Hz. Muhammed’in bir Peygamber ve Başöğretmen olarak ve Kur’an aracılığı ile gerçekleştirmiş olduğu yenilikler /devrimler konusunda bilgisi olan Atatürk de, yine Kur’an temelli olmak üzere başlıca şu yenilikleri /devrimleri gerçekleştirdi:
- Anadolu’da yaşayan toplumun çoğunluğunun ana dili olan Türkçe’yi, konuşulduğu şekilde en iyi açıklayan harflerle öğrenmeleri için Harf devrimini gerçekleştirdi
‘Alak-1. Oku, her şeyi yaratan /halk eden Rab’bin adıyla.
“Dünya’da her şey için, Medeniyet için, Hayat için, Başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. Hayatta en hakiki mürşid ilimdir, fendir. İlim ve fenden başka mürşid aramak Gaflettir, Dalalettir, Cehalettir.” “Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin” (‘Alak-1).
- İlim verilenler ve iman sahipleri ise konuşanlara dönüp;
- . Ey peygamber! Yine insanlara, "Hiç bilgi sahibi olanlarla olmayanlar bir olur mu ve bir tutulur mu?" diye sor. Şüphesiz bunları ancak akıl ve ilim sahipleri düşünür ve ibret alıp faydalanır.
Bu paralelde bilim ve sanata önem verdi ve zamanında İstanbul Üniversitesi açıldı, Yüksek Maden ve Mühendis Mektebi açıldı, İlahiyat Fakültesi ve İmam Hatip Okulları açıldı, Yüksek Mühendis Mektebi açıldı, Balıkçılık Mektebi açıldı, Yüksek Ziraat Enstitüsü kuruldu, Maden Tetkik Arama Enstitüsü kuruldu, Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi açıldı, Türk Tarih Kurumu kuruldu, Müzeler açıldı. Geometri kitabı yazdı ve Türkçe terimler türetti,
- “Benim manevi mirasım ilim ve akıldır” prensibini aşıladı. Taakkül-Tefekkür-Tezekkür önerilerini uyguladı ve taklidi red etti (Bakara-170)
Yunus-100. Ve şu da bir gerçek ki hiçbir kimse, kendisi istemedikten sonra, Allah, o kimseye inanma /doğruya ulaşma izni vermez ve yine bilin ki Allah, akıllarını kullanmayanların üzerine pislik /mutsuzluk yağdırır ve sürekli sıkıntı ve felaketlerden de kurtulamazlar.
Müddessir-54. Hâlbuki bu Kur’an, öğüt veren ve anlaşıldığında düşündüren ve aklını kullanana bir yol göstericidir /Tezkira.
- İnsanların konuştukları ana dillerini yazı ile ifade etme kolaylığını sağladıktan sonra, asırlardır bilmedikleri ve dolayısıyla anlamadıkları dil olan Arapça Kur’an yerine, anladıkları ana dilleri Türkçe olan Kur’an ile Din denilen muhkem /değişmez ana kuralları öğrenmelerini sağladı (Meryem-97, Taha-113, Cumu’a-5)
Meryem-97. İşte Biz, bu Kur'an'ı, okuyacak olanlar anlayıp düşünsünler ve benimsesinler diye kolaylaştırdık ve kendi ana dilinizde gönderdik.
- Kendilerine Tevrat verilip de, onu anlayarak okumadığı için, Allah’ın buyruklarını da yerine getirmeyen topluluğun örneği, yük olarak içinde ne olduğunu bilmediği kitaplar taşıyan eşeğin durumuna benzer.
- Altı yüzyıldır insanlara “Kullarım” diye hitap eden Padişahlık idaresine son verdi. Böylece de ülkede düşünce özgürlüğünü başlattı (‘Alak-1, Hud-26, Zumer-2)
- "Allah'tan başkasına sakın ibad /kulluk etmeyin. Ben, sizin, gelecek hesap gününde korkunç bir azaba uğramanızdan korkuyorum" demişti.
- Ve toplum liderlerinin seçimle gelmesini benimseyip, bunların önemli konularda halka danışmaları prensibini benimsedi.
Bakara-104. Ey iman edenler! Seçtiğiniz İdarecilerinize “raina /bizi koyun /davar gibi güt /bizi dinleme ve görüşümüze başvurmadan istediğin gibi idare et” demeyin, “unzurna /bizim görüşümüze başvur /bizi dinle ve ondan sonra karar ver" deyin.
- Kur’an’ı ve içindeki muhkem din kurallarını bir kişiden değil, doğrudan Kur’an’ı ana dilden okuyarak öğrenmeyi getirdi. Buna dayanarak Kur’an’a dayandırılan ve dinî liderlik payesi verilmiş ve biatı önceleyen olan şeyhlik yanında, tarikat ve cemaat uygulamalarına son verdi, halkın sorgulayıcı olmasını benimsedi. Özellikle Hz. Muhammed’in yerine devlet başkanlığı olarak başlayan, Emevilerle birlikte hem devlet başkanlığı, hem de dini liderliğe dönüştürülmüş olan Halifeliği kaldırdı. Çünkü hiçbir işlevselliği ve etkinliği yoktu.
Ahzab-40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirisinin öz babası değildir. O, Allah'ın elçilerinin /resullerinin ve nebi olanların da sonuncusudur ve şunu iyice bilin ki Allah, her şeyi de en iyi bilendir.
Al-i İmran-103. Birlik halinde Allah'ın ipine /tek ilâhlı İslâm dinine ve son kılavuz ders kitabı /davet kitabı olan Kur’an’a, dolayısıyla Allah’ın tek dini demek olan muhkem kurallara sımsıkı sarılın ve bu konuda anlaşmazlıklara saplanıp gruplara bölünmeyin.
Fatır-32. Ya Muhammed! Senden sonra da Kur'an'ı, İslâm’ın temsilcileri olarak siz seçilmiş olan ümmetindeki insanlara miras bırakmışızdır.
Bakara-170. Müşriklere /Allah’a şirk koşanlara, "Allah'ın indirdiğine uyun ve şirk koşmaktan vazgeçin” dense, "Hayır, biz atalarımızın uygulamalarına uyarız” diye cevap verip reddederler. Peki, ya ataları doğru düşünmemiş ve doğru yolu bulamamış kimseler iseler? 171. İşte atalarının inançlarını /görüşlerini akıl süzgeçlerinden geçirmeden taklitte takılmış ve gerçekleri kabul etmeyip küfre sapmış olanların durumu, çobanın yol gösterici sözlerini ve yardım çağrılarını anlamayan, doğruluğunu bizzat araştırmadan kabul eden, eleştirmeyip sadece durup dinleyen hayvanların durumuna benzer. Yine bunlar, bildiğini okuyan ve gerçekleri işittiği halde anlamayan, konuşarak cevap veremeyen, gerçekleri göremeyip akıllarını da kullanamayanlardır, davar sürüleri gibidirler.
- Cumhuriyet sistemi denilen ve idarecilerin halkın oyları ile belirlenmesini başlattı (Fetih-10, Al-i İmran-159) ve şura meclisi olarak TBMM’sini oluşturdu (Şura-38)
- Ya Muhammed! Seninle el tutuşup bağlılık sözü verenler /biat edenler, aslında Allah'a da bağlılık sözü vermiş olmaktadırlar. Dolayısıyla da Allah’ın eli, onların eli ile tutuşmuş ve bağlılık sözlerini almıştır.
Al-i İmran-159. Onların davranışlarını hoş gör, Allah'tan bağışlanmaları için dua et ve yapılacak toplumsal işler hakkında onların da görüşlerini al. Ortak kararınızı belirleyince de Allah'a tevekkül edip /O’na güvenip uygulamaya geç.
Şura-38. Ayrıca Rablerinin bildirdiği muhkem kurallara uymak üzere gayret ederler, salâtı yerine getirirler, işlerini şura prensibi gereği aralarında danışarak /tartışarak çözerler
Mümtehine-12. Ey Peygamber!.......... doğru işlerde Sana karşı gelmemek üzere el sıkışıp biat ederler /seni seçerler ve yemin edip uyacaklarına söz verirlerse, onların biatlarını ve sözlerini kabul et ve onlar için Allah'tan bağışlanma dile.
- Her bireyi kanunlar karşısında eşit kılan ve hak edene hak ettiğinin adilce verilmesi demek olan Demokrasi sistemini başlattı (Sad-26)
Sad-26. Ya Davud! Biz Seni, içinde bulunduğun bölgede yetkili /Bizim halifemiz /namımıza idareci yaptık /ilâhî görevli kıldık. Dikkat et ve insanlar arasında adaletle karar ver, duygularına kapılarak taraf tutma. Çünkü duygularına kapılarak ve başkalarının etkisi ile karar vermen seni Allah'ın yolundan şaşırtır. Bilmen gerekir ki, Allah'ın yollarından olan adaletten sapanlara ise, hesap gününü dikkate almadıkları için, aşırı bir ceza olmaktadır.
- Laiklik prensibini başlattı. Çünkü
Müddessir-14. Ve her şeyi onun için bol bol düzenlediğim kişiyi Benimle ilgili olan konularda Bana bırak, Sen Bana karşı olacak günahları, hataları nedeniyle karışıp aramıza girme.
Mutaffifin-33. Hâlbuki hiç kimse iman edenlerin imanlarını değerlendirmek üzere görevli kılınmamıştır.
Muhammed-30. Ya Muhammed! Eğer Biz isteseydik, bu münafıkları /ikiyüzlüleri yüzlerine bakarak tanıma özelliğini verir ve Senin onları kolayca fark etmeni sağlardık. Yine onları konuşma tarzları ve sözlerinden de tanırdın. Ey insanlar! Siz tanıyamazsınız ama, şunu iyice bilin ki, Allah tüm yaptıklarınızı /amellerinizi bilir.
Ayetlere göre ne devlet, ne de kişiler din temelli sorgulama ve iman değerlendirmesi yapmamaları yasaklanmış olduğuna göre, buna uygun sistem de Laiklik olmaktadır. Yani bir başkasını rahatsız etmemek koşulu ile herkes inancında serbesttir.
- Kur’an’daki müteşabih /zaman ve zemine göre değişken olan hukuk kuralları yerine, oldukça değişmiş Dünya durumuna uygun modern hukuk prensipleri paralelinde kanunları benimsedi (Al-i İmran-7). Ki benimsenen kanun maddelerinin çoğu da zaten Kur’an’daki muhkem /değişmez ana kurallara uygun olmuştur.
- Ülke insanının geçimini, dolayısıyla da sadece Allah’ın rızasını öncelemek üzere ve kendi menfaatini düşünmeden Tarımda, sanayide, eğitim ve ekonomide hedefler belirleyip gerçekleştirdi (Leyl-18-21).
Leyl-18. Çünkü o, ayrıca zekât olarak imkânlarından (vergi, ihtiyacı olana mal, servet, bilgi, toplumun yaşamını kolaylaştırma vs) sadece Allah’ın rızasını ve dolayısıyla nefslerini arındırmayı gözeterek topluma pay verir. 19. Ve yaptığı bu olumlu katkı için bir karşılık beklemez. 20. Çünkü bu katkıyı, sadece Yüce Rabbinin rızası için yapar.
- Maaşı dışında serveti yoktu ve vefat etmeden önce yaptırdığı vasiyet ile bunu evlatlıkları ile İsmet İnönü’nün çocuklarının eğitimine ve Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumuna bağışlamıştı (Bakara-180)
180. Sizden birine ölüm yaklaştığında ve bırakacağı bir malı varsa, anasına, babasına, yakınlarına /akrabalarına uygun bir biçimde vasiyet etmesi farz kılındı. Bu vasiyet ediş, takva sahipleri için bir yükümlülüktür.
- Kur’an’ın karşı çıkması gibi Din temelli gruplaşmalara karşı çıktı ve hem dine, hem de insanların inançlılığına zarar verdiklerini gördüğü için tekke, zaviye, cemaat ve tarikatlara son verdi (En’am-65, 159), Çünkü toplumsal birlik bilincinin önemine vakıftı ve Salat’ın gerçek anlamını biliyordu.
En’am-159. Özellikle de dinlerini birbirine düşman parçalara, fırkalara /hiziplere /mezheplere ayıran, grup grup olanlara uyma ve onlardan uzak dur. Artık onların işi Allah'a kalmıştır.
- Kadının çalışması, bilim yapması, evlenme kararında söz sahibi kılınması, miras, vasiyet ve her türlü şahitlikte erkekle eşit tutulması ve geleneksel kıyafetinin dinselleştirilmesinden kurtarılmasını sağladı (‘Alak-1, 3, Ahzab-37, Bakara-282, Ahzab-26, Nur-31, Nahl-81)
282. Ey iman edenler! Belirli bir süre için herhangi bir şeyi (para, eşya, alet) birbirinize borç verdiğiniz zaman onu mutlaka yazarak verin. Yazma işini hem borcu veren, hem de borcu alan tam tamına yazsın. Allah'ın kendisine öğrettiği gibi doğruluktan şaşmadan yazsın. Özellikle de borçlanan kişinin bunaması veya aklının ermez hale gelmesi tehlikesine karşı veya okuma yazması yoksa ondan sorumlu olan kişi tam tamına yazsın. Böylesi bir borç veya ticari bir işte erkeklerinizden iki kişi de hazır bulunup şahitlik etsin. Eğer iki erkek şahit bulamazsanız, bir erkek ve bir kadın çağırıp şahit yapın ki şahitlerden birine, ifadesinde değişiklik yaptırmak için baskı yapılıp doğruyu saptırması istenirse, diğeri ona destek olsun.
- İman etmenin mutlaka Salih amellerle /Allah’ın yarattıklarına fayda sağlayacak faaliyetlerle pekiştirilmesi bilincindeydi ve herkesin böyle davranmasını istedi (Enfal-2-4, Asr-3)
Bakara-177. Ey Yahudi ve Hıristiyanlar! Erdemli /makbul /birra kişi oluş, sadece yüzünüzü doğu ve batı yönüne çevirip çevirmemeniz ile ilgili değildir. Asıl makbul kişi oluş Allah'a, Ahiret gününe, Meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanmak, salih ameller /faydalı işler yapmak
- Gerek Kur’an’ın muhkem /değişmez ana kurallarını göz önünde bulundurması ve gerekse günlük yaşantısı ile topluma örnek olma prensibini uygulamıştır (Duha-11, Saffat-108). Bu prensibine uygun olmak üzere şu örneklikleri gerçekleştirdi:
- Tarımı geliştirmek üzere çiftçilere örnek olsun diye çiftlikler kurdurdu
- Tasarrufu teşvik için İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kurdurdu
- Okuma-yazmayı arttırmak amacıyla Halk odaları, Köy okulları, Köy kursları, Millet Mektepleri ve Halkevleri kurdurdu
- Türkçe sözcükler türetti, Geometri sözcüklü kitap yazdı, Laikliği, Özgürlüğü, Cumhuriyet ve Demokrasiyi öğreten “Vatandaş için Medenî Bilgiler” ismi ile Yurttaşlık kitabı yazdı, uygar, şık ve temiz giyinme örnekliği yaptı.
İşte Atatürk, Fatır-32 nci ayette belirtildiği üzere Kur’an mirasçısı olarak Kur’an’a sahiplenmiş ve bu temelde devrimleri gerçekleştirmiştir.
Açıkladığım bu özellikleri ile hem Hz. Muhammed, hem de Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu örneklikleri ile sınırlı bir topluma değil, bütün Dünya insanlarına Başöğretmenlik yapmışlardır. Her iki Başöğretmenin bütün savaşları savunma savaşları olmuş ve hiçbir savaşı kaybetmemişlerdir.
NOT: NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR'AN Tercümesi", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur'an ayetleri", "KUR'AN'IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR” ve “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”