12. 04. 2020 tarihli köşe yazımın sonunu; tuttuğunuz takıma oy verdiğiniz partiye, sevdiğiniz sanatçılara, kişilere vs aklınıza gelebilecek her şeye karşı aşırı fanatiklik iyi değildir, naçizane tavsiyem diye bitirmiştim.
Akşamına son dakika haberlerinde Süleyman Soylu'nun istifa haberi geldi.
Fanatizmin düşünmeyi engellediği konumuz ya;
Rize'de bir kişinin Soylu'nun istifası üzerine 5 katlı binanın çatısında intihara kalkıştığını okuduk, gördük haber sitelerinde.
Şehitlerim beni çağırıyor diyordu.
Sapere Aude!
Sapere Aude güzel kardeşim!
"AKLINI KULLANMA CESARETİ GÖSTER" demektir meali....
Kendinize gelin yahu! Bir bakan istifa etti diye intihara mı kalkışır insan?
Çok üzüldüğümü belirtmek isterim. İnsanların düşünme gücünü yitirmiş olmaları can sıkıcı!
Soylu'nun istifa ve üzerine konuşacak olursak; Ak parti içinden bu duruma sevinenler de oldu aynı şekilde üzülenler de. Sokağa sevinç gösterileri de yansıdı üstelik. Muhalif tarafta bu durumun bir tiyatro olduğunu dile getirdi. Toplumun gazını aldılar ve oynadılar diye düşünüldü...
Danışıklı dövüş mü yoksa Soylu'nun özgür iradesiyle aldığı bir karar mıdır, artık orası giz....
Bize teoriler üzerinde düşünmek ve önümüzdeki süreç neler getirecek okuması kalıyor.
Hep birlikte bakalım görelim.
Araya reklam girmiş ve biraz sonra televizyondaki diziye geri dönecekmişiz gibi bir duygu içindeyiz hepimiz.
Reklam arası istifa kabul edilmemiş olsa da; Cuma gününün sorumluluğu alındı diye değerlendirme yapacağız.
Artık reklam sonrası Kral Çıplak der miyiz demez miyiz izleyip göreceğiz. İyi seyirler...
Sevgilerimle....