Zanka

Prof. Dr. Gazi Özdemir


Prof. Dr. Gazi Özdemir

Hz. Muhammed’in vefatından itibaren başlamak üzere asırlardır insanlar Kur’an’da olmayan ek haramlaştırma veya mevcut haramları helalleştirme işgüzarlığına başlamışlar ve 2 asır sonrasında oluşturulan mezhepler çerçevesinde, bu eklemeler iyice artış göstermiştir. Nahl-116. ayete baktığımızda, böylesi davranışlar Allah’a iftira olarak değerlendirilmiştir.

 

Geçen yazıya devam ediyorum.

Diğer gizli şirkler      

Nahl- ll6. Bilgiçlik taslamak üzere veya menfaatiniz var diye kendi kendinize uydurduğunuz yalanlara ve bahanelere dayanarak, "bu helaldir, bu haramdır" demeyin. Çünkü böyle yaparsanız Allah adına yalan uydurmuş ve O’na iftira etmiş de olursunuz. Allah adına yalan uyduranlar kurtuluşa ulaşamazlar /iflah olmazlar /sıkıntılardan kurtulamazlar.

       Hz. Muhammed de bu ek haramlaştırmaların özellikle din adamları tarafından insanlara önerildiğine değinmiştir.  Rivayete göre Hz. Muhammed, "Din adamlarını biz Rab olarak görmüyoruz ki" diye itiraz eden Yahudi ve Hıristiyanlara, din adamları ile ilgili şu açıklamayı yapmıştır "Din adamlarının helâl veya haram dediklerini, kitaplarınızda olup olmadığına bakmadan hemen kabul ediyorsunuz. Ya haramlaştırdıkları gerçekten de kitaplarınızda yoksa, o zaman ek haramlaştırma yapmış olan din adamlarınızı Rab yerine koymuş oluyorsunuz".

       Maide—3. Ayette belirtilmiş olan ve yine asırlarca halkın iyi niyeti ve Kur’an bilgi eksikliğinin istismar edildiği konulardan olan “Helal hayvan kesimi” konusudur.

Maide-3. Ey iman edenler! Leş eti, kan, domuzun eti (veya murdar olmuş, bozulmuş eti, kanlı eti) ve Allah'tan başkası adına kesilenler, boğulmuş, vurulmuş, düşmüş, boynuzlanmış ve yırtıcı bir hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar, eğer canları çıkmadan kesmemişseniz ve Allah dışında veya yanında tapınılan putlar adına ve başkası adına adanıp kesilen hayvanlar, kesim taşlarında kesilen hayvanlar ve gelecekle ilgili fal okları atmanız /fal bakmanız size haram kılınmıştır. Bunlar birer fısktır /yoldan çıkış nedenidir.

       Görüldüğü gibi, sayılan bu haramlaştırmalar açıkça belirtilmiş ve Maide- 5 nci ayette, bunların dışında herhangi bir ek haramlaştırmalar yapmak yasaklandığı gibi, Yahudi ve Hıristiyanların kestikleri hayvanların etleri de helal kılınmıştır.

Maide-5. Ey iman edenler! Dininizi tamamladığım bugün, bu sayılanların dışında, haklı elde ettiğiniz şeyler de size helâl kılınmış oldu. Örneğin kitap verilenlerin /Yahudilerin, Hıristiyanların yiyecekleri size, sizin de yiyecekleriniz onlara helâldir.

       Çünkü üzerinde durulan konu, kesilecek hayvanın Allah dışında bir put veya bir başkasının adına kesilmemesi, diğer bir ifade ile Allah’a şirk koşulmaması olmaktadır. Bu konuya yine En’am-118. ayette de değinilmiştir.

En’am-118. Ey insanlar! Allah'ın ayetlerine iman ediyorsanız, eğer zikredilmişse, sadece Allah'ın ismi anılarak /euzu besmele denilerek kesilmiş hayvanların etlerini yiyin.

       Bu ayete göre, hayvan kesilirken eğer zikredilmiş ise sadece Allah’ın adının anılması istenmektedir. Hiç kimsenin adı zikredilmemişse, bu defa etin yenmesi serbest olmaktadır. Hz. Muhammed bu durumda eti yerken “Bismillah” ile yenmesini önermiştir.

       Maide-4. ayette ise “Helal gıda” konusuna açıklık getirilmiş ve Helal gıda için “Haksız kazanç ile elde edilmeyen gıda” deyimi kullanılmıştır.

Maide-4. Ey Peygamber! İman etmiş olanlar, Sana nelerin helâl olduğunu soruyorlar. De ki; "Size temiz olan /haksız kazanç karışmamış bütün yiyecekler helâl edilmiştir. Allah'ın size öğrettiği üzere, eğiterek yetiştirdiğiniz avcı köpekleri gibi avcı hayvanların yakaladıklarını da, Allah'ın ismini anarak /besmele çekerek yiyin.

     Hatta avcı köpeklerinin salyalarına bulaşmış olsa da bu hayvanların yenmesine de olur verilmiştir.

     Yine farkında olmaksızın veya dikkat edilmediği için şu durumlar da birer gizli şirk olmaktadırlar:

  • Bir yardımı gösterişle ve yardım edileni belirterek, onun gururunu inciterek yapmak         
  • Kur'an'da olmayan bir din kuralı eklemek
  • İrade dışı olmuş bir olayın nedenine yönelik yorum yapmak
  • Başkalarının dinî inancına karışmak, zorlamak, yönlendirmek üzere baskı uygulamak veya inancı veya inançsızlığı nedeniyle hesaba çekmeye kalkışmak
  • İnsanları az, orta veya çok imanlı diye tanımlamak
  • Allah’tan başkasına tevekkül etmek

Hud-123. Ey insanlar! Göklerin ve yerin gaybı /gizledikleri bilgiler Allah'a aittir. O’nun emri ile yaratılan her şey önünde sonunda Allah'ın huzurunda toplanmak üzere geri dönecek ve görecekleri gerçekler karşısında O’na mutlaka iman ve ibad edecektir. Sen yalnızca Allah'a ibad /kulluk et ve yeterli çabanı da gösterip sadece O’na tevekkül et. Şüpheniz olmasın ki Rabbin her yaptığınızdan habersiz /gafil değildir.

  • Şefaati Allah’tan başkasından beklemek

En’am-51. Ya Muhammed! Rab'lerinin huzuruna çıkacaklarının heyecanı içinde olanları, Sana vahyedilenle /Kur'an'la uyar ki iyice korunabilsinler ve yollarını şaşırmasınlar. Çünkü onların Allah'tan başka bir dostları /velileri ve şefaatçileri yoktur. Umulur ki, takva sahibi olurlar.

Tevbe-80. ayette, peygamberin şefaatçi olmadığına değinilmiştir.

Tövbe-80. Ey Peygamber! Onlar için ister bağışlanma dile, ister bağışlanma dileme, istersen de yetmiş kere şefaat dilesen bile, hiçbir yararı olmayacak ve Allah onları affet­meyecektir. Çünkü onlar, Allah’ı ve O'nun buyruklarını bildiren elçisini inkâr ederek küfre saptılar. Şu iyice bilinsin ki Allah, yoldan iyice çıkmış /fasık toplum­ları, muhkem /değişmez amaç hükümlere uygun olumlu ameller gerçekleştirme olan doğruya /hidayete erdirmez.

  • Allah’tan başkasını veli /güvenilir dost kabul etmek

Ankebud-41. Allah'tan başkasını evliya /veliler /vazgeçemedikleri dostlar edinenlerin örneği, ağdan bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Çünkü bu evde dişi örümcek bir süre sonra eşinin ona olan güvenini yok sayıp onu yiyecektir. İşte insanlar, keşke bu durumu bilseler de Allah ile aralarına birilerini sokup öncelikle onu veli /dost edinmeseler.

ŞİRK KOŞMAK VE ŞİRK KOŞANA FARKLI BAKIŞ

  • Şirk koşmak, zulme sapmaktır

Lokman-13. Lokman, oğluna öğüt verirken: "Sevgili oğlum, dikkat et ve Allah’a sakın şirk koşma. Çünkü Allah’a şirk koşmak  kendine  büyük bir zulüm olur” diyerek nasihatte bulunmuştu.

  • Şirk koşmada ısrarcı olan, şeytan’ın dostudur

"Şirk koşmak ne demektir" bölümünde, şirk koşmanın basit bir tanımlama olmayıp, maddȋ olabileceği gibi manevi bir duyguyu ısrarla ve tek hedef olarak belirleyip peşinde olmanın da şirk koşma olabileceğine Ayetler ışığında açıklamaya çalıştım. Bu bölümde de ısrarla şirk koşmakta olanın durumu ve karşılıkları konusuna değineceğim.

       Nahl-63. ayette açıkça Allah’a bir şekilde ve bilinçli bir ısrarla şirk koşmaya devam edenin, ayrıca riyakârca davranışlar yanında, iman da etmemiş ise, artık Şeytan’ın dostu diye tanımlanacağı vurgulanmıştır.

Nahl-63…..Şeytan, o gün de, bugün de şirk-ortak koşanların, riyakâr ve iman etmeyenlerin dostudur. Bu nedenle de ayrıca ona uyup yanlış yola saptıkları için onlara acı bir azap da olacaktır.

       Çünkü bu kişilerin anlama ve doğru yolu bulabilme yetenekleri, hak etmiş oldukları için bir karşılık olarak körleştirilmiş, diğer bir ifade ile kalpleri mühürlenmiştir. Bu nedenle de bu kişiler artık olumsuz nefslerinin esiri olacakları için, Şeytan bu olumsuz nefslerini kullanır ve daima peşlerinde olur.

  • Şirk koşmak, bir peygamber öldürme gibi büyük bir günahtır ve azap edilir

     Kur’an’da tartışılmaksızın kabul edilen ve her topluma ve her zamana uygun özellikli muhkem /değişmez ana hükümlerin ilki ve en çok üzerinde durulanı Şirk koşmanın, haksız yere Peygamber öldürme ile eşit büyük bir günah olduğu dikkat çekmektedir.

Al-i İmran-21. Sonuç olarak insanlara, Allah'ın bildirdiklerini inkâr edip, saptırıp veya gizleyerek ve şirke de saparak küfre girmiş olanlarla, haksız yere peygamberleri veya halkın arasında adaleti, hakkı ve doğruyu uygulayan veya savunanları öldürenler için oldukça elem verici bir azap olacağını bildir.

       Dolayısıyla da böylesi bir suçun karşılık cezasının da ağır olacağı belirtilmiştir. Fakat enteresan bulduğum bir yaklaşım İsra-18 nci ayette belirtilmiş olduğu gibi, şirk koşma hatalarına rağmen bu kişilere de çok arzu ettikleri her türlü nimetin esirgenmeyeceğidir.

İsra-18. Tam bir imanının olmaması sonucu kim sadece acele eder ve bu geçici dünya için istekte bulunur ve çaba gösterirse, uygun bulduğumuz üzere ona istediklerini veririz. Ancak ahrette, ortak-şirk koşup bildirilenleri inkâr ederek küfre saptığı için, huzurumuzda kınanmış ve kovulmuş bir şekilde onu Cehenneme sokarız.

  • Anlama ve doğruyu bulma yetenek ve anlayışı mühürlenir

Münafikun- 3. Yine böyleleri önce iman ettiklerini söylüyorlar, fakat sonra tekrar Allah’ın tekliğini ve buyruklarını inkâr edip şirk koşarak küfre sapıyorlar  ve böylece ikiyüzlü davranıyorlar. İşte bu nedenle de, onların kalpleri /anlayışları /doğruyu bulma ve anlama özellikleri mühürlenmiştir ve artık doğru yola yönelemezler.

  • Şirk koşanın affı kolay değildir

       Allah’a şirk koşanın af edilmesinin kolay olmayacağı ve bazı şartlara bağlı olacağına Hud-3 ncü ayette değinilmiştir.

Hud-3. Rabbinizden bağışlanma isteyin, sonra da işlemiş olduğunuz hatayı tekrarlamayacağınıza dair tevbe edin. Öyle yaparsanız Allah, belirlenmiş yaşamınız süresince sizi güzel nimetlerle besler ve geçindirir. Fazladan olumlu ameller gerçekleştiren herkese de, bu amellerinin karşılığını fazlasıyla verir.

       Görüldüğü gibi tevbe etme yanında, bu hatayı bir daha tekrarlamama ve Kur’an’da 400’ün üzerinde sayıda belirtmiş olduğum ve her biri birer ibad etme /kulluk etme yöntemi demek olan muhkem /değişmez ana hükümlere uygun salih /olumlu işler gerçekleştirme şartları da gerekmektedir.

  • Şirk koşanın amelleri, ahrete yansımaz

       Şirk koşanın, tevbe ve tek Allah’a iman etmeksizin sadece salih /olumlu ameller gerçekleştirmesinin ancak Dünya hayatında fayda sağlayacağı, Ahret hesaplaşmasına ise yansımayacağı belirtilmiştir.

Zumer-65. Şunu bilesin ki, Sana ve Senden önceki elçilerimize "Eğer Allah'a şirk-ortak koşanlardan olursanız, olumlu da olsa amelleriniz boşa gider ve Ahrette kaybedenlerden olursunuz” diye vahyederek ikaz etmiştik.

       Hatta Tevbe-17. ayette Mescit yaptırmalarının bile onları kurtarmayacağına ve sorgusuz sualsiz doğrudan Cehennem’e atılacaklarına değinilmiştir.

Tövbe-17. Müşrik olanların mescitler yapıp durmaları /veya onarmaları, onlara bir şey kazandırmaz ki. Çünkü onlar, bildirilenleri inkâr ederek küfre sapmışlardır ve tüm amelleri boşunadır. Bu nedenle onlar sorgusuz sualsiz, sürelerce kalacakları Cehennem ateşine doğrudan atılacaklardır.

  • Şirk koşanın salih amelleri, Allah’a yaklaştırmaz

       Çünkü Allah’a yaklaşmanın bir yolu olan Salih ameller gerçekleştirmenin yetmeyeceği ve mutlaka şirk koşmamanın da birlikte olması gerektiği Kehf-110. ayette açıkça vurgulanmıştır.

Kehf-110. "Ben de sizin gibi bir beşerim, ilahınızın da bir tek Allah olduğu Bana vahyedildi. Tek Allah inancına ulaşmak ve Allah’a yakınlaşmak isteyen her kimse, salih ameller gerçekleştirsin ve Rabbine kullukta /ibad etmede hiç kimseyi şirk-ortak koşmasın".

Zumer-65. Şunu bilesin ki, Sana ve Senden önceki elçilerimize "Eğer Allah'a şirk koşanlardan olursanız, olumlu da olsa amelleriniz boşa gider ve Ahrette kaybedenlerden olursunuz” diye vahyederek ikaz etmiştik.

Tevbe-17. Müşrik olanların mescitler yapıp durmaları /veya onarmaları onlara bir şey kazandırmaz ki. Çünkü onlar, bildirilenleri inkâr ederek /uymayarak küfre sapmışlardır ve tüm amelleri boşunadır. Bu nedenle onlar sorgusuz sualsiz, sürelerce kalacakları Cehennem ateşine doğrudan atılacaklardır.

  • Şirk koşan ile sıkı-fıkı sırdaş dost olmayın

       Şirk koşma hatası nasıl Allah’tan uzaklaştıran en önemli bir konu ise, aynı paralelde Al-i İmran-118. ayet ile biz beşerlerin de böylelerinden uzak durmamız ve sıkı-fıkı dost olmama yanında, özellikle devlet sırrı olan makamlara da atanmamaları konusunda uyarı yapılmaktadır.

Al-i İmran-118. Ey iman edenler! Şirk-ortak koşup bildirilen gerçekleri red ederek küfre sapmış olanları, yakın dost ve sıkı-fıkı sırdaş edinmeyin ve devlet sırrı olan mevkilere de getirmeyin. Çünkü böylelerinin ağızlarından çıkan sözler, kin ve nefret dolu olur ve içlerinde gizledikleri düşmanlık ise, çok daha büyüktür. Belki aklınızı çalıştırırsınız diye ayetlerimizi işte böyle açıklıyoruz.

  • Şirk koşulan puta sövmeyin

       Değineceğim son bir konu, her ne olursa olsun hiç kimsenin inancına karışmamada olduğu gibi şirk koşulan herhangi bir puta da sövmenin yanlış olacağına En’am-108. ayet ile dikkat çekilmektedir.

En’am-108. Ey Peygamber! Şirk-ortak koşanların, Allah'ın yanına koydukları veya öncelik verdikleri varlıklara kötü davranarak sövmeyin /hakaret etmeyin. Sonra ortak koşanlar da sinirlenerek bilgisizce sizin Allah’ınıza söverler /hakaret ederler.

       Sonuç olarak

  • Allah, sürekli olmak üzere, her halde ve sadece kendisini anmamızı istemektedir.

Al-i İmran-191. Çünkü Evreni araştıran bu insanlar, ayaktayken /kıyam halindeyken, otururken veya yanları üzerine uzanmışken, sürekli olarak göklerin ve yeryüzünün yaratılışı, özellikleri ve iç yapıları hakkında düşünür ve araştırıcı bir gözle yaklaşarak Allah'ı her an ve halde anarlar ve "Ey Rabbimiz! İnanıyoruz ki Sen bunları boşuna yaratmadın, Sen yücesin, Senin ve kurmuş olduğun düzen hakkında bizi yanlış yapmaktan ve ateş azabına düşmekten koru”

  • Kendisine gönderilecek olan bir dilekçede, sadece dilekçe sahibinin imzasını istemektedir. Değil ikinci bir imza, paraf bile istememektedir. Sekreter de kullanılmasını istememekte ve ilâhî bir yardım isteğinin doğrudan Kendisinden istenmesini emretmekte ve olumlu bütün amellerin "Allah'ın rızasını önceleyerek yapılmasını" şart koşmaktadır.

NOT: NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR'AN Tercümesi", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur'an ayetleri", "KUR'AN'IN KULU KÖLESİ MEVLANA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM” ve “ALLAH İLE



Bu içeriğe emoji ile tepki ver