Artık geri dönüşü yok. Evanjelistlerin asırlarca inandıkları ve hesabını inceden inceye yaptıkları KIYAMET SAVAŞI yani ARMAGEDDON süreci başladı. Her inancın temsilcisi bu meydanda, tüm sömürgeci ülkeler bu lanetli savaşın bir ucunda.
Evanjelizm, Yahudi ırkını kutsayan ve İsa Mesih’in gökten inip bu saplantılı inançlıların başına geçeceğini ileri süren radikal bir Hristiyan mezhebidir. Sadece Amerika’da 100 milyon civarında bağlısı vardır. Geçen yıl Amerika’nın tartışmalı Başkanı Donald Trump’ın baskısıyla serbest bırakılan Rahip Brunson tam manasıyla azılı bir Evanjelist misyonerdi.
KIYAMET SAVAŞI ARMAGEDDON İLE İLGİLİ İNANIŞLAR
Hristiyan siyonizmi olan Evanjelizmin kökenleri 17.yüzyıl İngiltere’sindeki isyankâr püriten (tutucu) diye bilinen küçük burjuvaziye kadar uzanır. Bunlar, Katolik kilisesini tanımadıkları gibi, İngiltere’deki yarı katolik Anglikan kilisesinin hakimiyetini de kabul etmiyorlardı.
Dünya üzerindeki hiçbir kralı tanımayan bu Protestanlara göre, gerçek kral olan Mesih İsa kıyametten önce geri gelecek ve Tanrı’nın dünya üzerindeki krallığının başına geçecekti. Bunun için kendisine inanmayanlarla savaşacak ve hepsini yok edecekti.
Püritenliğin en önemli özelliği; Martin Luther ve Calvin’in başlattığı “Eski Ahide yönelme” hareketini daha da radikal bir çizgiye götürmesi ve Eski Ahid’i yani Tevrat’ı neredeyse inançlarının tek kaynağı haline getirmeleri olmuştu.
İngiltere’de baskı gören bu püritenlerin önemli bir kısmı “Yeni Dünya Amerika”ya göç etti. Kendilerini, İsa Mesih'in geri döneceği ortamı hazırlamak üzere Tanrı tarafından seçilmiş bir grup olarak görmeye başladılar. Amerika da onların vaadedilmiş topraklarıydı. Fakat ilk başlarda Amerikan siyasetine, Protestan Amerikalıların yayılmacılık doktrini olan ve 19. yy'ın başlarında Batı’da Kaliforniya’ya, güneyde Teksas’a doğru yayılmanın ideolojik, mistik ve ahlâki altyapısını oluşturmuş olan “Manifest Destiny” (Tanrı’nın öngördüğü) doktrinine katkı yapmak dışında fazla etkileri olduğu söylenemez. Çünkü Washington eliti çoğunlukla seküler aydınlardan oluşmaktaydı. ABD, İkinci Dünya Savaşı’na kadar da içe kapalı politikaları benimsediğinden dünya siyasetinde pek fazla etkileri olmadı. Politika ve Washington yönetimiyle araları genellikle soğuktu.
II.Dünya Savaşı sonrası ise Nixon ile yavaş yavaş politikaya ısınmaya başlayan Evanjelist taban, asıl uyanışı Ronald Reagan döneminde gerçekleştirdi. Reagan’nın bir sözü şöyledir: “Aşikâr ki, Eski Ahid’deki eski peygamberlerimize ve Armageddon’la ilgili önceden haber verilmiş alâmetlere geri dönüp baktığımızda, ‘Acaba olacakları görecek nesil biz miyiz?’ diye merak ediyorum. İnanın bana, bu kehanetler açık bir şekilde yaşamakta olduğumuz şu günleri gösteriyor.”
Bill Clinton döneminde bir miktar geri planda kalsalar da, kendisini “Tanrı’nın kelâmını dünyaya getiren adam”, “Beyaz ırktan Anglo Sakson ve Protestan (WASP)” Amerikalıları da “Tanrı’nın seçtiği halk” olarak tanımlayan ve İncil kehanetlerine inanan oğul George W. Bush döneminde Neo-conlarla kolkola tekrar sahneye çıktılar.
Bugün Evanjelistlerin, ABD’nin ulusal ve uluslararası politikalarını etkileyecek güçte olduğu tartışılmaması gereken bir gerçektir. Bush ve Neo-conlar’ın yaşama geçirmeye çalıştıkları GOP (Genişletilmiş Ortadoğu Projesi)’un, Evanjelistlerin “Yahudilere vaat edilmiş topraklar” ve “Armageddon Savaşı” inançlarıyla bire bir ilişkili oldukları dikkat çekmektedir.
Armageddon, sözcük olarak İbranice de “Megiddo (Mecidiye) Dağı” anlamına gelmektedir. Dini kaynaklara göre dünya’nın sonuna doğru olacak olan son savaştır. ARMAGEDDON SAVAŞININ diğer adı Mecidiye Savaşıdır ve SURİYE TOPRAKLARINDA yaşanacaktır.
Evanjelik inanca göre; Tanrı’nın Evanjelik Protestan Hristiyanlar için uhrevi (öbür dünyayla ilgili), radikal Yahudiler için de dünyevi olmak üzere iki planı vardır. Öteki dinlere mensup insanlar ise Tanrı için önem taşımazlar.
Tanrı’nın Yahudilerle ilgili planı gereği Siyonist Yahudiler, vaat edilmiş topraklara dönüp Büyük İsrail’i kuracak ve dünyaya egemen olacaklardır. Evanjelikler ise bu plana destek olacaklar ve kendileri için kurtuluş da ahirette gerçekleşecektir. Eski Ahid (Tevrat ve Zebur) ve Yeni Ahid (İncil)’den oluşan Kitabı Mukaddes’e göre, İsa Mesih’in yeryüzüne yeniden inebilmesi için Yahudilerin, “Ken’an Diyarı” olarak da adlandırılan ve kendilerine Tanrı tarafından vaat edildiğini iddia ettikleri topraklarda toplanmış olması gerekmektedir. Evanjelist Hristiyanlar’ın Yahudilere ve İsrail’e duydukları muazzam sempatinin ve Evanjelizm-Siyonizm ittifakının kaynağı işte bu inanıştır.
Mesih geldiğinde Yahudiler ve Evanjelikler bir yanda, bunların haricindeki diğer insanlar ise öteki yanda olacak ve iki taraf arasında büyük bir savaş, yani ‘Armageddon Savaşı’ yaşanacak ve İsa önderliğindeki Yahudiler ve Evanjelikler savaşı kazanarak dünya egemenliğine ulaşacaklardır.
Evanjelistlerin inandıkları yedi aşama şunlardır:
1-Yahudilerin Filistin’e geri dönmeleri. Hitler’in zulmünden kaçarak Filistin’e dönen Yahudilerin, 1948 yılında İsrail Devletini kurmaları ve ardından 1967 yılında Kudüs’ün tamamını ele geçirmeleri, Evanjelik Protestanlar tarafından Mesih’in gelişinin yaklaştığına dair güçlü ipuçları olarak değerlendirilmektedir.
2-Büyük İsrail’in kurulması. “Büyük Ortadoğu” veya “Genişletilmiş Ortadoğu” olarak adlandırılan proje çerçevesinde Irak ve Afganistan’ın işgal edilmesi, İran ve Suriye’yi de işgal etme planları ve Irak’ın kuzeyi ile Güneydoğu Anadolu bölgemizi içine alan bir Kürt Devleti kurma hazırlıklarını da bu çerçevede değerlendirebiliriz.
3-Yahudiler de dahil olmak üzere tüm dünya uluslarına İncil’in “müjde” olarak vaaz edilmesi. Misyonerlik faaliyetleri bununla bağlantılıdır. Rice Üniversitesi sosyoloji profesörü William Martin’e göre, “yabancı memleketlerde faaliyette bulunan Protestan misyonerlerin yaklaşık yüzde 90’ını Fundamentalistler (köktendinci, radikal dindarlar) ve Evanjelikler oluşturmaktadır.”
4-Yedi yıl sürecek olan felaket dönemi. Türbülasyon (bir çeşit kıyamet senaryosunun yaşanması) veya Kaos olarak da adlandırılan bu dönemde Ye’cüc Me’cüc orduları tarafından İsrail işgal edilecek ve ABD ile İngiltere İsrail’in yardımına geleceklerdir. Acaba bu inanıştan yola çıkarak ABD ve İngiltere, İsrail’in yardımına kolayca koşabilmek için Kıbrıs’ı, Suudi Arabistan’ın kuzeyindeki Dahran’ı ve Kuzey Irak’ı üs olarak kullanıyor olabilir mi?
5-Hz.İsa’nın ikinci kez dünyaya gelişi
6-Kıyametin alameti olan Armageddon Savaşı
7-Kıyametin kopması ile, İncil’e ve İsa Mesih’e iman edenlerin cennete yükseltilmeleri
Evanjelistlere göre, insanlığın kaderi ilahi bir senaryo ile önceden belirlenmiştir ve herkes gibi Yahudiler de bu kozmik tiyatroda kendilerine biçilmiş rolü (Büyük İsrail’i kurmak) oynamaktadırlar.
Tüm bu inanışlar İsrail’in kuruluşu ve Kudüs’ün Yahudilerin başkenti olarak Trump tarafından tanınmasıyla gerçekleşme aşamasına gelmiş, Büyük İsrail için, yani KRAL MESİH İSA’NIN GELİŞİ İÇİN gerekli alt yapı oluşturulmuştur.
Fakat Evanjelizme ait inanış sırf Hristiyan dünyasında ve onları destekleyen Siyonist Yahudilerle sınırlı kalmamış, Sünni ve Şii mezheplerinin kaynaklarına “MEHDİ İLE MESİH’İ BEKLEME İTİKADI” üst başlığıyla girmiştir. İslam coğrafyası bilerek ya da bilmeyerek dış güçleri besleyen sömürgeci Evanjelizmin taşeronluğunu ve Suriye’yi perişan etmeyi görev edinmiştir.
İşte bugün dünyanın emperyalist egemen güçleri olan ülkelerin ve onların partneri İslam ülkelerinin Suriye’de niçin acımasızca mücadele ettiğini daha net görebilirsiniz.
Ancak…
Hiç kimse bu hain inanışlara, projelere ve acımasız KIYAMET SAVAŞI ARMAGEDDON’un olası emperyal getirisine güvenmesin.
Ayrıca hiçbir İslam ülkesi Batılı partnerlerince onurlandırılacağını ve Suriye’de girişilen vahşetteki ortaklığın unutulacağını da zannetmesin.
Her plan tuzaklarla hazırlanır ama Kur’an’da, en etkili ve en büyük tuzak kurucunun Allah olduğu vurgulanır.
Ve Allah’tan başka galip gelen yoktur.