Zanka

Yeni kitabımın adı, İSLAMIN KOZMİK ODASI… Tekin Yayınevi’nden çıktı…

Henüz piyasaya verilmedi ama ilginin ve siparişin yoğun olması üzerine bu yazımı öne çektim. Ben dâhil yurt içinde ve dışındaki okurlarım 28 Şubat 2020 Cuma gününü iple sabırsızlıkla çekiyoruz.

İlgi ve alakanın yoğun olması aslında  benim için hiç de sürpriz olmadı, çünkü tam iki buçuk yıldır bu kitabın gelmesini bekleyenler vardı ve kitabın hangi hassas konuları içerdiği az çok biliniyordu.

Din konusunda araştırmacı titrine sahip acemi yazarların ve dinlere dışarıdan bakıp sanki içerdeymişçesine sınırsız ve gereksiz yorum yapanların artık bir kenara çekilme, konunun işlenmesini hem alaylı hem mektepli tabir edilen biz ilahiyat uzmanlarına bırakma zamanı gelmişti.

Evet, alaylıyım… Siyasi veya mistik tüm İslami yapıların; İslamcı partilerin, cemaat ve tarikatların içine bizzat girmiş, deneyimlemiş biriyim, yani gizemli meselelerin ehil olmayanlara bırakılmadığı ezoterik organizasyonların elemanıydım.

Evet, mektepliyim… Akademik olarak ilahiyat eğitiminden sonra yine Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Din-inanç ilişkisi ve din felsefesi alanıyla yakın ilişkili Kelam Ana bilim dalında, yani mezhepler, tarikatlar, cemaatler ve itikatla iç içe disiplinler konusunda master programını tamamlamış ilahiyat uzmanıyım.

Eh o halde, beş yıldır kitap ve yazılarımda; Sözcü, Cumhuriyet ve Aydınlık gazetelerindeki sayfa yazılarımda vermek istediğim mesajları, televizyon ve radyolarda seslendirmeyi arzu ettiğim meseleleri öykü tadında vermeliydim.

İşte İslamın Kozmik Odası tam da bu idealimin cisimleşmiş hali oldu.

Dilerseniz özet olarak kitabın tanıtımı yapayım…

İslamcılığa dair gizemli bilgileri net ifadelerle paylaşmaya, uzun yıllardır sakladığım özel notlarımı ortaya koymaya, hazine değerindeki belgelerimin örtüsünü açmaya ve siyasal din politikalarının yükseldiği bugünlerde anlam verilemeyen gerçekleri yazmaya karar verdim.

 .Aslına bakarsanız, İslamcı gruplar içinde tam kırk iki yıldır bulunuyor olsam da, ahlâksızlığa giden dinsel sömürü treninin güzergâhından ayrılmak için uzun süredir sabrediyordum. Samimi düşünceyle itiraf edeyim, içinde bulundukları ilkesizlik ve hezeyanlardan bir gün kurtulmalarını umduğum İslamcıların nedamet deklarasyonlarını saf gönülle bekledim durdum ama olmadı. Ben de hayal kırıklığımın kefareti olarak İslami İlluminati gerçeğini deşifre etmeyi görev edindim.

Yıllar öncesinde, tıpkı bugünün klasik İslamcıları gibi düşünen biriydim.

Cemaatlere, tarikatlara ve dinsel politikalara yaslanan İslamcı yapılardan kopup, bu radikal ayarlı organizasyonların ipliğini pazara dökenlerin ve onların iç bünyelerini kamuoyuyla paylaşanların şeytan tarafından kandırıldığını, ruhlarını İslam düşmanlarına sattığını varsayan biriydim.

İslamcı ütopya karşıtlarının maddi çıkar uğruna gizli mahfillerle anlaşmalar yaptığı komplosunu kafasında kurgulayan kuruntulu biriydim.

Gelgelelim, bilinçaltımda ve kabullerimdeki hemen her şey alt üst olduğu gibi, kurguladığım senaryolar da zamanın enteresan dalgaları içinde gerçek olma ihtimalini yitirdi. Şimdiyse hem kitaplarımda hem yazı ve röportajlarımda hem de görsel medyadaki ahlâk ve bilim temelli paylaşımlarımda İslamcı camianın mahrem bilgilerini insanlığın önüne sunan ilahiyat uzmanıyım. Açıkçası İslamcıların içine bizzat girip söz söyleme cesaretini gösteren tek ilahiyat uzmanıyım. İslamcılar tarafından şahsıma yönelik hakaret, küfür itham ve ölüm tehditlerine maruz kalan bir ilahiyat uzmanıyım. Aslında din tüccarları üzerine yazılar yazıp ifşaatta bulunan bir kişi hakkında böylesine galiz sözleri, katliama davet eden fetvaları ve insanlık dışı tavırları anlayabiliyorum. Demek ki, en doğruları en dolambaçsız ve en içinden verebilmişim diye düşünüyorum. İslam dünyasının kozmik odasından veya din siyasetinin mutfağından ya da bir başka deyişle radikal köktendinciliğin kılcal damarlarından gelen biri olma özelliğim herkes tarafından biliniyor. Kendime dönüp baktığımda, şeytandan herhangi bir emir almadığımdan ve hiçbir örgüt eliyle maddi ve manevi anlamda ödüllendirilmediğimden şahsen eminim ama esasında düşmanlarım da bunu gayet iyi biliyor. Zaten maddi durumumun hiçbir zaman pozitif olarak değişmemesi, hatta daha da bozulması, içe dönük bu tezimi güçlendiriyor. Açıkçası bu kitabın yazarı, bazılarının proje adamı değildir, tam aksine projesi kötü çizilen İslamcılığı ret eden yüce insanlık değerlerinin ve evrensel ahlâkın adamıdır.

Evet, içinde yıllarımı geçirdiğim İslamcı grupları ve kurumları yayımlamaya kararlıyım. Siyasal rakiplerine kâfir şeklindeki öteleme sıfatını layık gören radikal dincilerin, kâfir sözcüğünün hamiliğini kimseye bırakmayan nankörler olduğunu vurgulamaya hazırım. Şahsımla alakalı gibi gözükse de sizlere sunacağım bilgi, belge ve evraklar hakkında İslamcıların şaşkına döneceklerini şimdiden biliyorum. Bazı cemaatlerin benden izinsiz olarak kitaplarında kullandıkları fotoğrafların aslını bu eserde gördüklerinde nasıl tepki vereceklerini gerçekten merak ediyorum. Sözgelimi, Fethullah Gülen’in hocası, Nurculuğun kurucusu Said Nursi’nin “Benim yerime geçecek kişi, İkinci Said Nursi” şeklinde övdüğü Emekli Albay İbrahim Hulusi Yahyagil’den bana gönderilen mektubun da içinde olduğu cemaat ve tarikatlardaki serüvenlerime ait birçok fotoğraf ve belgeyi bulacaksınız. Yine örneğin, kitabımda Said Nursi’nin SAKLANAN gizli mezarının yerini açıklıyorum ve mezarının fotoğrafını paylaşıyorum.

Kitabın içerisinde yalan, iftira, hakaret, küfür ve abartı bulunmayacağına emin olunuz. Doğruluğundan emin olamadığım yerlerde: “İddialar var, söylenti bu şekilde, şayia veya dedikodusu yaygın” tarzında kayıtlar kullanacağımı bilmenizi isterim. Her hareket içinde kötüler ve iyiler olduğu gibi, İslamcı gruplar içinde de iyi niyetli kişiler olduğu gerçeğini atlamayacağım. Bir hareketin kodları ve genetiği kötü olsa da, içinde veya etrafındaki kişilerin kalite ayarının kötü olması gerekmediği kanaatindeyim. Bazen insan nasıl bir oluşumun içinde olduğunu fark edemez ya da geç fark eder. Ben de bu badire ve tuzaklardan geçtiğimi unutmuyorum. Eleştiri yapayım derken insanlara toptancı yaklaşıp onurlarıyla oynayamam. Ayrıca kişilerin haklarına saldırmak hiç de dürüst bir davranış olamaz.

Kitapta, İslam ile İslamcılık tabirlerini birbirine karıştırmayacağım. İsterseniz kısaca İslamcılığın tanımını yapayım. Dini, kendi çıkarı için kullanıp, o kutsal manzumeyi sapkın düşüncelerine göre yorumlayan, üstelik muhaliflerini gerekirse ve ne şekilde olursa olsun ortadan kaldırmaya kurgulu siyasi yapıya İslamcılık denir. İslamcılığın diğer adı argo tabirle “Dincilik”tir.

Bir kaynak kitapta başrol olarak insanın kendisinden örnekleme yapması ve ‘Ben’ dilini kullanması sizlere tuhaf gelebilir. Ancak İslamcılığın ruhu ve Tapınakçı İslam zihniyetiyle alakalı bu yapıtımı mecburen ‘Ben’ dilini kullanarak ve deneylediğim yaşam izlerini kaleme alarak, yani otobiyografik ilerleyerek tamamlamak zorundaydım. Zira İslamcı camia üzerine yazdığım yazıları sanki benim yazmadığım, birtakım gizemli örgütlerin elime tutuşturduğu ve dolayısıyla aslında bana ait bilgi ve birikimlerimden değil İslam düşmanı grupların hain projelerinden kaynaklandığı gibi, İslamcılara has yaygın algıyı yıkmak amacıyla buna mecburdum. Dolayısıyla kitaptaki bilgi, belge ve aktarımlar,  tüm İslamcı yapıların içerisine girmiş olan kişiye, yani bana aittir. Kitabı otobiyografik yazma zorunluluğumun diğer gerekçesi ise kırk iki yıl içerisinde Türk toplumundaki köklü değişimleri anlamak için yalnızca sosyolojik yorumlarla yapılan çözümlemelerin yetersizliğine inanmamdır. Dinsel alandaki gelişmelerin samimi fotoğrafını gösterebilmenin yollarından biri de sosyo-psikolojik nedenleri iyi tahlil edebilmektir ki bu en etkili anlamda ‘Ben’ dilini kullanmakla, kişisel deneyim ve öznel tespitlere ağırlık vermekle gerçekleşir.

Din adına söz söyleme yetkisine sahip olduğunu ileri sürerek, din ve dinle ilgili yüce değerleri ortadan kaldırmaya, milli değerli hükümetleri yok etmeye, insanları dinlileştirerek aslında deizmle de ilgisi olmayan bir bilinmez dinsizlik kuyusuna yuvarlamaya ve evanjelizmden beslendiği halde gerçek kimliğini saklamaya çalışan İslamcı İlluminati ile tanışmaya ne dersiniz? İslamın içine yerleşen İLLUMİNATİ’yi keşfetmek istemez misiniz?

İyi okumalar dileğimle…

 



Bu içeriğe emoji ile tepki ver