Zanka

Çoğunuz Afganistan'da ki durumdan haberdarsınız. İstikrarsızlık, yoksulluk, kan ve gözyaşı bir türlü eksik olmuyor.

2000'li yılların başında ABD ve NATO güçlerinin Afganistan'a müdahale edip  asker indirdiğinden bu yana, koalisyon güçleri ve Taliban arasında şiddetli çatışmalar yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor.

İntihar eylemleri, sabotajlar ve  bombalar eksik olmadığı gibi birçok ABD ve NATO askeri de öldürüldü.

Bu savaş ABD'ye pahalıya patladı. Çünkü  hem asker kaybediyor hem de çok maliyetliydi.

Ve durumun bu gerçeği sebebiyle de , ABD ve NATO bu bataklıktan çıkmak istiyor hâliyle...

Ancak arkada yerine geçirebileceği bir Jandarma'ya ihtiyacı var.   Yani yerine bir Jandarma lazım !

Bunun için de Türkiye'ye göz kırpıyor.

Bildiğiniz gibi Nato Zirvesi' nde sayın Cumhurbaşkanımız :

" Afganistan konusundaki düşüncelerimizi not alarak Biden'e ifade ettik. Türkiye olarak eğer Afganistan'dan çıkmamız istenmiyorsa, DİPLOMATİK MALİ konularda ABD'nin vereceği destek önem arz ediyor" ifadelerini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı'nın konuşmalarından sonra, benim de  aklıma Nazım Hikmet'in şiiri geldi.

Dönemin ABD Savunma Bakanı John Dulles, Kore Savaşı'nın olduğu zaman ; " Türk askeri çok masrafsız, 23 sente denk geliyor " diye konuşunca,  Dulles'in bu ifadeleri sonrası Nazım Hikmet'de , "23 SENTLİK ASKER " şiirini kaleme alıyor.

 

Şiir nasıl mıydı? Şöyle:

23 SENTLİK ASKER

Mister Dalles,

sizden saklamak olmaz,

hayat pahalı biraz bizim memlekette.

Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz, koyun eti,

Ankara'da 23 sente,

yahut iki kilo kuru soğan,

yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,

elli santim kefen bezi yahut,

yahut da bir aylığına

yirmi yaşlarında bir tane insan.

erkek,

ağzı burnu, eli ayağı yerinde,

üniforması, otomatiği üzerinde,

yani öldürmeğe, öldürülmeğe hazır,

belki tavşan gibi korkak,

belki toprak gibi akilli

belki gençlik gibi cesur,

belki su gibi kurnaz

(her kaba uymak meselesi) 

belki ömründe ilk defa denizi görecek,

belki ava meraklı, belki sevdalıdır.

Yahut da aynı hesapla Mister Dalles

(tanesi 23 sentten yani)

satarlar size bu askerlerin otuz beşini birden

İstanbul'da bir tek odanın aylık kirasına,

seksen beş onda altısını yahut

bir çift iskarpin parasına.

Yalnız bir mesele var Mister Dalles,

herhalde bunu sizden gizlediler:

Size tanesini 23 sente sattıkları asker

mevcuttu üniformanızı giymeden önce de,

mevcuttu otomatiksiz filan,

mevcuttu sadece insan olarak

mevcuttu, tuhafınıza gidecek,

mevcuttu hem de çoktan mı çoktan,

daha sizin devletinizin adı bile konmadan.

Mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu,

mesela, Mister Dalles,

yeller eserken yerinde sizin New-York'un,

kurşun kubbeler kurdu o

gök kubbe gibi yüksek,

haşmetli, derin.

Elinde Bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek.

Hali dokur gibi yonttu mermeri,

ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına

ebemkuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri.

Dahası var Mister Dalles,

sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz,

zulüm gibi,

hürriyet gibi,

kardeşlik gibi sözlerin,

dövüştü zulme karşı o,

ve istiklal ve hürriyet uğruna

ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek,

ve yarin yanağından gayri her yerde,

her şeyde,

hep beraber,

diyebilmek için,

yürüdü peşince Bedreddin'in

O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali'dir.

Kaya gibi yumruğunun son ustalığı:

922 yılı 9 eylülüdür.

Dedim ya Mister Dalles,

Herhalde bütün bunları sizden gizlediler,

ucuzdur vardır illeti.

Hani şaşmayın,

yarin çok pahalıya mal olursa size,

bu 23 sentlik asker,

yani benim fakir, cesur, çalışkan, milletim,

her millet gibi büyük Türk milleti.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver