Arapça “Savm” kelimesinin Türkçe karşılığı “Oruç” olup, daha geniş anlamı ile “Bir şeylerden uzak durma, bir imkânı uygulamama, vazgeçme, kendini mahrum etme” demektir.
Adem nesli olarak şimdiki insan neslinin yaratılmasından bir süre sonra başlamak üzere vahiy edilip bütün peygamberler tarafından ve son olarak da Hz. Muhammed aracılığı ile tebliğ edilen Allah'ın tek dini olan İslâm'ın Anayasa Kitabı Kur'an'da benim tespit ettiğim ve her biri de birer Allah’a ibad /kulluk etmek ve yaşam kuralları demek olan Muhkem /değişmez 440 ana kural bildirilmiştir. Bu kurallardan biri olan oruç, Hz. Muhammed'ten önceki vahiy kitapları olan Tevrat ve İncil’de de yer almış bulunan ve nusüklar (ritüelli) diye tanımlanan şekilsel kurallardan biridir.
Kur’an’a baktığımızda, önerilen orucun amaçlı olduğunu ve bu amaçlara göre de farklı oruçlar olduğunu görüyoruz.
- Allah’ın rızasını önceleme ve iradeyi güçlendirme orucu
- Sükût orucu
- Hac traşı veya Hac kurbanı yerine oruç
- Ceza amaçlı oruç
Bu oruç çeşitlerini sıra ile açıklayalım:
- ALLAH’IN RIZASINI ÖNCELEME VE İRADEYİ GÜÇLENDİRME ORUCU
Bu oruç ilk defa Bakara-183 ve 185 nci ayetler ile Kur’an ve Hz. Muhammed’e inananlara muhkem /değişmez ana bir kural olarak farz kılınmıştır.
Bakara-183. Ey iman edenler! Sizden önceki insanlara oruç /bazı nefslerden geçici fedakârlıklar yapmak ve yardım faaliyetine yönelik çabayı daha da yoğunlaştırmak farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki buna uyarsınız.
Bakara-185. Ramazan ayı, insanları doğruya yönlendirici /Hüda edici /hidayete erdirici, doğruyu yanlıştan ayırmanın apaçık ve muhkem /değişmez ana kurallarını içeren Kur'an'ın /Furkan'ın indirilmeye başlandığı aydır. Kim Ramazan ayında uygunsa, oruç tutsun. Kim Ramazan ayında uygunsa, nefslerine hakim olmak üzere oruç tutsun. Ancak tekrar belirtelim ki, hasta veya yolcu olanlarınız, orucu uygulayamadığı günlerin sayısınca, diğer günlerde uygulasın. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Umulur ki belirlenen günleri tamamlar ve sizi doğruya yönlendiren, Allah'ı yüceltip şükredersiniz.
Böylece Bakara-183 ve 185 nci ayetler ile 624 yılının Şubat ayında Oruç hükmü tebliğ edilmiş ve Hz. Muhammed Mart ayında ilk orucu başlatmıştır. Daha sonra vefat edinceye kadar 8 yıl orucu Şubat-Ocak ve Aralık ayları ile sınırlı olacak şekilde yerine getirmiştir. Ve bu aylarda Gündüz 11-12 saat, gece ise 12-13 saat olup, Peygamber uzun gündüzlerde oruç tutmamıştır.
Bu sırada, daha önceleri Yahudilere de bir ay olarak farz edilmiş olan oruç, daha sonra terk edilip sadece bir güne indirilmiş, Hıristiyanlar da oruç tutulacak gün sayısını yıllar içinde değiştirmişlerdir.
Tevrat
1.Tarihler-10 /12. Bütün yiğitler gidip Saul'la oğullarının cesetlerini Yaveş'e getirdiler. Sonra kemiklerini Yaveş'teki yabanıl fıstık ağacının altına gömdüler ve yedi gün oruç tuttular.
2.Tarihler-20 /3. Korkuya kapılan Yehoşafat RAB'be danışmaya karar verdi ve bütün Yahuda'da oruç ilan etti.
Daniel-9 /3. Bunun üzerine yüzümü Rab Allah’a çevirdim. Duayla, yakarışla, oruçla O'na yalvardım; çul kuşanıp külde oturdum.
İşaya Bap 58/6: Kötülük zincirlerini açmak, boyunduruk bağlarını çözmek ve ezilmiş olanları hür olarak koyuvermek ve her boyunduruğu kırmak, Benim seçtiğim oruç bu değil mi?
İncil
Matta-4 /2. İsa kırk gün kırk gece oruç tuttuktan sonra acıktı.
Matta Bap-6/16: Ve oruç tuttuğunuz zaman, ikiyüzlüler gibi surat asmayın, zira onlar oruç tuttuklarını insanlar görsünler diye suratlarını asarlar.
Oruç tutmak, yemek yememek veya içmemek ile sınırlı değildir. Beraberinde oruçlu olunan saatlerde cinsel yakınlaşmadan uzak durmak ve olumsuz söz söylememek ve olumsuz davranmamak yanında, yine her biri birer ibad etme olan Kur’an’ın diğer bütün muhkem /değişmez ana kurallarına da uymak demektir.
Bakara-187. Oruç gecelerinde cinsel ilişkide bulunmanız size helâl kılındı. Eşler birbirlerinin temsilcileri ve sırlarını gizleyen birer elbise gibidirler, birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Allah, bu konudaki sıkıntılarınızı bildiği için olumlu yaklaştı ve nefsinize yasaklamakta olduğunuz bu serbestliği verdi. Artık Allah'ın, sizin için belirlediği sınırlar içinde eşlerinizle cinsel ilişkide bulunabilirsiniz. Şafak vakti, gecenin karanlığı iyice kayboluncaya kadar /beyaz ile siyah ipliğin birbirinden ayırt edileceği ana kadar yiyin, için. Sonra akşamın karanlığı başlayıncaya kadar orucu tutun /arzularınızdan fedakârlık yapın. Mescitlere (İslâm’a ikna etme, sosyal dayanışma, yardımlaşma toplantıları, Kur'an eğitimi ve Namaz için) gideceğiniz zaman ise akılları karışır diye eşler ilişkide bulunmasın. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır ve sakın onları çiğnemeyin. İşte Allah insanlara ayetlerini /kurallarını böyle açıklar. Umulur ki uyarsınız.
Dolayısıyla orucu sadece beslenmek-doymak niyet ve amacı ile herhangi bir şey yemek ve susamışlığı gidermek niyet ve amacı ile su veya herhangi bir sıvı içmekten uzak durmak olarak değerlendirmek demek, orucu çok basit ve sadece bir yasaklayıcı olarak görmek demektir. Halbuki oruç, nüsuklar diye tanımlanan diğer şekilsel ibad etmeler gibi bir taraftan iradeyi güçlendirici ve insanın kendine olan güvenini arttırıcı etki sağlarken, diğer taraftan da vücut sağlığına olumlu katkılar sağlayan bir özelliktedir. Ayrıca sabırlı olmayı ve Allah’ın vermiş olduğu nimetlerin kıymetini bilmeyi ve şükretmeyi pekiştirici role sahiptir. Yine oruç, diğer tüm ibad etmeler gibi, insanın Dünya dersleri olan nefs dediğimiz bazı olumlu özelliklerini pekiştirici faydalar sağlayacak ve bu amaçları-hedefleri gerçekleştirmek için yararlandığı bir araçtır, fakat amaç değildir. Çünkü temel amaç, olumsuz nefsleri öldürmeye, olumlu olanları ise orta düzeyde /sıratan müstakiymde, diğer bir ifade ile tefrit veya ifrata sapmadan uygulamaya yönelik çaba azmini ve iradeyi güçlendirmektir.
Oruç, en tehlikeli nefsler olan açlık ve şehvet nefslerine yönelik irade terbiyesi amaçlı bir uygulamadır demiştik. Fakat bu nefslerin terbiye edilmesi Ramazan ayı ile sınırlı değil, NEFSLER, YAŞAM BOYU TERBİYE EDİLMEK İÇİNDİR.
Bu özellikleri ile Oruç tutmak, diğer bütün muhkem /değişmez ana kurallar gibi, kadın ve erkeğin eşit derecede sorumlu tutulduğu ve şekilsel olan ibad etmelerden (nüsuklardan) biridir
Ahzab-35. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, sizlerden de Müslüman erkekler ve kadınlar, Mümin erkekler ve kadınlar, sabırlı erkekler ve kadınlar, sözlerine sadık olan erkekler ve kadınlar, güçlüklere sabreden erkekler ve kadınlar, Allah’ın rızasını gözeten erkekler ve kadınlar, yardımsever erkekler ve kadınlar, oruç tutan ve kendini olumsuzluklardan uzak tutabilen erkekler ve kadınlar, iffetlerini koruyan erkekler ve kadınlar, şirk-ortak koşmadan sadece Allah'ı ön planda tutup anan erkekler ve kadınlar var ya, işte Allah onların da hepsine bağışlanma ve karşılık olarak büyük bir ödül hazırlamıştır.
