Kaldığım yerden konuya devam edeyim.
3- GELENEKLERİ YIKAN DEVRİMLER /YENİLİKLER GERÇEKLEŞTİREREK
- Nisa /kadın suresi indirildiği halde, erkek suresi olmaması ile kadına daha önem verildiği belirtilmiş olmaktadır
- Eşlerin birbirleri için birer elbise oldukları belirtilmiş ve kadının ötekileştirilmesine son verilmiştir (Bakara-187)
- Kadın için tarla, erkek için de çiftçi tanımı yapılmış, böylece de erkek bir çiftçinin, verimli bir sonuç alabilmesi için, bir tarlaya göstermesi gereken ilgi ve titizliğin benzerini eşine de göstermesi gerektiği ikazı yapılmıştır (Bakara-223)
- Kadının bir sorumluya, idareciye derdini ve şikâyetini anlatma özgürlüğünde olduğuna değinilmiştir (Mücadele-1)
- Evlenme ve boşanmada söz hakkı verdirilmiştir (Bakara-226)
- Boşanmak üzere olanları barıştırmada, Vasiyet şahitliklerinde ve Ticari bir borçlanmada erkek ile aynı sayıda şahit olması istenmiştir (Talak-2, Maide-106, Bakara-282)
Bakara-282. Ey iman edenler! Belirli bir süre için herhangi bir şeyi (para, eşya, alet) birbirinize borç verdiğiniz zaman onu mutlaka yazarak verin. Yazma işini hem borcu veren, hem de borcu alan tam tamına yazsın. Allah'ın kendisine öğrettiği gibi doğruluktan şaşmadan yazsın. Özellikle de borçlanan kişinin bunaması veya aklının ermez hale gelmesi tehlikesine karşı veya okuma yazması yoksa ondan sorumlu olan kişi tam tamına yazsın. Böylesi bir borç veya ticari bir işte erkeklerinizden iki kişi de hazır bulunup şahitlik etsin. Eğer iki erkek şahit bulamazsanız, bir erkek ve bir kadın çağırıp şahit yapın ki şahitlerden birine, ifadesinde değişiklik yaptırmak için baskı yapılıp doğruyu saptırması istenirse, diğeri ona destek olsun.
Asırlardır ticarî işlerde şahitlik 1 erkek, 2 kadın olarak yorumlanıp tercüme de edilmiş ve bu yanlış tercümeye dayanarak erkekler, iki kadın 1 erkek eder yaklaşımı ile kadını küçümseyip durmuştur.
- Erkekler gibi bir idareciyi seçemke demek olan biat için /oy verme sırasında kadınlarla da el sıkılması istenmektedir - Mümtehine-12
- Üçüncü defa aynı eşle evlenme kararı, dolayısıyla kadın çalışmıyorsa aileye bakma sorumluluğu erkeğe verilmiştir (Bakara-228)
- Şükretme sırasında Allah’tan sonra kadına yer vverilmiştir (Lokman-14)
- İlk yaratılan insanın kadın olduğu açıklanmıştır (Al-i İmran-59)
- Yasak meyvede, kadının değil, Adem’in kandırılmış olduğu belirtilmiştir (Taha-120)
- Tek eşlilik kuralını getirilmiştir (Nisa-2-3, 129)
- Kadının aybaşı halinde sadece cinsi münasebette bulunması yasaklanmıştır (Bakara-222)
- Evlenme işlemi yasal kayıtlı hale getirilmiştir (Nur-32)
- Evlenecek kadına Mehir konmuştur (Nisa-4, 20)
- Erkeğin eşinin sırtını annesine benzeterek boşanması, yani Zihar geleneği iptal edilmiştir (Ahzab-4)
- Zina gibi gayri meşru cinsel suç iddiasında bulunulduğunda Nisa-15 nci ayette görüldüğü gibi, kadın için 4 şahit istendiği halde, erkekler için böyle bir ispat istenmemiş olması ile yine kadın, olabilecek ithamlara /dedikodulara karşı korunmuş olmaktadır.
- Çocuğun 2 yıl emzirilmesi sırasında, erkeğin anneye bakma zorunluluğu getirilmiştir (Bakara-233)
- Kocası ölen kadının 1 yıl aynı evde bakılması zorunlu kılınmıştır (Bakara-240)
- Salat toplantılarına katılmaları istenmiştir (Tövbe-71)
- Küçümsenmesi ve ötekileştirilmesine son verilmiştir (Necm-21)
- Ebeveynlere Mahşer’de ilk sorunun kız çocuğuna yapılmış ise hak gaspı olacağı belirtilmiştir (Tekviyr-8-10)
- Kısas prensibinde kadına kadın, erkeğe de erkek kısası şeklinde kadının da önemsendiği vurgulanmıştır (Bakara-178)
- Rızasız zina suç sayılmış ve toplumun ceza vermesi müteşabih /değişken bir kural olarak getirilmiştir (Nur-2, Nisa-15)
- Cinsiyet ayırımı yapılmaksızın bilerek İnsan öldürme yasaklanmıştır. Maide-32. ayette, bir insan öldürmenin bütün insanları öldürmüş kadar büyük bir suç olduğu, İsra-33. ayette de haksız öldürmenin yasaklandığı vurgulanmıştır. Çünkü Allah'ın özel olarak yaratmış olduğu insanı haksız öldürmek, İlahî projeye zarar vermektedir (İsra-33, Maide-32))
- Bilerek insan öldürene, öldürdüğünün günahlarının yükleneceği Maide-29 ncu ayette açıkça belirtilmiştir.
- Kadın ve erkek her yetimin malının ergenlik dönemine gelinceye kadar korunması gibi, bu yaş öncesinde evlenmeleri de uygun bulunmamış ve dinî sorumluluğun da bu yaşta başlaması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Çünkü bu yaş, akıl melekelerinin ve doğru ile yanlışı ayırabilme yeteneğinin olgunlaştığı, kendi yaşamı konularında özgürce karar verip eleştirel aklını da kullanabilmeye başlandığı dönemdir (İsra-34, En'am-152 ve Nisa-6). Dolayısıyla “çocuk gelinler” yasaklanmıştır.
- Evlenme öncesi Flörte müsaade edilmiş ve kadına evlenmede söz hakkı verilmiştir (Bakara-235)
- Birbirlerini sevenlerin evlenmeleri istenmiştir (Ahzab-37)
- Kur’an’ı okurken kadını özel kıyafetten kurtarıyor. Tevrat’ı okurken kadına kıyafet önerisi, Kur’an’da yer almamıştır.
- Namus ikazı önce erkeğe yapılmış ve namus sorumluluğu erkeğe verilmiştir (Nur-30)
- Tesettür olarak her iki cinse şehvet yerlerini örtme ikazı yapılmıştır (Nur-31, Ahzab-26, Nahl-81)
- Ya Muhammed! Mümin kadınlara da söyle, gözleriyle erkekleri rahatsız edecek şekilde davranmasınlar /bakmasınlar, şehvet /edep yerlerini korusunlar, görünmesi sakıncalı olmayacaklar dışındaki ziynetlerini /mücevherlerini ve şehvet yerlerinden olan memelerini /göğüslerini /koyunlarını, geleneksel olan örtülerinin /şallarının bir ucu ile kapatsınlar.
Asırlardır toplumlarda karışıklıklara ve cinsiyet ayırımlarına yol açan bu ayetin 2 türlü yorumlanması ve bu farklı yorumların zaman zaman düşmanlıklara varan ayrışmalara yol açması olmaktadır.
- Kadının dövülmesi yasaklanmıştır
Nisa-34. Bu sorumluluklarına dikkat etmediğinden kuşkulandığınız ve huzursuzluk, geçimsizlik yaratan kadınlarınıza, düzelmeleri için önce nasihat edin ve konuşun. Sonuç alamazsanız yataklarınızı ayırın, yine olmazsa bir süre birbirinizden ayrılığı deneyin, sonra yine de olmazsa evliliğinizi bitirin /son darbeyi vurun. Bu arada eşlerinizin düzeleceklerine ikna olursanız ve bu konuda söz alırsanız artık onları üzmeye bahane aramayın. Çünkü gerçek üstün ve büyük olan Allah’tır.
Yine asırlardır kadınların aleyhinde kullanılıp durulan ve erkeklerin kadın şiddeti uygulamalarına göz yumduracak şekilde yorumlanan ayet bu olmaktadır. Ayette Arapçası olarak “Drubuhunna” kelimesi kullanılmakta ve bu kelimenin Kur’an’da birçok yerde ve başlıca “vurmak, örtmek, bitirmek, kapatmak, dışarı çıkarmak, ortaya çıkarmak, hazır hale getirmek, bir şey kurmak ve kullanılır hale getirmek, anlaşmak, göndermek, dövmek, örnek vermek, uzak tutmak, ayırmak, açıklamak veya mahkûm olmak” gibi farklı anlamlarda kullanılmıştır. Fakat her nedense Kur’an’ı yorumlayan ve tercüme eden erkekler tarafından cımbız ile seçer gibi bu birden fazla olan anlam içinden “dövmek” anlamı seçilip kullanılmıştır. Bu kullanım hem Kur’an’ın genel ruhuna ters, hem de asırlardır erkeklerin bu anlama dayanarak kadına şiddet uygulamakta dayanak kullandıkları olmaktadır.
Daha ayrıntılı açıklamalar için “KUR’AN KADINI KORUYOR” kitabına bakınız.
NOT: NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR'AN Tercümesi", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur'an ayetleri", "KUR'AN'IN KULU KÖLESİ MEVLANA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM” ve “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”