95 yıl önce (26 Aralık 1925) çıkarılan yasayla Miladi Takvim’e ve zaman ölçüsünde yeni düzene geçildi. Öncesinde yani Osmanlı zamanında tam bir karmaşa hâkimdi. Ülkede aynı anda tam altı takvim uygulanıyordu!
Günü zaman dilimlerine ayıran saati belirleme konusu da aynı takvim gibi karmaşa içindeydi. Osmanlı’da iş yapan yabancıların, azınlıkların ve Müslümanların birbirinden farklı zaman uygulamaları vardı. Ayrıca saatte yaşanan bu karmaşa nedeniyle uluslararası saat düzeninin de dışında kalınıyordu. 26 Aralık 1925’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından çıkarılan yasa ile bu karmaşa giderilmiştir.
Bugünkü Karmaşanın Nedeni Berat!
Bugün yine bir karmaşa var. Karmaşanın nedeni ve yaratıcısı ise Berat Albayrak. Aynen hazineye verdiği zarar gibi dört yıl önce de enerji tasarrufu sağlanmıyor iddiası ile -ki doğru değildi- Kış/Yaz saati uygulamasını kaldırdı. Daha da kötüsü; geçici olması gereken yaz saati uygulamasını kalıcı hale getirdiler. Bugün dünyada kabile devletleri de dâhil kışın yaz saati uygulaması yapan çarpık ve bilime silah çekmiş başka bir zihniyet yok.
Tüm dünya, Greenwich-Londra’dan geçen boylam esas alınarak, zaman dilimlerine bölünmüştür. Greenwich-Londra’dan geçen “Sıfır Boylamının” doğuya ve batıya doğru 7,5 derecelik toplam 15 derecelik zaman dilimi “Zulu Bölgesi” olarak adlandırılır. İngiltere, bu saat dilimini kullanmaktadır.
Bilecik’ten Geçer
Zulu saat diliminden doğuya doğru her 15 derecelik boylam dilimi alfabetik olarak; “Alpha, Bravo, Charlie, Delta, Echo ve Foxtrot…” diye gider. Ülkeler de coğrafi konumlarına yani hangi zaman dilimleri içinde yer aldıklarına ve coğrafi büyüklüklerine göre, bu saat dilimi veya dilimlerini ülke saati olarak kullanırlar.
Türkiye; coğrafi olarak çok büyük bir bölümüyle, “Bravo” zaman diliminde bulunmaktadır. Bravo zaman diliminin merkez boylamı 30º Doğu Boylamı olup, yaklaşık olarak Bilecik üzerinden geçer. Türkiye, enerji tasarrufu yapmak maksadıyla gün ışığından daha fazla faydalanmak için ileri saat uygulamasına geçtiğinde; merkezi 45º Doğu Boylamı olan ve ülkemizin doğu sınırına teğet olan Charlie zaman dilimine geçiliyor demektir. Kış gelince ve günler kısalınca, ülkemizin coğrafi konumunun gereği olan Bravo zaman dilimine tekrar dönülür.
SORUN YAZ SAATİ DEĞİL
Charlie zaman diliminin merkez boylamı ülkemizin doğu sınırına teğet olduğundan sadece Doğu Karadeniz’in, Doğu Anadolu’nun ve Güneydoğu Anadolu’nun bir bölümü Charlie bölgesinin içindedir. Hele nüfus, ekonomik kaynaklar ve sanayi esas alınırsa; Türkiye’nin yüzde 95’i Bravo zaman dilimindedir, yani dört yıl önce kışın kullandığımız zaman diliminde.
Kesin olarak söylemek gerekirse; Türkiye’nin coğrafi konumu Bravo zaman dilimini kullanmasını gerektirmektedir. Akıl ve bilim bunu gerektiriyor. Eğer yaz ve kış saati uygulaması, inandırıcı olmamakla beraber söyledikleri gibi yarar getirmiyorsa bu uygulamaya son verilebilir ama asli saat dilimimize dönmek şartıyla. Bu da kışın kullandığımız Bravo zaman dilimidir.
Yoksa Amaç Başka mı?
Yoksa amaç yaz saati uygulamasını kalıcı hale getirerek Türkiye’yi çağdaş dünyadan zaman dilimi olarak uzaklaştırmak, karanlığa ve çağdaş olmayan dünyaya yaklaştırmak mı?
Ayrıca; yaz saati uygulamasına yaz bitince son vermemenin ne demek olduğunu, zorluklarını ve tehlikelerini öğrencilerimiz ve çalışanlarımız dört kıştır yaşayarak gördüler, hepimiz gördük.
Zararın Neresinden Dönülürse Kardır
Örneğin küçük yaştaki öğrenciler, kışın okula giderken zifiri karanlıkta evden çıkmak zorunda kalmıştır. Büyük şehirlerin trafik keşmekeşliğini de göz önüne aldığınızda bu, çocuklarımızı trafik kazaları riskine daha fazla maruz bırakmıştır. Eskiler boşuna dememiş; “Gündüzün şerri, gecenin hayrından evladır” diye.
Sonuç olarak nereden bakılırsa bakılsın, zamanın Enerji Bakanı Berat Albayrak tarafından uygulamaya konulan, bilimsellikten ve sorgulayıcı akıldan nasibini almamış olan bu karardan dönülmelidir, aynen faiz ve döviz politikalarındaki yanlışlardan dönüldüğü gibi. Zararın neresinden dönülürse dönülsün kardır!