İki Başöğretmen konusuna devam edeyim: KADIN HAKLARI İLE İLGİLİ Hz. Muhammed’in Başöğretmenlik ve gerçekleştirdiği Devrimler - düzeltmeler:
- Doğacak çocuğun cinsiyetinin Allah tarafından belirlendiği açıklandı (Şura-49)
- Evlenme-boşanma-miras ve verasette, kadına söz hakkı verildi (Bakara-180, 226)
- Ölen kişinin karısı, varislerine kalıyor ve varsa üvey oğlu ile evlendiriliyordu, üvey oğlu yoksa ölen erkeğin en yakın varisi ile mehirsiz evlendiriliyordu, bu geleneğe son verildi
- Yetim kalan kız çocuğunun malı varsa, malı için en yakın bir akrabası ile evlendiriliyordu, bu gelenek iptal edildi
- Okuma-öğrenme-öğretme-bilim ve sanatsal faaliyetler her iki cinse tanındı ve Kız çocukları okutulmaya başlandı (‘Alak-1-5)
- Kur'an’da, kadın ve erkek ifadeleri aynı ayette kullanılarak kadın ve erkek eşitlendi (Nahl-97, Nisa-124, Hadid-18)
- Çalışma hayatına başlayan ve meslek edinen kadın sayısı artmaya başladı
- Kadın idareci oluşun önü açıldı (Neml-22-23)
- Evlilik tek eşe indirildi (Nisa-3, 129)
- Boşanan kadına nafaka bağlandı (Bakara-241)
- İdarecilerin seçiminde kadınlara da oy hakkı /el sıkışılarak biat etme hakkı verildi (Feth-10, Mümtehine-12)
- Kadının şahitliği erkek ile aynı şekilde benimsendi (Bakara-282)
- Kadına yönelik suçlar da erkekler gibi kısas prensibinde uygulanmaya başlandı
- Kadının yakınları da erkek için akraba sayılmaya başlandı
- Cariye şeklindeki kadın köleliği sonlandırıldı
- Kadının ay halindeki tecrit uygulaması kaldırıldı ve ay hali bir hastalık olarak görülmeye başlandı (Bakara-222)
- Lokman-14. Ayette açıklandığı üzere, şükretme sırasında Allah’tan sonra kadın konularak, kadına verilen önem vurgulandı Lokma-14).
- İlk yaratılan insanın Adem’in annesi olduğu (Al-i İmran-59) ve Cennet öncesi son sınav yerinde Şeytan’a uyanın eşi değil, Adem’in olduğu vurgulandı ve kadının aleyhine olan bu yanlış durum düzeltildi (A’raf-20, Al-i İmran-59).
- Doğacak çocuğun kız veya erkek oluşunu Allah'ın belirlemekte ve böylece de eşitlemekte olduğu belirtildi (Şura-49)
- Evlenirken kadına mehir konulup korunmaya başlandı (Nisa-4)
- “Zihar = Sen bana anamın sırtı gibisin” geleneği kaldırıldı ve bu benzetme ile boşanma geleneği iptal edildi (Ahzab-4)
- Mahşer günü, cinsiyet farkı ve ayrıcalığı olmaksızın her canlının hesaba çekileceği vurgulandı-Hadid-12
- Mahşer'de ilk sorguya çekilecek olanın, kız çocuğunu canlı canlı gömen veya yaşayan ölü misali cahil bırakan, yaşam haklarını gasp edenin olacağı açıklandı. Böylece kızların hakları korunmaya başlandı (Tekviyr-8-10).
- Cennet veya Cehenneme gitme hakları bakımından eşit olacakları belirtildi-Tövbe-68, 72
- Allah, özgür irade, sorgulayıcı akıl ve sorumluluk demek olan emanet sorumluluğunun, hem kadın, hem de erkekte olduğu belirtildi- En'am-165, Ahzab-73
- Kadının da erkek gibi çalışması, kazancı olması ve mülk sahibi olması, dolayısıyla aile sorumluluğunda birlikteliği açıkça belirtildi (Nisa-32)
- Birbirleri için birer elbise oldukları belirtilerek her iki cins eşitlendi (Bakara-187)
- Kadın tarla, erkek çiftçidir denilerek ilgi ve saygı gösterilmesi vurgulandı-Bakara-223
- İdareciye derdini ve şikayetini anlatma özgürlüğü verildi – Mücadele-1
- Ergenlikten önce evlenme, dolayısıyla da çocuk gelinler yasaklandı (İsra-34, En'am-152 ve Nisa-6)
- Boşanan kadına ilk defa nafaka verildi – Talak-6
- Kocası ölen kadının 1 yıl aynı evde bakılması sağlandı – Bakara-240
- Evlenme işlemi yasal kayıtlı hale getirildi – Nur-32
- Boşanmak üzere olanları barıştırmada, Vasiyet şahitliklerinde ve Ticari bir borçlanmada erkek ile aynı sayıda şahit oluşu belirtildi-Talak-2, Maide-106, Bakara-282
- Erkekler gibi biat için kadınlarla el sıkılması uygulandı (oy kullanmaları)- Mümtehine-12
- Aileye bakma sorumluluğu erkeğe verildi – Bakara-228
- İlk yaratılan insanın kadın olduğu açıklandı – Al-i İmran-59
- Yasak meyvede Adem’in kandırılmış olduğu belirtildi – Taha-120
- Kur’an’ı okurken kadının özel kıyafet giymesi kaldırıldı
- Tek eşlilik kuralı getirilip, çok eşliliğe son verildi – Nisa-2-3, 129
- Kadının aybaşı halinde sadece cinsi münasebet ve oruç yasaklandı – Bakara-222
- Çocuğun 2 yıl emzirilmesi sırasında, erkeğin anneye bakma zorunluluğu getirildi- Bakara-233
- Salat toplantılarına kadının da katılması istendi – Tövbe-71
- Küçümsenmesi ve ötekileştirilmesine son verildi – Necm-21
- Bilerek insan öldürmede
- Fidye veya yargı cezası getirildi– İsra-33
- Öldürülenin günahları öldürenen– Maide-29
- Sorgusuz Cehennem’e – Bakara-178
- Her iki cinsin şehvet yerlerini koruması ve kadının göğsünü de örtmesi ikazı yapıldı-Nur-31, Ahzab-26, Nahl-81
Görüldüğü gibi Kur’an aracılığı ile Allah’ın tek dini olan İslâm’n muhkem /değişmez ana kurallarına göre Hz. Muhammed, olağanüstü meşakkatli ve zorlu bir çaba ile çok sayıda devrimsel yeniden yapılanmalar gerçekleştirmiştir. Bu kadar çok sayıda devrimsel değişiklikler gerçekleştirmeyi başarmak, Hz.Muhammed’in normal bir insandan çok farklı ve üstün özelliklere sahip olduğunu göstermektedir. Peygamberin Allah tarafından peygamber görevi için özel olarak yaratılmış ve 40 yaşına kadar farklı sınavlarla hazırlanmış olduğu Kalem-3-4, A'la-6-8, Kevser-1, Kaf-22, İsra-74, Hicr-87, Hakka-40, Nisa-113 ve Tevbe-128. ayetlerde açıklanmıştır.
Kur’an ile başlayan devrimsel yapılanmalar, Hz. Muhammed’in vefatı ile yavaş yavaş görmezden gelinip yeniden eski uygulamalara dönüldü ve bu dejenerasyon zaman zaman görevli olarak gönderilen Hallac-ı Mansur, Pir sultan Abdal, Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre, Hacı Bektaş, Ebu Hanife ve Ahmed Yesevi, son olarak da Atatürk ile düzeltilmeye başlanabildi. Böylece Atatürk sayesinde Kur’an’ın gerçekleştirmiş olduğu, fakat asırlardır rafa kaldırılmış olan şimdiye kadar saymış olduğum devrimsel yapılanmalar yeniden yürürlüğe konmağa başlandı.
Hz. Muhammed’in bir Peygamber ve Başöğretmen olarak gerçekleştirmiş olduğu bu yenilikler /devrimler konusunda bilgisi olan Atatürk de, bu temelde başlıca şu yenilikleri /devrimleri gerçekleştirdi:
- Anadolu’da yaşayan toplumun çoğunluğunun ana dili olan Türkçe’yi, konuşulduğu şekilde en iyi açıklayan harflerle öğrenmeleri için Harf devrimini gerçekleştirdi
- İlime önem verdiğini şu söylemleri ile vurguladı: “Dünya’da her şey için, Medeniyet için, Hayat için, Başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. Hayatta en hakiki mürşid ilimdir, fendir. İlim ve fenden başka mürşid aramak Gaflettir, Dalalettir, Cehalettir.” “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin” (‘Alak-1), Bu paralelde bilim ve sanata önem verdi ve zamanında İstanbul Üniversitesi, Yüksek Maden ve Mühendis Mektebi, İlahiyat Fakültesi ve İmam Hatip Okulları, Yüksek Mühendis Mektebi, Balıkçılık Mektebi, Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi açıldı ve Yüksek Ziraat Enstitüsü, Maden Tetkik Arama Enstitüsü, Türk Tarih Kurumu kuruldu, Müzeler açıldı. Bizzat kendisi Geometri kitabı yazdı ve Türkçe terimler türetti,
- “Benim manevi mirasım ilim ve akıldır” diyerek akıl prensibini de aşıladı. Kur’an’daki Taakkül-Tefekkür-Tezekkür önerilerini uyguladı ve taklidi red etti (Bakara-170)
- İnsanların konuştukları ana dillerini yazı ile ifade etme kolaylığını sağladıktan sonra, asırlardır bilmedikleri ve dolayısıyla anlamadıkları dil olan Arapça Kur’an yerine, anladıkları ana dilleri Türkçe olan Kur’an ile Din denilen muhkem /değişmez ana kuralları öğrenmelerini sağladı (Meryem-97, Taha-113, Cumu’a-5)
- Altı yüzyıldır insanları kul olarak gören ve “Kullarım” diye hitap eden Padişahlık idaresine son verdi. Böylece de ülkede düşünce özgürlüğünü başlattı (Hud-26, Zumer-2)
- Padişahlık döneminde borçlar ve kapitülasyonlar nedeniyle kaybolan ülke bağımsızlığını sağladı ve mandacılığı da reddetti
- Cumhuriyet sistemi denilen idarecilerin halkın oyları ile belirlenmesini başlattı, Kadına seçme ve seçilme hakkı tanındı (Fetih-10, Al-i İmran-159) ve şura meclisi olarak TBMM’sini oluşturdu (Bakara-1014)
- Dini konularda devletin tarafsız kalması gerektiğini ve karışmayıp vatandaşını aşırılık ve zorlamalardan koruması ile Allah ile baş başa bırakmasını, yani Laiklik prensibini başlattı (Kalem-44, Müddessir-14)
- Kur’an’daki müteşabih /zaman ve zemine göre değişken olan hukuk kuralları yerine, oldukça değişmiş Dünya durumuna uygun modern hukuk prensipleri paralelinde kanunları benimsedi (Al-i İmran-7). Ki benimsenen kanun maddelerinin çoğu da zaten Kur’an’daki muhkem /değişmez ana kurallara uygun olmuştur.
- Her bireyi kanunlar karşısında eşit kılan ve hak edene hak ettiğinin adilce verilmesi demek olan Demokrasi sistemini başlattı (Sad-26)
- Ülke insanının geçimini, dolayısıyla da sadece Allah’ın rızasını öncelemek üzere ve kendi menfaatini düşünmeden Tarımda, sanayide, eğitim ve ekonomide hedefler belirleyip gerçekleştirdi (Leyl-18-21).
- Maaşı dışında serveti yoktu ve vefat etmeden önce yaptırdığı vasiyet ile bunu evlatlıkları ile İsmet İnönü’nün çocuklarının eğitimine ve Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumuna bağışlamıştı.
- Kur’an’ın karşı çıkması gibi Din temelli gruplaşmalara karşı çıktı ve hem dine, hem de insanların inançlılığına zarar verdikleri için tekke, zaviye, cemaat ve tarikatlara son verdi (En’am-65, 159)
- Kadının çalışması, bilim yapması, evlenme kararında söz sahibi kılınması, miras, vasiyet ve her türlü şahitlikte erkekle eşit tutulması, geleneksel kıyafetinin dinselleştirilmesinden kurtarılmasını sağladı (‘Alak-1, 3, Ahzab-37, Bakara-282, Ahzab-26, Nur-31, Nahl-81)
- Alkolik oluşa ve sarhoş olacak şekilde alkol kullanmaya karşı oldu, az kullanmayı benimsedi (Bakara-219)
- İman etmenin mutlaka Salih amellerle /Allah’ın yarattıklarına fayda sağlayacak faaliyetlerle pekiştirilmesi bilincindeydi ve herkesin böyle davranmasını istedi (Enfal-2-4, Asr-3)
- Gerek Kur’an’ın muhkem /değişmez ana kurallarını göz önünde bulundurması ve gerekse günlük yaşantısı ile topluma örnek olma prensibini uygulamıştır (Duha-11, Saffat-108). Bu prensibine uygun olmak üzere şu örneklikleri gerçekleştirdi:
- Tarımı geliştirmek üzere çiftçilere örnek olsun diye çiftlikler kurdurdu
- Tasarrufu teşvik için İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kurdurdu
- Okuma-yazmayı arttırmak amacıyla Halk odaları, Köy okulları, Köy kursları, Millet Mektepleri ve Halkevleri kurdurdu
- Laikliği, Özgürlüğü, Cumhuriyet ve Demokrasiyi öğreten “Vatandaş için Medenî Bilgiler” ismi ile Yurttaşlık kitabı yazdı.
- Uygar, şık ve temiz giyinme örnekliği yaptı
İşte Atatürk, Fatır-32 nci ayette belirtildiği üzere Kur’an mirasçısı olarak Kur’an’a sahiplenmiş ve bu temelde devrimleri gerçekleştirmiştir.
Fatır-32. Ya Muhammed! Senden sonra da Kur'an'ı, siz insanlara miras bırakmışızdır. Fakat Kur’an’daki buyruklarımızı bilmelerine rağmen, kimi yanlış yola sapıp kendi nefslerine zulmedecekler, kimi orta yolu tutacak, kimi de Allah'ın izniyle en iyisini yapmada örnek olacaklardır. İşte Allah’ın en büyük lütfü bunlara olacaktır.
Açıkladığım bu özellikleri ile hem Hz. Muhammed, hem de Atatürk, bu örneklikleri ile sınırlı bir topluma değil, bütün Dünya insanlarına Başöğretmenlik yapmışlardır. Her ikisi de sadece savunma savaşı yapmışlar ve yine her ikisi de hiç savaş kaybetmemişlerdir. Fakat Hz. Muhammed’den sonra saldırı savaşları yapılmış ve Hz. Muhammed ile Kur’an’ın prensiplerine aykırı davranışlar başlamıştır.
NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR'AN Tercümesi", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur'an ayetleri", "KUR'AN'IN KULU KÖLESİ MEVLANA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM” ve “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”