Zanka

Son dönemlerde 3 büyük değerimiz zarar gördü ve acımasız tartışmalara konu oldu.

Bunlar “Dindarlık, Diyanet ve Demokrasimiz”

Hz Muhammed bir sözünde: “Gün gelecek ve camiler cemaatle dolacak. Ama o camilerin içindeki hiç kimsenin duası kabul olmayacak” demiştir. Eh peygamber konuşursa işte bu kadar net, köşesiz ve öngörüsü yüksek konuşur.

Yıllardır uyarılar yapıyor ve İslam dünyasına büyük felaketlerin çökeceğini ileri sürüyordum. Tespit ve yorumlarımı çok sivri bulup, bilim ve akıldan uzak psikolojiyle kaleme aldığımı düşünenler son günlerde İslamcı kanatta seslendirilen gerçeklere şahit oldukça aslında ne derece doğru verilerle ve mantıklı öncüllerle hareket ettiğimi itiraf etmeye başladı. Üstelik İslami kesimin ileri gelen isimleri tarafından dinci camiaya yönelik ağır ama haklı isyanlarını görenler, benim ne demeye çabaladığımın farkına varma noktasına geldi.

Özetle neler diyordum?

Din ile umarsızca oynamayın, çünkü gerçek din konuşmaya başladığında ilk olarak kendi üzerinden çıkar sağlayan asalak ve din bezirgânlarını hedefine koyar. Din politikasını şahsi çıkar için kullandıkça dinin mukaddesatı alelade zannedilir. Din ile sosyal yaşamın gerçeklerini karşı karşıya getirdiğinizde insanı bilim ve pozitif gelişmelerle mücadeleye sokarsınız ve bu durumda kazanan olmaz, manevi değer hazinemiz olan din büyük yaralar alır. Hesabını Allah’a kimse de veremez. Dinin yüce kaynaklarına ihanet edercesine onları bilime düşman olarak kullanırsanız, tanrısızlık/ateizm ile dintanımazlık/deizm akımları güç kazanır, üstelik bu düşünce girdabına giren kişiler felsefi olarak değil tamamen duygusal anlamda söz konusu kabullere yönelir, demiştim.

Artık benim ya da bizim dediklerimizin haklı çıkmasını istemiyorum.

Artık lütfen ve Allah hakkı için, din ile ve samimi dindar ile uğraşılmasın. Dinin temiz yakasından herkes elini çeksin.

Din, siyasete, şahsi menfaate ve her türlü ikbale araç yapılmasın.

Aksi halde Türk kültürünün mayalarından olan, hatta düşünce devrimine birçok aydın din adamını hediye eden dinin güzellikleri ile birlikte pek çok değerimiz telafisi mümkün olmayan deformasyonla karşı karşıya kalacak ve bu manevi deprem taraflı tarafsız herkesi üzecek.

Dinin etkisi kaybolursa kültürümüz kaybolur. Dinin güvenilir kaynakları yerine hurafeler takip edilirse dinin arzuladığı ahlâklı insan tipi yetişemez. Ahlâklı dindar kalmadığında ise ibadetler geçersiz olur. Camiler tıklım tıklım dolar ama içlerinde Allah’ın hoşnut olacağı tek kişiyi bulamazsınız. Çünkü camideki cemaat bir insan metabolizması gibidir, bir organa kanser bulaştığında tüm beden zarar görür.

Söylemesi ve hatırlatması benden, takdiri ve takibi sizden…



Bu içeriğe emoji ile tepki ver
1