Zanka

Çocuk adı üstünde çocuktur. Erasmus'un dediği gibi delilerle çocuklar birbirlerine çok benzer. Çocuk saflığı, çocuk aklı, çocuk korunmasızlığı...

Çocuk nasıl tasvir edilir ki çocuktur işte. Bu aralar beni en çok düşündüren, kafamı kurcalayan şey, hepimizin aynı şekilde algıladığı çocuğun yoksulluğu ve ölümü kabul ediş biçimi.

Ölümcül bir hastalığı olan çocuk, nihayetin yaklaştığının bilinciyle çocukluktan çıkıyor. Üzerine yüz yıl yaşamış bir insanın ağırlığı ve bilgeliği çöküyor. Tıpkı minicik elleri, ayakları ve yüreğiyle yoksullukla savaşan çocuk gibi.

Dünya öylesine zalim düzen öylesine vahşi ki çocukmuş, düşkünmüş ayırt etmiyor. Birinci ve en temel yasa olan kazanmak için yok etme yasası çerçevesinde, hedeflenen amaca ulaşmak üzere yaşına başına bakılmaksızın önünde kim varsa ezip geçmeli.

Sonra güya bu ulvi amaçları geçtim, bizzat çocukları hedef alıp kıyanlar var. Siz hiç yatılı coğrafya kursu yatılı edebiyat kursu duydunuz mu?

Bu din bu Kur'an çocukları geceleri alıkoymadan öğretilemiyor mu? Dindar nesil yaratacağız derken incitilmemiş çocuk bırakmadılar. Ülkemdeki gerçek dindarlar nerde? Niçin buna dur demiyor hatta sokağa dökülmüyorlar?

Çocukların bir kısmının ırzına geçildi, bir kısmı mevsimlik işçi olarak tarlalarda çalışıyor, okul yüzü görmemiş. Bir kısmı tarikat şeyhinin eteğinin dibinde nöbet bekliyor, bir kısmı her istediği yapılan şımarık, bön, obez çocuklar.

Bir kısmı ehil olmayan anne-babanın elinde psikolojisi bozuk şekilde büyüyor. Bir kısmı çocuk gelin, bir kısmı fuhuş sektöründe, bir kısmı ülkede hızla büyüyen çocuk pornosunun kurbanları. Hâlâ çocuklarımız geleceğimizdir diyebiliyor musunuz?

Bir bilge kâğıdı kalemi eline alıp kötülüğü, aşırılığı madde madde sıralamaya kalksa başarılı olamaz, hepsini yazdım diyemez. Çünkü gelişen teknoloji, değişen toplumla beraber kötülük ve aşırılık da değişip gelişiyor, kendini yeniliyor, başka başka mecralara başını uzatıp yer ediniyor.

Sosyal medyadan, oradan buradan toplanan binlerce hatta milyonlarca çıplak çocuk fotoğrafı, çocuk pornosu kataloğunda yerini alıp dünyanın dört köşesinde satışa sunuluyor. Bu sektör günden güne hızla büyüyor öyle ki İnterpol ulaşabildiğimiz sadece buzdağının görünen kısmı şeklinde açıklama yapıyor.

Bir antik çağ filozofu kötülük ve aşırılığı sıralasaydı böyle bir madde yazabilir miydi? Gelecekte tıbbın akıl almaz şekilde gelişeceğini, fakir, kimsesiz çocukların, mülteci çocukların kaçırılıp organlarının zenginlerin hasta çocuklarına satılabileceğini öngörebilir miydi?

Medeniyetimiz, devasa yapılarımız, karmaşık ve hayranlık uyandıran ekonomik düzenimiz, teknolojimiz, bilgisayarlarımız, sanatımız, edebiyatımız ve hatta uzay çalışmalarımız batsın.

Hangisi çocuklara kıymak onları istismar etmek için yepyeni yollar yöntemler geliştirmiyor. Madenlerde çalıştırılan Afrikalı çocuklar olmasa, sömürülen yer altı yer üstü zenginlikler olmasa, birilerinin gelişmesi pahasına birileri açlıktan ölmese uzay mekiği fırlatılabilir miydi?

Bu dünya güçsüzlerin, çaresizlerin, yoksulların ve çocukların; kanı, gözyaşı, eti, kemiği üzerine inşa edildi. Devranda sadece tek bir çocuk kötülük görse bile mavi gezegen benim gözümde yine de cehennem.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver