Zanka

Koronavirüs önlemleri kapsamında birtakım kararlar alındı ve uygulamaya konuldu. Öncelikle 65 yaş üzeri kişilerin evlerinden dışarı çıkmasına yasak getirildi. Ancak hiçbir yetkili, 65 yaş ve üzeri vatandaşların emekli maaşlarını çekme konusu başta olmak üzere parasal ve yaşamsal ihtiyaçlarının nasıl giderileceğine dair bir alternatif çözüm ortaya koymadı. Emekli maaşlarının PTT yoluyla ya da VEFA adlı dernekle nasıl alınabileceğine dair bilgilendirmenin yetersiz olduğu da kuşkusuzdu. Üstelik maaşların alındığı bankalara bu durumu aksettirmenin imkânı da yoktu, çünkü müşteri hizmetleri adındaki kalitesiz algoritmanın kişilere çözüm üretmediği ve sinirlendirmekten başka bir işe yaramadığı ortaya çıkmıştı. Ayrıca çalışıp para kazanmak zorunda olan 65 yaş ve üzeri vatandaşların yanında, yaş problemi olmasa da geçim derdi bulunan kişileri evde kalmaya mecbur edip ekonomik anlamda onlar için çare üretilmemesi büyük bir sosyal probleme sebep olabileceği gerçeği atlanmıştı.

Yetmezmiş gibi bir de yaşlıların sanki korona sebebiymişçesine olumsuz algılara teslim edilmesi ve sosyal medyada fenomen olma hastalığına tutulmuş dengesizlerce hedef yapılması birçok duyarlı insanın üzülmesine sebep oldu. Yaşlıların önünü kesip onlarla alay ettikleri videoyu sosyal medya hesaplarında yayınlayan vahşi mahluklar hepimizin içini acıttı. O halde artık herkes hem yaşlıların hem de maddi durumu kötü olanların sıkıntılı vaziyetlere düşmesinin toplumu büyük travmalara sokacağını iyi bilmelidir.

Ben tüm yaşlılarımıza gereken desteğin, yardımın ve saygının resmi kurum ve kişilerce yapılması noktasına dikkat çekiyor, yaşlıların hangi maddi ve manevi değerlerin yaşayan sembolü olduklarını hatırlatmayı görev biliyorum.

Türk kültüründe “Anaya Ataya saygı” konusu adeta milli bünyemizin iman şartı veya amentüsü gibidir. Büyüklere/Ataya saygısızlık tüm topluma hakaret ve büyük bir terbiyesizlik şeklinde kabul edilmiştir. Öyle ki, okullarımızda kaldırılan andımızda bile “Küçüklerimizi korumak, büyüklerimizi saymak” deklarasyonuyla yaşlıların değerinin vurgulandığını hepimiz biliyorduk.

Din kaynaklarının da bu meseleye nasıl baktığını incelediğimizde, Allah’ın masumluğun yanında durduğunu ve masumluğun en belirgin temsilcilerinin ise yaşlılar olduğunu görürüz.

Yaşlılara saygısızlık dine saygısızlıktır

Sizlere İslamın kutsal metinlerinde geçen yaşlılarla ilgili bazı ifadeleri sunacağım.

Örneğin, Allah Kur’an’da büyüklerimize “Of bile demememiz”  gerektiğini hatırlatır.

Örneğin, Hz. Muhammed yaşlıları peygamberlere benzetmiş (Camius sağir cilt/4, s. 185, hadis numarası 4969), ayrıca  “Bir genç yaşlı birine hürmet ederse, yaşlandığında Allah da ona hürmet gösterecek insanları yaratır” (Tirmizi  75) diyerek onlara saygının aslında kişinin kendine saygısının göstergesi olduğunu bildirmiştir.

Örneğin,  “Büyüklerimizin hakkını tanımayan bizden değildir.” (Riyazüs Salihin Tercümesi, Cilt:1, s. 387) diyen Hz. Muhammed, yaşlılara saygısızlığın kişiyi din sınırlarının dışına atacağına dikkat çekmiştir. Öyle ki din duygusunu anlama hususunda dahi yaşlılara uymamız gerektiğini belirtmiştir.

Yine örneğin o peygamber “Beli bükülmüş ihtiyarlar, süt emen bebekler ve otlayan hayvanlar olmasaydı, başınıza büyük felaketler sel gibi gelirdi” sözüyle yaşamın temellerinin masumluk olduğunu ilan etmiştir.

Örnekler uzar gider. Yaşlılara saygı konusunda daha birçok dini kaynağı vermem mümkündür ama meselenin özü bizi ilgilendirmektedir. O öz bilgi de şudur, yaşça bizden büyükler toplumun aynasıdır, onlara karşı sergilediğimiz tavır kendimize yönelik saygımızın göstergesidir. Kendine saygısı olmayan kişilerin ise ne insanlığa ne de kutsallara dair sevgi ve saygısı olduğundan söz edilemez.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver