci, duayla mı olur bu iş!”

“Kendince dua ediyor, senin değerlerine hakaret mi ediyor? Din üzerinden seni mi geriyor? Sen dua etmiyor musun çaresiz kalınca?” diye sorduğumuzda “ama” deyip başka hususlardan kendini haklını çıkarmaya çalışıyor. Oysa biz bu karikatürden bahsediyoruz. Başka hususları karıştırmadan bir konuyu tartışabiliriz.

“Her dua edene dinci yaftası yanlış” dediğimde bir okurum algıya teslim olduğunu şöyle ifade ediyor:

“Karikatürü çizen dua edeni çok çirkin çizmiş. Eğer sizin gibi olumlu bir düşünce ile çizmiş olaydı sevimli bir tip çizerdi.”

Karikatürü çizenin, paylaşanın seni sürüklemek istediği algıya teslim olma arkadaş!

Karikatürü anlamaya (aşı bulmak için doktorlara dua edilmesini) anlamaya çalışmıyor; kıyafetine, sakalına bakıyor ve yaftalıyor. Bunu sorgulayıcı düşünceye sahip diye düşündüğümüz üniversite mezunu kişiler de yapıyor.

Özetle muhalifi olduğunuz kişi söylese küfredeceğiz ifadeyi; önemsediğiniz gazeteci, yazar söyleyince "adam doğru dedi" diyorsunuz. Önemsediğiniz kişi paylaşınca
"ama haketti" diyorsunuz. Hala anlamıyorsunuz. Haketmek başka, kamuoyu önünde sokak ağzıyla yazmak, konuşmak, toplumu kutuplaştırmak başka.

Sosyal medyada iktidarı, yobaz bir yazarı eleştiriyorum. Hakaretli yorumlardan geçilmiyor. Bu yorumları beni desteklese bile farkedince siliyorum. Şurası da var ki halkın tanıdığı kişilerin bir kısmı sizleri kutuplaştırarak konumlarını korumak ve yükseltmek istiyor. Takipçilerinin hatalarını halının altına süpürüyor ama muhalifi olduklarının piresini deve yapıyor. Sizlere “nasıl da hatasını açığa çıkardı, nasıl da lafını vurdu, aslanım, işte adam budur” dedirtmek istiyorlar. Sizler de haliyle “kutuplaştırılıyorsunuz, milletin arasına nifak sokuyorlar” diyen bizim gibi yazarlara “kıskançsınız, adamlar neler yapıyorlar, siz de neyi eleştiriyorsunuz, kimin adamısın söyle bir” diye tepki gösteriyorsunuz.

Oysa mesele ayrılıkları azaltıp milletin birliğini sağlamak. Bu bakımdan soruyorum:

Bu mudur solculuk? Kutuplaştırılmaktan şikayet ediyorsunuz. Böyle mi kutuplaşmayı azaltacaksınız? Böyle mi çocuklarınıza, torunlarınıza, akrabalarınıza örnek olacaksınız? Halkı aşağılayarak, aşağılayanlara mazeret bularak mı halka öncülük edeceksiniz?

Düzeyli eleştiri, uyarı yaparak meramımızı anlatacak yeteneğiniz yok mu?

NOT: Yazdıklarımın bir kısmı din-laiklik bağlamında olduğundan yanlış laiklik algısına dair “Laikliği Doğru Anlamak” kitabımı okuyabilirsiniz.

 

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver