Daha geçen gün İstanbul Sözleşmesi uygulansın başlıklı bir yazı yazmıştım. Öyle görünüyor ki gün aşırı kara haberler almaya devam edeceğiz.
Her kara haber sonrası da kimilerimiz kederle sahip çıkacağız, kimilerimiz de vicdansız ruhumuzun esiri olacağız.
Daha dün bir kadının neden öldürüldüğünü, İstanbul Sözleşmesinin neden iptal edilmeye çalışıldığını sorgulamak yerine " uzun bir kızı nasıl sığdırdın varile" tweetini gördük. Aklınızı kullanma cesareti gösterin biraz. Bu nasıl cehalet !
Bu satırları yazmadan birkaç dakika önce Pınar Gültekin'in abisinin açıklamasına denk geldim. Pınar, katil Cemal Metin Avcı'nın evli olduğunu bilmiyormuş, evli olduğunu öğrenmiş ve aramamasını söyleyince kaçırılıp katli gerçekleşmiş vs vs...
Ne garip bir açıklama bu böyle. Ne yani evli olduğunu biliyor olsaydı cinayeti normal mi karşılamamız gerekiyordu.
Bu açıklamayı yaptıranlar utanır mı bilmem ama ben bayağı utandım.
Kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin önüne geçmek yerine İstanbul Sözleşmesi'ni ortadan kaldırmaya çalışmanın peşine düşmüşler. Son yıllarda şöyle bir bakıyorum da halkın lehine kaç tane yasa çıktı meclisten. Hayvanları koruma yasası ne oldu, Otizm Eylem Planı neden uygulanmadı ? Gibi gibi...
Bir de kendilerine göre yaşam tarzlarını diline dolayan bir güruh var ki kadın cinayetlerini meşrulaştırmaya çalışan. Burası Türkiye, burda 3-4 yaşındaki çocukların tecavüz sonucu öldürüldüğü, özel gereksinimleri olan çocukların bakım evlerinde taciz ve şiddet olayları var. Şöyle karanlık geçmişlerimize bakın o çok yoruyorsa yakın geçmişlerimize de bakabilirsiniz.
Hiçbir gerekçe kadın cinayetlerini meşrulaştıramaz ! Bunu sakın unutmayın...
Pınar'ı canice öldüren Cemal Metin Avcı'nın kan donduran ifadeleri karşısında insanın nefesi kesiliyor. Bir insan nasıl bu kadar gözü dönmüş şekilde vahşete imzasını atabiliyor. Ve üstelik bu vahşeti savunanlar da peşinden geri durmuyor.
Pınar' ın gerçekten o adamla sevgili olup olmadığını bilmiyoruz. Ortada bir yasak aşk varsa bu durumu kaldıramamış da olabilir. Ne olursa olsun bu vahşeti hak etmedi. Ama yok bir gereksiz güruh çıkacak illaki ve evli bir adamla ne işi vardı diyecek. Çünkü erkek aklansın tek dert bu. Kadını karalamak en kolayı zaten.
Peki ya bu erkeğin eşine karşı sadakat yeminine ne oldu? Sorgulayan yok tâbi.. Erkektir yapmıştır bir kaçamak değil mi? Gönlüne bir başkasını alacak kadar soğuduysa eşinden, niye boşanmamış ? Olur mu hiç niye ayrılsın, "evdeki dursun, cepte o" dışardakiyle de gönül eğlendiririm sıkıntı ederse sustururum olur biter.
Ya bu adamın eşi, kocasını aldatsaydı evliyken başka bir adam bulsaydı ve bugün katil olarak kadından bahsediyor olsaydık, neyi tartışacaktık? Bir canın katledilmiş olmasını mı, yoksa namus naraları mı atacaktık?
Devlet politikası, kadın şiddetine karşı yaptırımları hafif tuttuğu sürece ve kadın üzerinden namus bekçiliği devam ettikçe şiddetin, tecavüzün ardı arkası kesilmeyecek...
Şimdi geride bir genç kız toprak altında, bir eş yaşayabileceği en büyük acıyı yaşıyor ve dilerim ki yanlışa düşüp katilin savunucusu olmaz. Ve masum bir küçük kız çocuğu, gelecekte bu acıyla nasıl mücadele edecek kimbilir? Bir erkek bir kadını yaşamdan kopartırken geride kalanların da hayatını yok ediyor... Ve artık biz kadınlar olarak yeter İstanbul Sözleşmesi uygulansın yeter diyoruz...