Necip Fazıl Kısakürek “Kindar dindar” profiline uygun İslamcı nesil yetiştirme hayalini İdeolocya adlı kitabında seslendirmiş, bu hayalin icraatlara yansımasını ise siyasal İslamcılar üstlenmiştir.
Bir insanın hem dindar hem kindar olup olamayacağının yanıtını çok kişi merak etmektedir. Çünkü dindar kişi aynı zamanda kindar olduğunda onun taşıdığı değerler hınç, intikam ve kompleksler üzerine oturmuş demektir. Şayet kindar bir kişi kindarlığın yanına dindarlık eklemeye çalışırsa o durumda da dinin içerisine insani olmayan sefil duyguları ekliyor demektir.
Din, güzel ahlak ve erdemlilik hedefinden uzaklaştığı anda insanlığın başına bela olabilecek bir manifestoya dönüşür. O yüzden Hz. Muhammed: “Din, güzel ahlaktır” demiştir ve asla “Din, öç alma vasıtasıdır” gibisinden bir zavallılık deklarasyonuna imza atmamıştır.
O halde İslamcılar bugün niye İslam peygamberinin ahlak öğretisinden sapıp dindarlığa kindarlığı monte etmeye ihtiraslıdır? Bunun yanıtını ancak, yeni bir dindarlık sloganı üreterek aslında insanları dinden uzaklaştıran “Yeni din anlayışı inşa etme sonucunda insanları dinsizleştirme” projesini fark etmekle bulabiliriz.
İSLAMCILARIN YENİ DİNDARLIK VE DİN ANLAYIŞI
Zamanımızın iktidar gücü kendi icraatlarının hâkim olduğu bu süreçte her tartışmalı değişim hareketine bir “YENİ” sözcüğü ekleyi maharet bellemiştir.
YENİ TÜRKİYE…
YENİ DÜNYA DÜZENİ/ BOP (Büyük Ortadoğu Projesi)…
YENİ HÜKÜMET SİSTEMİ vb.
Fakat “Yeni” ifadesinin başına getirildiği bir başka alanın “DİN” olduğu da açıktır.
Fethullahçı çete “Yeni din anlayışı” projesine; “Ilımlı İslam”, “İbrahimî Dinler” ve “Dinlerarası Hoşgörüye dayalı diyalog” patentli uydurma ve dış güçlere uydu olma ruhuna rabıtalı senaryoları yapıştırmıştı.
Fetö’nün fitne hareketleri son buldu diye sevinmeye fırsat kalmadan son dönemlerde ise söylenişi/telaffuzu zor bir sinsi projeye, yani “DİNLİLEŞTİREK DİNSİZLEŞTİRME” adımlarına şahit olmaktayız.
“Dinlileştirerek dinsizleştirme “ifadesindeki telaffuz ne kadar da zor değil mi?
“Daha basit bir başlık bulamaz mıydın, sorusunu bana yöneltebilirsiniz.
Cevabım: “hayır” olurdu.
Zira manevi yaşamımıza monte edilmeye çalışılan “DİNLİLEŞTİRME SENARYOSUNUN” gerçek karşılığı bu isimlendirme ile olmalıydı.
Dikkat ederseniz ben, “Dindarlaştırarak….” demiyorum, “Dinlileştirerek…” diyorum.
Artık şu gerçeği bilmemiz gerekmektedir, Yeni Dünya Düzeni projesinin en önemli maddesi “Dinlileştirerek dinsizleştirme”dir… Nedeni de masonik derecelerle gerçekleştirilemeyen “Dinden uzaklaştırma” amacı, insanları zorla dindarlaştırma yöntemiyle hayata geçirilmektedir.
İnsanları dindar olmaya zorladıkça ve modern bireyleri dinde sembol olan unsurlarla boğma faaliyetine ağırlık verildikçe, tüm onurlu bireyler o oranda dinden soğur ve dinin değerlerinden uzaklaşır.
İnsanlara dindarlığın ahlaki boyutunu göstermeyip toplumda sağlıklı dindar modelinin yer almasına izin vermezseniz ve sadece dinin katı emirlerine paralel güruh yetiştirmeyi düşünürseniz, karşınıza “Dinlileşmiş Dindar” portresi çıkar.
İslamcılarda yeni dönemde asıl amaç; kişiliksiz, kimliksiz, sinirleri alınmış bir din anlayışının hâkim olduğu dindar tipi yetiştirmek olduğunda, fıtratından koparılmış bir din herkes için zehir hükmüne geçer ve dinin hakiki sahibi olan Allah’a karşı muhalefet etme cinayeti işlenir.
Milli Eğitim müfredatında “Zorunlu Din Dersi” kuralından bir türlü vazgeçilmeyişi ve talep sayısı azalmasına rağmen İmam Hatipleştirme politikasında hız kesilmemesi, “Dinlileştirek Dinsizleştirme” anlayışının kilometre taşlarıdır.
İmam Hatip okullarında “Dünya Arapça günü” kutlanıp, Arap kültürünün kutsanması “Dinlileştirek Dinsizleştirme” anlayışının izdüşümüdür.
Ancak geçen yıl İstanbul Kadıköy Anadolu Lisesindeki öğrencilerin cemaat ve tarikatların baskısına itiraz edip Andımız’ı okumaları ise “Dinlileştirerek Dinsizleştirme” anlayışının iflas ettiğinin ispatıydı.
Bırakın din, din gibi olsun ve zorla dindarlaştırmalar sonuçsuz kalsın…
Bırakın din, sadece Allah’a özel bir değer olarak kalsın…
Bırakın, dindarlık insanın kendi seçimine kalsın…
Bırakın, “Dinlileştirerek Dinsizleştirme” programları tarihin iptal dosyasında yer alsın…