Geçen akşam sosyal medya gündemi Gülay Uygun etiketiyle sallandı. İlgili konuya bir baktım da Aleyna Çakır' ı öldüren Ümit Can Uygun 'un annesiymiş.
Birkaç okuma sonrası olayı anladım. Ama açıkçası yazmak için, bir gün bekleyip hatta özellikle önceki günlerin televizyon programlarına ve haberlerine bakıp da öyle yazmak istedim.
İzledikten sonra ilk izlenimimi yazılı olarak aktarayım. Vay arkadaş dedim ! Baba oğul bir olup Gülay Uygun' a zorla mektup mu yazdırdı, sonra da kafasına mı sıktı ?
Sonra da bayağının da bayağısı bir senaryo yazıp Müge Anlı' yı mı suçluyorlar dedim ? Videoda bir de Süleyman Soylu'dan yardım da istemezler mi ?
Hani biraz garipsedim de durumu. Tıpkı hepimiz gibi... İki şüpheli cinayet varken kameralar karşısına çıkıp nasıl bu kadar rahat tavır sergiliyorlar diye düşündüm? Üstelik de alkollüler ! Birinin annesi ölen, diğerinin de karısı ve akıllarına ilk gelen şey Müge Anlı' yı suçlamak olmuş. Az biraz aklı olan insanlar bu matematik de bir denklem hatası olduğunu anlar. Yanlış denklem arkadaşlar, bu olayın intihar olduğuna inanmamızı bekleyip aklımızı hafife almayın. Tüm Türkiye'nin aklını hafife almış olursunuz. Çünkü bu hatalı denklem çözümünde hatalı olan adımı bulmayı hep birlikte çözüme ulaştıracağız....
Sağlık problemlerimden ötürü doktora gittim bugün, eve döndüğüm gibi Müge Anlı' yı özellikle açtım. Herkes gibi olay ile ilgili tepkisini merak ediyordum. Geri adım atmayarak sevenlerinin onu boşuna sevmediğini kanıtladı bence Müge Anlı !
Ben şahsen Müge Anlı'nın cesaretine yıllar önce bir programı sırasında yaşanan silahlı saldırı sonucu haber sitelerinde izlediğim görüntülerden de verdiği tepkiden ne kadar cesur ve korkusuz olduğunu gözlemlemiştim.
Benim yazılarımı okuyanlar denk gelmişlerdir sanırım; Hegel'in bir sözü vardır "aşina olan bilinmez" işte Müge Anlı'nın programında bu sözün eylemine çok kez tanık olduk diyebilirim.
Nedir aşina olan bilinmez ? Hegel neden bahsetmiştir burda ?
İnsanların göründükleri gibi olmadıklarını, onların kendilerini bize nasıl tanıttılar ise o kadar tanıdığımızı ve herkesin bir maskesi olduğundan söz eder Hegel...
Valla ben genelde de biraz olsun herkesten her şeyi bekle tavrindayım ama lakin ne yalan söyleyeyim; " Müge Anlı'nın programında görmüyor musun neler oluyor ?" Diye bir cümleyi de kuruyor muyum, kuruyorum ? Evladı için ağlayan feryat eden annelerin katil olduklarına tanıklığımız müşahhaslasmış durumda....
Yahu bakıyorsun Ümit Can Uygun' a da insanın aklından bu çocuk da cinayet işleyecek bir tip yok diyemiyorsun. Tâbi bu insanı elbette ki yanılgıya götürecek bir şey. Yeterli delillerin toplanıp er ya da geç suçluların cezasız kalmaması temennimiz. Lakin kollarında derin kesikler olan, küfürlü konuşmanın dışında konuşmayı beceremeyen, dahası ve anlatılanlar üzerine verdiği demeç; hiç de sütten çıkmış ak kaşık bu çocuk dedirtmiyor. Yani bunu da söylemeden geçersek taş oluruz efendim !
Adalete güvenimin artışının tazelenmesi için umutla bekliyor olacağım gelişmeleri...
Öyle çok fotoğraf var ki okunması, konuşulması gereken ama insanın gördükleri karşısında tüyleri ürperiyor. Ah be güzel kızım, ah be Aleyna ! Koşulların neydi de görünen bu tehlikenin içine yolların kesişti diye soruyor kalbim acıyarak.
Her şeyi yazdım eksikleriyle ama hepimizin gördüğü savunma konuşmasını yapan şahsı çok anmayacağım. Söylediği şeylere kendi inanıyor mu, inanmadığı şeyleri de savunur mu diye sorguluyorum ?
Allah eğer konuştuğumuz şey çelişkiliyse bize onu savunma imkânı vermesin. Çelişkili konuşmalar da yaptırtmasın efendim. İnsan şaşar beşer ya etmeli yine en güzelinden dua...
Birkaç yıl önce sormuştum; " felsefenin disiplinlerinden etik sorar insanlar neden "ahlâk" lıdır diye ? Bu zamanda da soruyoruz ahlâklı insan kaldı mı ?" diye devam etmiştim. Ahlâksızlar çoğalmış olabilir ama dürüst insanların varlığından şüphe etmemeliyiz diyorum bugün !
Özümseyerek okuyan herkese sevgilerimle....