Geçen hafta yapılan ve maalesef Ankaragücü’ne hiçte yakışmayan sahnelerinde yaşandığı Kongre sonrası Başkan seçilen Fatih Mert ve Yönetim Kurulunun nasıl bir performans göstereceği ve zor günler geçiren camiayı beklenen güzel günlere taşıyıp taşıyamayacağı merak konusu.
Yeni Yönetim Kurulunun ilk maçı olan Gaziantepspor FK maçı birçok açıdan çok önemliydi. Zorlu takvim öncesi alınacak bir 3 puan rahat bir nefes aldıracaktı Sarı-Lacivertlilere. Ankaragücü’nü açıkçası Kayserispor maçından sonra ilk defa bu kadar istekli, bu kadar oyuna hâkim gördüm. Bütün futbolcular her maç gösterdikleri savaşçı oyunlarının yanına bu sefer seyri güzel bir oyunda ortaya koydular. Ancak Kayserispor maçında yaşanan talihsizlik Gaziantep FK maçında da yaşandı. Kayserispor maçında kaçan 2 puan, Antep maçında kaçan en az 1 puan inşallah ligin ilerleyen zamanlarında aranmaz ve Ankaragücü bu sezonu kazasız belasız atlatır.
Hafta sonu oynanan Trabzonspor-Göztepe maçını izleyenler Sosa’nın gününde olmamasının şampiyonluk yolunda Trabzon’a nasıl çelme vurduğunu görmüşlerdir. Çok iyi mücadeleye rağmen orta sahada etkisiz paslar nedeniyle 3 puanı Göztepe’ye bırakan Trabzon o gün ne yaşadıysa dün Ankaragücü’de aynısını yaşadı. Canteros çok değil performansını %40-50 lere taşısa sezonun en iyi topunu oynayan Aydın’a azcık ayak uydursa Antep maçının sonucu çok farklı olurdu. Futbol farklı bir oyun. Dün Gaziantep FK 3 puan için ne yaptı deseniz cevabı yok. Geçtim 3 puanı 1 puan için ne yaptı deseniz onun bile cevabı yok. Pazdan ve Korcan’ın şanssızlığı yenilen ilk gol, Metin Hocanın son dakikada yaptığı anlamsız oyuncu değişikliği sebebiyle yaşanan motivasyon kaybı ile gelen ikinci gol. Maçın ilk dakikasından son dakikasına kadar maçı isteyen, bu isteğini sahaya yansıtan, pozisyon bulan, kısacası yapması gereken her şeyi yapan Ankaragücü’nün uzatma dakikalarında yediği golle haftayı puansız kapaması herkes için oldukça üzücü oldu.
Gaziantep FK maçında tribünde olan Ankaragücü taraftarı ellerinden gelen desteği verdi. Fatih Mert’in göreve gelmesi ve bilet fiyatlarının düşük tutması ile cezasız bir Ankaragücü taraftarı 20 bin kişi ile o stadı doldurur ve kuracağı baskı ile bu maçı aldırırdı. Artık Ankaragücü taraftarı da bazı konularda öz eleştiri yapmak zorunda. Beşiktaş maçında kimseye faydası olmayan aşırı tepki belki de dün galibiyete mani oldu. Ankaragücü’nün Federasyondan ceza almadığı maç yok. Şu anda Ankaragücü için 1 kuruş bile çok değerliyken gereksiz cezalara para ayırmak büyük kayıp Kulüp için.
Ankaragücü küme düşme hattından kendini dışarı atabilir mi? Bunu ilk yarıda alacağı puanlar belirleyecek birazda. 15 puan altında tamamlanan bir ilk yarıda Ankaragücü’nün şansı çok az olur. Göztepe, Antalya, Denizli maçlarını en az 6 puanla geçmek gerekiyor. Futbol birazda şans oyunu dedik. Sarı-Lacivertliler bu 3 maçtan 9 puanla da çıksa sürpriz olmaz, 0 puanla çıksa da. Dün Zanka Spordan arkadaşların maç için sordukları görüşlerimde de dile getirdim. Öyle isimli değil ortalama bir santrfor olsaydı kadroda bugün en 4-5 puan fazlası olurdu Ankaragücü’nün. Sadaev gibi futbolla yakından uzaktan alakası olmayan bir isme verilen paranın yarısına Kehinde bile takımda tutulsaydı yeterdi.
Burada bir futbolcuya ekstra parantez açmak lazım. Sadece dün değil bu sezonun en istikrarlı oyuncusu Kulusic. Bir Pazdan bir Pinto kadar destek alamadı tribünlerden ama dün de görüldü öyle kritik noktalarda müdahaleleri oluyor ki rakip forvetlere boş pozisyon yakalama şansı bırakmıyor. Kulusic bu performansla her takımda aranan futbolcu olarak yer alır.
Ankaragücü’nün en büyük eksiklerinden biri alt yapıdan futbolcu çıkaramamak. Fatih Mert göreve geldikten sonra alt yapı işini emin ellere teslim etti. Tamer Açar ve Cengiz Paça işbirliği belki şimdi değil ama kısa süre sonra yeniden futbolcu çıkaran bir altyapı haline getirecektir Ankaragücü altyapısını. Eski Başkan Mehmet Yiğiner’in hep dert yandığı yapılandırma çıkmadı feryadının en büyük sebeplerinden biride alt yapıdan futbolcu çıkaramamak. Trabzonspor sadece Yusuf Yazıcı transferi ile yapılandırma borcunun %70 ni öderken, Yiğiner kaynak yaratmak adına ileride büyük paralar kazanabileceği Altay’ı apar topar Fenerbahçe’ye sattı. Kulüpler şu anda kurtuluş reçetesi olarak gördükleri yapılandırmanın ileride nasıl Bankaya borçlandırma tuzağı olduğun anlayacaklar ama iş işten geçmiş olacak. Bu kriz dönemini alt yapıdan futbolcu çıkarabilen takımlar daha rahat atlatacak bunu zaman içerisinde göreceğiz.
Fatih Mert ve Yönetim Kurulu başarılı olabilir mi peki? Fatih Mert’in Yönetim Kurulunda yer alan isimlerin bir bölümü daha önce 1910 Ankaragüçlüler Derneğinde de yöneticilik yapmış isimler. Fatih Mert, Tamer Açar ve Levent Duygun listedeki Dernek kökenli 3 isim. Dernek aslında Yönetici çıkarmak adına bir okuldu. O dernekte Bekir Çakan, Abdullah Karaata gibi Kulüpte Yöneticilik yapmış isimlerde yer alıyordu. Eğer hayatına devam edebilseydi bugün belki de Ankaragücü Yönetiminin tamamı Dernekten çıkmış gerçek Ankaragüçlülerden oluşabilirdi. Fatih Mert ve Tamer Açar gerçekten yürekten Ankaragüçlü isimler bu konuda kimsenin şüphesi yok. Ancak mali olarak ellerinden gelenin fazlasını da yapsalar verebilecekleri bir yere kadar. Bu sebeple iş aslında dönüp dolaşıp Faruk Koca isminde bitiyor. Sponsorluk anlaşmaları, MKE ile yaşanan sıkıntıları çözmek Faruk Koca için çokta zor olmasa gerek. Faruk Koca’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile de arasının iyi olduğu söylense de ben Belediyeye yakın Abidin Doğan’ın kongrede seçime girmemeleri yönünde kendilerine ikazda bulunulduğu açıklamasından sonra araya bir soğukluk girdiği düşüncesindeyim. İş burada Fatih Mert ve Tamer Açar’a düşüyor. Büyükşehir Belediyesi ile aralarındaki buzlar eritilmedikçe kaybeden Ankaragücü olacaktır. Böyle bir şeyi iki isimde elbette istemez. İki tarafta uygun bir zeminde buluşmak zorunda. Gerekirse talep olması durumunda Murat Ağcabağ ekibinden de Abidin Doğan ekibinden de isimleri yönetime almaları gerekiyor. Fatih Mert ve arkadaşları Ankaragücü bir kurtuluş savaşına girdiler madem bu savaşta herkese ihtiyaç var.
Fatih Mert bugün yaptığı açıklamada 300 milyona yakın bir borçtan bahsetti. Bu borç nasıl oldu, kimler sebep oldu elbette bunun hesabı sorulmalı ama bu tartışmanın şu aşamada Ankaragücü’ne bir dönüşü yok. Önce sorunlar aşılmalı, ondan sonra bunlara sebep olanlardan tek tek hesap sorulmalı.
Son olarak Kongrede Ali İhsan Mutlu’ya yapılan saldırı herkes gibi beni de çok üzdü ve yaraladı. Ali İhsan’la beraber pek çok Ankaragücü organizasyonunda beraber yer almış ve birçok deplasmanı beraber yapmış bir arkadaşı olarak o çirkin görüntüyü kabullenmem mümkün değil. Bu vesile ile kendisine bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi ileteyim.