Zanka

Prof. Dr. Gazi Özdemir


Prof. Dr. Gazi Özdemir

Hadis kelimesi, her nedense sadece Hz. Muhammed'in sözleri için kullanılmakta, fakat Kur'an'da hadis kelimesinin bulunduğuna ve neyin karşılığı olarak kullanılmış olduğuna değinilmemektedir. Halbuki Kur'an, kendisi için Allah'ın tek ve en güzel hadisi ifadesini kullanır. Ancak, bütün Meal denilen Kur'an Tercümelerine ve Tefsir Ciltlerine bakıyoruz, hepsinde Hadis kelimesine Kur’an’ın isimlerinden biri olarak değinen ve kullanan olmamıştır. Ve hepsi de Kur’an için kullanılmış olan Hadis kelimesi yerine "Söz" kelimesini kullanmıştır. Ayetlerin Arapçasında Kur'an için "Hadis" ismi geçtiğinden, anlaşılması amacıyla ayetlerin ayrıca Latin harflerle Arapça okunuşlarını da vereceğim. Örneklere bakalım:

Necm-59. Peki, şimdi siz bu Hadisin /Kur’an’ın sözünü mü garip görüyorsunuz? (59. Efe min hazel hadiysi ta'cebun).

Mürselad-50. Peki, şirk-ortak koşan bu insanlar, artık bu Hadis'ten /Kur'an'dan başka neye inanacaklar ki? (50. Febieyyi hadiysin ba'dehu yu'minun).

A'raf-185. Onlar ayrıca göklerin ve yerin mükemmel işleyiş düzenine ve Allah'ın yarat­tığı şeylerin mükemmelliğine de bakıp düşünsünler. Yaşamlarının son anlarının yaklaşmakta olabileceğini de hiç akıllarına getirmezler mi? Bunlar Kur'an'dan başka hangi hadise inanıyorlar? (185. E ve lem yenzuru fiy melekutis semavati vel ardi ve ma halekallahü min şey’in ve en ‘asa ey yekune kadıkterabe ecelühüm fe bi eyyi hadiysin ba'dehu yü'minun).

Yusuf-111. Yemin olsun ki, daha önceki elçilerin ve halkların hikâyelerinde /kıssalarında, ilim sahipleri için ders alınacak pek çok ibretler vardır. Bu Kur'an, uydurma ve iftira dolu ve boş bir hadis değildir. Aksine bu hadis /Kur'an, kendisinden önce gelen kitapları onayl­ayıp düzelten, her şeyin ayrıntılı açıklaması ve inananlar için de bir yol gösterici ve Rahmettir. (111. Le kad kane fı kasasıhum ıbratül li ülil elbab* ma kane hadiysen yüftera ve lakin tasdıkallezı beyne yedeyhi ve tefsıyle külli şey'in ve hüden ve rahmetel li kavmin yü'minun).

Zumer-23. Rablerini sayanların derileri, en güzel hadis olan kitabın /Kur'an'ın sözlerini işitince ürperir.  Kur'an, tutarlı, çelişkisiz ve evrensel olan muhkem-kesin hükümler ve her toplumun kendisine uygulayabileceği, çok anlamlı /zaman ve zemine göre farklı olabilen müteşabih mesajlar olmak üzere iki tip mesajlı bir kitaptır. Allah'ı anarak ürperen derileri ve kalpleri, O'nu okuyup anladıkça yumuşar… (23. Allahü nezzele ahsenel hadiysi kitaben müteşabihen mesaniye takşa’ırru minhü cüludülleziyne yahşevne rabbehüm sümme teliynü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah* zalike hüdellahi yehdiy bihi men yeşa'ü* ve men yudlilillahü fe ma lehu min had).

Casiye-6. Ya Muhammed! İşte araştırıp bulmalarını ve anlayıp düşünüp yararlanmalarını istediğimiz bu gizli bilgiler ve Kur’an ile bildirdiğimiz gerçekler, Sana haber olarak bildir­diğimiz Allah'ın varlığının da gerçek delilleridir /ayetleridir /kanıtlarıdır.   Buna rağmen insanlar hala Allah'tan gelen sözlerden /hadisten sonra başka hadise /söze /ayete inanıyorlar ve güvenip değer veriyorlar. Yazık doğrusu! (6. Tilke ayatüllahi netluha ‘aleyke bil hakkı, fe bi eyyi hadiysin ba'dellahi ve ayatihı yü'minun).

       İsra 73-74, Yunus-15, Hakka-44-45-46-47 ve Bakara-79. ayetlerle Hz. Muhammed'in Kur'an olarak vahyedilen dışında herhangi bir söz veya bir dinî kural eklemesi yasak edilmektedir.

İsra-73. Ya Muhammed! Şirk-ortak koşanlar, Kur'an'dan başka bir şey uydurup 'Allah böyle söylüyor' demen için, nerdeyse Seni vahyettiğimiz Kur'an'dan koparıp saptıracaklardı. Ve eğer istedikleri şekilde konuşup dediklerine uysaydın, Seni candan dost edinecekler ve karşı gelmekten de vazgeçeceklerdi. 74. Şunu da iyice bil ki, Biz Seni güçlü yaratmamış olsaydık yemin olsun, şirk-ortak koşanlara meyledip az daha onlara uyacaktın".

       Ayetten anlıyoruz ki, demek ki Hz. Muhammed daha hayatta iken, bazıları O'na Kur'an dışı söz söyletmek istemişler, fakat başaramamışlar ve bu ayet ile Hz. Muhammed hem takdir edilmiş, hem de ikaz da edilmiş olmaktadır. Burada şu ikaz da var; "Ya Muhammed! Sen taraftar kazanacağım diye karşı koyma iradesi gösterdin ama, şunu da aklından çıkarma, bu başarından dolayı sakın şımarma ve bu başarının Sana vermiş olduğumuz özel yetenek sayesinde olduğunu da unutma".  

Yunus-15. Ey Peygamber! Sen de halkına, gerçekleri açıkça bildiren ayetlerimizi tebliğ ettiğin zaman, öldükten sonra bize kavuşmayı akıllarına sığdıramayanlar, "Ya Muhammed! Bize, bu Kur’an'dan başka bir kitap getir yahut da, o Kur'an'ın içindekileri değiştir!" diye itiraz edecekler. Onlara, "Kur'an'ı kendi kendime değiştirmem hiç mümkün değil. Çünkü Ben, yalnızca bana vahyedilene /bildirilene uyarım. Kur’an dışında kendiliğimden bir söz uyduramam. Rabbimin vahyettiklerinin dışına çıkarsam büyük günün azabından korkarım" de ve Sen'den Kur'an dışında başka sözler beklememeleri konusunda uyar.

       Ayete göre, Peygambere indirilen ve insanlara tebliğ etmesi istenen tek kitap Kur'an olmakta ve yanına da başka bir kitap konması kesinlikle red edilmektedir. Al-i İmran-103. Ayet, Kur’an’ın tek kitap oluşunu pekiştirmektedir.

Al-i İmran-103. Birlik halinde Allah'ın ipine /tek ilâhlı İslâm dinine ve son kılavuz ders kitabı /davet kitabı olan Kur’an’a sımsıkı sarılın ve bu konuda anlaşmazlıklara saplanıp gruplara bölünmeyin.

       Bu ikaz yanında, Yunus-38. ayette Kur'an ile ilgili olarak Hz. Muhammed tarafından uydurulmuş bir kitap olmadığı ve bu açıklamaya yönelik pekiştirici olarak benzer bir sure indirme gibi bir meydan okuma yapılmaktadır.

Yunus-38. Ey Peygamber! Bu gerçeklere rağmen Kur'an için, "Muhammed'in uydurduğu bir kitaptır" demekte direnenlere, "Ey ortak-şirk koşanlar! Eğer Kur’an'ın, bir insan sözü olduğu iddianızda dürüst ve samimi iseniz, Allah'tan başka, tüm güvendiklerinizi çağırın ve bu Kur'an örneği bir sure getirin" şeklindeki meydan okuyuşumuzu bildir.

Tur-34. ayette açıkça Hz. Muhammed'e Kur'an dışında herhangi bir Hadis ismi altında ek sözler söylemesi de yasaklanmıştır.

Tur-34. Onlar eğer sözlerinin eri iseler, bu Kur'an benzeri bir söz /hadis getirsinler bakalım.

Hatta Peygamber de olsa Kur'an dışında ve Kur'an'a uymayacak tek bir söz bile söylemesi durumunda yaşamına hemen son verileceğine de Hakka44-47. ayetlerde değinilmiştir.

Hakka-44. Eğer Peygamber, Kur'an dışında kendinden din kuralı bazı sözler söylemiş olsaydı, 45-46. O’nu kesinlikle gücünden ve desteğimizden mahrum bırakır, sonra yaşamına son verirdik. 47. Ve sizden hiç kimse de O’nu koruyamazdı.

Bakara-79. ayette ise ayrıca Peygamber dışındakilere de Kur'an dışında ek sözler söyleyip bunların Allah kaynaklı olduğunu ileri sürüp insanları kandırmaları ve kazanç sağlamalarının da yasak olacağı ikazı yapılmış ve sonlarının azap cezalı olacağı vurgulanmıştır

Bakara-79. Kendi ürettikleri rivayetleri /görüşleri /sözleri /hadisleri kitaplara yazarak, "Bunlar Allah'tandır /Allah'ın ayetlerini açıklıyor" diye insan­lara sunan ve bundan çeşitli kazançlar elde etmek üzere uğraşanların vay haline! Hem kendi elleriyle yazdıklarından, hem de bu yolla kazandıklarından dolayı sonlarının ne olacağının farkında değiller.

Görüldüğü gibi, Kur'an'ın isimlerinden birisi olan "Hadis" isminin Kuran'a ait bir isim olduğu gündemden düşürülmüş ve Hz. Muhammed'e atfedilen sözlere "Hadis" denmiştir. Halbuki Allah'ın vahiy yolu ile indirmiş olduğu ve yaşam kılavuzu olarak din denilen kuralları içeren Kur'an tek Hadis'tir ve Allah'ın bildirdiği bu kurallara ve uygulama prensiplerine İsra-77. ayette "Allah'ın sünneti" ifadesi kullanılmıştır. Yani kurallar "Sünnet", Kur'an ise "Hadis" olmaktadır.

İsra-77. Gerçi Senden önce gönderdiğimiz tüm resuller için öngördüğümüz s­ünnet /uygulama prensiplerimiz gereği, olayların seyri hep böyle göç etmeleri şeklinde olmuştur. Bizim sünnetimizde /sistemimizde /uygulamalarımızda herhangi bir tutarsızlık göremezsin ve işte Sen de onlar gibi göç ettirildin.

Fatır-43 ve Mümin-85. ayetlerde açıkça Sünnetillah da denilen Allah'ın sünneti olan kural ve prensipler değişmez, çelişkisiz ve şüphe edilmez sözlerdir.

Fatır-43. ….Onlar, daha önceki ortak koşanlara uygula­nan Allah’ın cezalandırmaya dair ilahi kurallarından /sünnetinden başka kurallar mı bekliyorlar? Siz, Allah'ın sünnetini uygulamada /sünnetillah'ta bir farklılık göremezsiniz ve kesinlikle bir değiştirme de olmaz (43…….fe hel yenzurune illa sünnetel evveliyne, fe len tecide li sünnatillahi tebdilen ve len tecide li sünnatillahi tahviyla).

Mümin-85. Fakat azabımızın ne olacağını gördüklerinde, inanmaları artık kendilerine bir yarar sağlamayacaktır. Bu mahşer günü hesaplaşması ve gerçekleri görme, daha önceki kulları hakkında sürekli uygula­nmakta olan sünnetallah'tır /Allah'ın sünnetidir /kesin uygulamasıdır.

Bu durumda Kur'an'ın Hadis ismi nasıl Peygambere atfedilen ve rivayet edilen sözler için "Hadis" ifadesi kullanılmış ve insanların bu sözlere hemen hemen Kur'an'a yakın önem  vermeleri dayatılmışsa, bu sözlerin Kur'an'a uygunlukları araştırılmaksızın mutlak doğru kabul edilmelerine de "Sünnetulresul – Peygamberin sünneti" denmiş ve "Sünni" ismi altında farklı inançlı mezhep grupları oluşturulmuştur. Halbuki En'am-57. ayette Hz. Muhammed'in Kur'an'ı bir yol gösterici kabul edip, bildirdikleri ışığında bir yaşam örnekliği sergilediği açıklanmıştır.

En'am-57. "Ben Rabbimden gelen bir delile /yol göstericiye /Kur'an'a dayanarak hareket ediyorum. Siz ise, Allah'tan gelen bu delili /belgeyi red edip yalanlamaktasınız.

       Hz. Muhammed'e, Kur'an'daki kurallara göre yaşaması ve örnek olması ikazı nasıl yapılmışsa, aynı ikaz Nisa-26 ve 64. ayetler yolu ile Kur'an'a inananlara da yapılmıştır.

Nisa-26. Ey insanlar! Allah size bunları açıklayarak, sizden önce Allah’ın sünnetlerine /yasalarına /belirttiği kurallara uygun yaşayanlar gibi yaşamanızı ve yaptıklarınızdan pişmanlık duyup yapacağınız tevbelerinize karşılık vermek istemektedir. Şüphesiz Allah, her şeyi bilen ve hakim olandır.

Nisa-64. Ey iman edenler! Şunu iyice bilin ki, Biz bütün elçilerimizi, Allah’ın izniyle ve bildirdiklerine göre hüküm verilsin ve bunlara göre verecekleri hükümlerine uyulsun diye gönderdik.

       Görüldüğü gibi sünnetilresul demek, Hz. Muhammed'in Kur'an'daki muhkem /değişmez ana hükümlere ve o zamanın toplumunun sosyo-ekonomik yaşamını düzenlemek üzere bildirilen müteşabih /değişken kurallara uygun olan sözleridir. Dolayısıyla, aynı zamanda Peygamber sözleri diye söylenen ve 830'lu yıllarda Kütubu Sitte ismi verilmiş olan kitapta bir araya toplanmış haldeki 5987 adet sözünün bir kısmının mutlaka Kur'an'da uygun ayetleri vardır. Çünkü Hz. Muhammed, Kur'an'ın canlı ve örnek uygulayıcısı olma sorumluluğundaydı ve yaşamı ile öğretileri Kur'an'a göre olmuştur. Peygambere ait oluşu şüphe götürmeyecek olan sözlerinin Kur'an'daki bir ayetteki bilgiyi açmak veya pekiştirmek için söylenmiştir diye kabul etmek gerekir. Bu nedenle de Peygamberin sözleri de dahil, din ile ilgili söylenmiş her sözün mutlaka Kur'an'a uygunluk süzgecinden geçmesi gerekmektedir. Bu konu A'raf-3, Lokman-6 ve Al-i İmran-187. ayetlerde vurgulanmıştır.

A'raf-3. Ey insanlar! Rabbinizden size indirilen bu Kur'an'ın bildirdiklerine uyun. O'nu bırakıp da evliyanın /velilerin /kutsallık payesi verdiğiniz dostlarınızın ­Kur’an’a uymayan sözlerinin peşinden gitmeyin. Aklınızı kullanın ve ayrıntılı düşünün.

Lokman-6. Öyle kimseler de var ki, insanları Allah'ın yolun­dan saptırıcı ve hiçbir bilimsel dayanağı olmayan çelişkili hadislere /sözlere yönelip değer verirler, hatta hikmet dolu kitabın /Kur'an'ın ayetleriyle bir tutarlar ve onlara sarılırlar. İşte böyle davrananlar için perişan edici bir azap olacaktır. 7. Kur’an dışı ve onunla çelişen hadisleri /sözleri üretenlere ve Kur’an ayetleri gibi önem verenlere, hikmet dolu kitabın ayetle­ri okunduğu zaman, sanki onu hiç duymamış gibi bir tavırla önemsemezler ve hadislere /rivayet olunan sözlere daha çok yönelirler. Böylelerine elem verici bir azabın olacağını bildir.

Al-i İmran-187. Allah, kendilerine kitap verilenlerin ileri gelenlerinden, "Size elçilerimiz aracılığıyla bildirdiğimiz buyrukları insanlara mutlaka bildirecek ve gizlemeyeceksiniz" diye söz al­mıştı /misak-anlaşma yapmıştı. Fakat onlar menfaatleri karşılığı kitaptaki gerçekleri gizlediler ve kendi uydurdukları sözlerini kitaptan diye açıkladılar. Ne kötü bir satın alış bu yaptıkları.

Çünkü insanlar, zaman içinde kendilerini din otoritesi diye tanıtan kişilere uymayı ve her dediklerinin doğruluğunu Kur'an'dan araştırma zahmetine katlanmamayı tercih etme kolaylığına meyillidirler. Öyle ki bu kişilerin sözlerini, Kur'an ile bildirilen gerçekler ile bir tutar, hatta bazen daha da önemserler.

Yapılacak olan şey, Peygamberin sözlerine “Hadis” ismi yerine “Peygambere atfedilen sözler” denmeli ve söylenen her söz hemen kabul edilmeyip, mutlaka Kur’an’da ilgili ayeti bulunup Kur’an’ın filtresinden geçirilmelidir diye düşünüyorum. Böylece “Peygambere atfedilen sözler” de red edilmemiş ve değerlendirilmiş olur.

Zaman zaman gerek televizyonlara çıkıp dinî konularda sözde açıklamalar yapanların ve gerekse Cuma hutbelerinde bulunanların, Kur'an'dan ayetler yerine sadece Hadis diye yanlış tanımlanan ve Hz. Muhammed'dendir diye rivayet edilen sözlere ağırlık verdikleri görülmektedir ki bu yaklaşım Kur’an’ı ikinci plana düşürmektedir.

Umudum ve beklentim, Kur'an'ın herkes tarafından ana dil ile ve anlayarak, üzerinde düşüne düşüne okunup öğrenilmesi, Allah'ın tek Hadis kitabı kabul edilip önemsenmesi ve Peygambere atfedilen sözlerinin de Kur’an filtresinden geçirdikten sonra kabul edilmesidir.

İnşallah !!!



Bu içeriğe emoji ile tepki ver