Dikkat edilmesi gereken bir konu, orucu uygulamak, başka bir ahlâki ve davranışsal ibad etmeyi, yani muhkem /değişmez bir kuralı yerine getirmeyi engellememeli ve oruç tercihinde ısrarcı olunmamalıdır. Diğer bir ifade ile başkalarına fayda sağlayacak başka bir girişime, işe, çalışmaya engel olmamalıdır. Oruç tutamamaya karşılık fidye prensibi, iş yoğunluğu nedeniyle oruç tutamayacak ve işi zarar görecek kişi için de söz konusudur. Çünkü Kur’an, ilim yapmayı ve çalışmayı, yani başkasına yarar sağlayacak görevde olmayı daha ön planda tutulması gereken bir ibad /Allah’a kulluk etme saymaktadır. Bu konu, Bakara-184’te açıkça belirtilmiş ve oruç açlığı nedeniyle vücudu veya düşünsel kapasitesi dayanamayıp, olumsuz etkilenen ve aksayan kişi için bir fakiri (maddi durumu uygun ise) doyurmak şeklinde yardım etme kolaylığı sağlanmaktadır.
Bakara-184. Oruca uyulacak günler sayılı günlerdir. Ancak hasta veya yolculukta olanınız, bu nefslerinden fedakârlık yapmak üzere vazgeçemediği günlerin sayısınca diğer günlerde vazgeçsin. Veya vazgeçemediği günler karşılığı fidye olarak bir yoksulu doyursun veya oructa olduğu gibi varsa bir ihtiyacını gidersin. Her kim gönül isteğiyle, daha fazla ve farklı bir hayır yaparsa kendisi için de hayırlıdır. Ancak şunu bilin ki, telafi orucunuzu yerine getirmeniz sizin için daha hayırlıdır.
Bakara-184. ayette belirtilmiş olduğu üzere, oruç tutamayacak durumda olup, başka bir fakire orucun fidyesini veremeyecek derecede kendisi de fakir olan için sadece dua etmek ve Allah'tan af dilemek herhalde yeterli olur düşüncesindeyim.
Yine ayette açıkça belirtildiği üzere, orucun süresi olarak net bir ay değil, sayılı günler söylenmektedir. Hz. İbrahim'den itibaren önerilen oruç ayı Muharrem ayı idi ve bütün peygamberler tarafından bu ayda, fakat sayılı günler şeklinde uygulanmıştır. Kur'an'da da oruç tutulacak gün sayısı net verilmemiş ve “Eyyamün ma’dudat-sayılı günler” şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Aynı ifade Bakara-80 ve Al-i İmran-24 ncü ayetlerde de “Eyyamun ma’dudat” olarak ve Cehennem’de kalınacağı zan edilen süre için ve “sayılı birkaç gün” şeklinde, Bakara-203 ncü ayette de Hac uygulamalarının sayılı günler şeklinde yapılması olarak geçmektedir. Dolayısıyla Oruç tutulacak gün sayısının bütün bir ay mı, yoksa daha az gün mü olduğu konusu tartışmalıdır. Orucun bütün bir ay değil de sayılı günlerden kast edildiği gibi sadece 3-9 kadar gün olduğunu ileri sürenler, ayetteki ifade olan "şehra" kelimesinin "Ay" anlamı yanında, ayrıca Araplarda "Ayın en az 3 günkü dolunay hali" anlamında da olduğunu, dolayısıyla da Ramazan'daki bu en az 3 günde sadece ve en az olmak üzere oruç tutulması gerektiğini kabul etmektedirler (Mustafa Cemil Kılıç).. "185. Şehru ramedanellezi ünzile fiyhil kur'anü hüden lin nasi ve beyyinatin minel hüda vel fürkani* fe men şehide minkümüş şehra felyesumhu……). Bakara-185. ayette geçen bu ifadenin “Bütün Ramazan ayı boyuncayı mı, yoksa Ramazan ayı içinde “Dolunayın olduğu” sayılı birkaç günü mü kasdettiği konusu açık belirtilmiş olmadığından, iki görüş şeklinde halen tartışılmakta olan bir konudur. Bazı Alevi gruplarda bu sayılı günler kabul edilirken, genel kabul edilen ve Sünni toplumunda uygulanmakta olan görüş, orucun bütün Ramazan ayında tutulması şeklindedir.
Konuya devam etmek ümidi ile. İnşallah!
NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR'AN Tercümesi", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur'an ayetleri", "KUR'AN'IN KULU KÖLESİ MEVLANA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM” ve “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”