Dün (27 Ekim 2019), IŞİD lideri Ebubekir El Bağdadi’nin öldüğünü ve operasyondan 15 dakika sonra yapılan DNA testinde öldürülenin Bağdadi olduğunun doğrulandığını ABD Başkanı Trump açıkladı.
Üç yıldır Bağdadi’nin nerede olduğunu bulmaya çalıştıklarını ve operasyon sırasında hiçbir Amerikalının hayatını kaybetmediğini ifade eden Trump; “Ağlayarak, çığlık atarak, bir köpek ve bir korkak gibi öldü, kendisiyle beraber üç çocuğunun da ölümüne yol açtı. Bütün dünyanın nasıl öldüğünü bilmesi gerek” dedi ve Rusya, Suriye, Türkiye ve Irak’a teşekkür etti. Trump, özellikle Türkiye’ye farklı ortamlardan, biraz da abartılı ve maksatlı olarak çok fazla teşekkür etti.
Bu yazımızda; Bağdadi’ye yapılan operasyon hakkında bildiklerimizden yola çıkarak, bu operasyonun ne anlama geldiğini büyük resmin içinde değerlendirmeye çalışacağız.
- ABD Türkiye’ye, Türk hava sahasını kullanarak Suriye’nin kuzeyinde bir operasyon yapacağını kısa bir süre önce haber verdi ama operasyonun IŞİD liderine karşı yapılacağını sakladı,
- Bu operasyonla dünya kamuoyu, Bağdadi’nin uzunca bir süredir Rusya ve Suriye tarafından operasyon yapılmak istenen ama Türkiye tarafından engellenen İdlib’de yaşadığını öğrendi. Burası, Suriye’de radikal İslami unsurlar ve rejim muhalifi teröristler tarafından kullanılan tek ve son sığınak yeridir.
- Bağdadi’ye yapılan operasyon, Türkiye sınırına yedi kilometre mesafede. Muhtemelen ailesi ile birlikte Türkiye’ye kaçmaya çalışacaktı. Çünkü İdlib’e operasyon yapılması gündemdeydi ve artık burada daha fazla kalamayacağını anlamıştı.
Şimdi de Suriye’de bulunan aktörlerin ne yaptıklarına ve ne yapmak istediklerine bakalım;
ABD;
- Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında Mart 2011’de, Suriye’de vekâlet savaşını başlattı. Amaç; etnik, dinsel ve mezhepsel fay hatları üzerinden bu ülkeyi bölmek ve başka bir siyasi harita çıkarmaktı. Tam Irak’ta olduğu gibi işi bitiriyordu ki, Ruslar pişmiş aşa su katarak 2015’de Suriye sahasına girdiler ve durumu değiştirdiler.
- Bugün itibarıyla, vekâlet savaşının 8,5 yılını geride bıraktık. ABD zorluklarla karşılaşınca; Suriye planını revize etti ve Beşar’ı yıkma hedefinden vazgeçti. Bu hali ile Suriye’nin Filistin sorununa müdahale edebilme ve eskisi gibi Ortadoğu’da oyuncu olma gücünü kaybettiğini biliyor.
- Suriye için, siyasal çözüm masasında aynen Irak örneğinde olduğu gibi kuzeyde Kürtler için otonom bir bölge planlıyor. Bu bölgenin yaşaması adına da petrolü Kürtler için kontrol altında tutmaya devam ediyor.
- ABD, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtına sınırlı müsaade verdi ve müsaade sınırına gelince de tehdit ve şantajla durdurdu. Zaten Rusya’nın da daha fazlasına müsaade vermeyeceğini biliyordu. Sadece, Kürtleri şimdilik 120 km. genişliğinde ve 32 km. derinliğinde olan cepten güneye doğru çektirdi. Siyasal çözüm masasında zaten Türkiye’yi bu bölgeden çıkaracağını biliyor.
- Aslında; Bağdadi öldü diye IŞİD bitmez. Yapılan operasyonun iki gerekçesi var. Birincisi; bu operasyon Trump için bir iç politika hamlesiydi. Çünkü petrol bölgeleri hariç, Suriye’den çekilmesinin IŞİD’le mücadeleyi sekteye uğratacağı eleştirisi ile karşı karşıyaydı. İkincisi ise hareket serbestisini kısıtlayıp yeni Suriye’ye itiraz etmesini engelleyerek siyasal çözüm masasında Türkiye’yi edilgen hale sokabilmek için hem uluslararası ortamda IŞİD destekçisi gibi göstererek itibarsızlaştırmak hem de IŞİD’e hedef göstermek.
- ABD’nin Suriye’deki diğer hedefi ise siyasal çözüm masasında İran ve vekil güçlerini de Suriye’den tamamen çıkartmak. Bunu İsrail de çok istiyor.
Rusya;
- 8,5 yıllık vekâlet savaşı sonunda, Suriye’nin artık eski Suriye olmayacağını Rusya da biliyor. ABD’ye kaptırmamak için Suriye’deki Kürtlere Rusya da sahip çıkıyor ve çıkacak. Rusya da üç aşağı beş yukarı ABD’nin planladığı gibi bir Suriye’den yana.
- Yeni Suriye’den İran ve vekil güçlerinin çıkarılmasına Rusya’nın da itirazı olmaz.
- Yeni Suriye’de Türkiye’nin etkin olmasını Rusya da istemiyor.
- Yeni Suriye, Rusya’nın etki alanı içinde olacak.
Türkiye;
- İktidar, Siyasal İslamcı ideolojisi, Yeni Osmanlıcı hayali ve ABD’nin de kandırmasıyla, Türkiye’nin çıkarları ve güvenliği ile çeliştiği halde, ABD’nin kayığına bindi ve vekâlet savaşının ateşine odun taşıdı.
- Türkiye’nin PKK’nın uzantısı PYD tarafından kuşatılmasının asıl nedeni iktidarın bu fahiş yanlışıydı.
- İktidar bu yanlışı gidermek ve Türkiye’nin güneyden kuşatılmasını sonlandırabilmek için Barış Pınarı Harekâtına başladı ama siyasi hedef ele geçirilmeden, harekâtı Trump’ın tehdit ve şantajları nedeniyle durdurmak zorunda kaldı.
- Hâlbuki bir askeri harekât iki nedenle biterdi. Birincisi; siyasi hedefin kazanılmasını sağlayacak askeri hedefler ele geçirilince. İkincisi ise asker başarılı olamaz ise. Aslında askerimiz çok başarılı olmuştu. Ama bizatihi iktidarı hedef alan şantajın boyutu çok büyüktü.
- İktidar, son bir ümitle Ruslara gitti ama oradan da harekâtı yeniden başlatacak izin çıkmadı.
- Şimdi bu başarısızlığı ve Türkiye’nin kaybedişini devletin tüm gücü ve ele geçirdiği medya vasıtası ile halka zafer olarak satmaya çalışan iktidar, aklıselim içinde doğruları ve büyük resmi anlatmaya çalışanlara, Türkiye’nin güvenliği ve çıkarları peşinde olanlara düşmanlık yapıyor, hain yaftası yapıştırarak ötekileştirmeye çalışıyor.
Sonuç olarak; iktidar Suriye konusunda bugüne kadar yanlış yaptı ve hala yanlış yapmaya devam ediyor. Yapılması gereken; Suriye’nin eski Suriye olmayacağı gerçeğinden hareketle, ivedi olarak Beşar Esad ile masaya oturmak, Suriye’nin sözde değil, özde toprak bütünlüğü ve istikrarı peşinde koşmak, Suriye’nin PKK’sı durumunda olan ÖSO ile işbirliğine son vermek, radikal İslami örgütlerden uzak durmak, Suriye’deki Kürtlere (PKK terör örgütü ve uzantıları hariç) düşmanmış gibi algı yaratacak girişimler içinde olmamaktır. Suriye’de laik ve güçlü merkezi otoriteyi içeren acil bir çözüm ve Türkiye’de bulunan sığınmacıların evlerine dönüşü; Türkiye’nin istikrarı ve güvenliği için şarttır.
Ulu önderimiz Atatürk, çok değerli silah arkadaşları ve yüce Türk Milletinin her bir ferdinin çabalarıyla imkânsızlıklar içinde kurtarılan yurdumuzun üzerinde kuruluşunun 96.yılını idrak ettiğimiz cumhuriyetimizin en büyük bayramı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı yüce Türk Milletine kutlu olsun!