Özür dilemek demek, yaptığım şey doğru bir şey değildi. Bunu kabul ediyor ve affımı diliyorum demektir.
Kişi ya da kurumlar özür dilerken destan yazmamalı, sadece şu sözüm, bu hareketimden ötürü özür dilerim -dileriz- demeli.
Yoksa o özür özürlükten çıkıyor, başka bir şeye dönüşüyor.
Özür mü dileniyor, sitem mi ediliyor, şiddetli itiraza mı gidiliyor, beni buna zorlayanlara bir çift lafım mı var deniliyor belli olmuyor.
Spekülatif özür olur mu? Bizde olur.
Özür diliyorum ama amacım başka, özür diliyorum ama ben haklıyım, özür diliyorum ama çok itiraz geldi bu sebeple, özür diliyorum ama kötü bir şey yaptığıma inanmıyorum, özür diliyorum ama kamuoyunun sırtını pışpışlamak için…
Türk işi özür dilemek böyle oluyor. Ya da bu kadar oluyor.
Özür dilerken bile saldırıyor hatta terbiyesizlik yapıyoruz. Öyle ki dilediğimiz özür sebebiyle tekrar bir özre gitsek yeridir.
Özür dilemenin iki amacı vardır. Birincisi kötü söz veya davranışta bulunduğunuz karşı tarafa beni affet demektir.
Kişinin ya da kurumun en samimi ve kalbi pişmanlık belirtisidir.
İkinci ve en önemli amacı hata yaptığını kabul etmektir.
Bu ise bu hatayı bir daha yapmamak için gayret göstereceğim manası taşır.
Türk işi özür dilemeye dönersek, kişi ya da kurum hata yaptığına kalben ve canı gönülden inanmıyor ki bir dahaki sefer için elini ya da dilini sakınsın.
Sesler yükselip eleştiriler artınca, tenkit edenler çoğalınca son dönem modası, hem de insanı medeni gösteren kamuoyuna duyurumdur başlıklı bir özür metni yayınlanıyor.
Sadece şu şu davranıştan, sözden ötürü af dileriz dense yine sorun kalmayacak.
Ucu bucağı olmaksızın yazıyor da yazıyorlar.
O satır aralarında asıl niyetleri bas bas bağırıyor, kendilerini öyle güzel ele veriyorlar ki…
İnsan özür dilerken rezil rüsva olur mu? Oluyor.
-Özür diliyorum ama karşı taraf nasıl kışkırttı. Ben kışkırtılmasam bunu yapar bunu söyler miydim?
-Kışkırtan kahpeler utansın, kışkırtılanın ne günahı olabilir.
-Yumruğumu boşa mı salladım, küfrü havaya mı ettim.
-O karşı taraf var ya o karşı taraf, benim muamelemi alsın kabul etsin çünkü annesinin ak sütü gibi helaldir o muamele ona.
-Ha bu arada özür falan dilerim.
Tabiri caizse işte böyle özür metinleri tertip ediyor, özür mü diliyor, dövüyorlar mı belli olmuyor.
Bunlar hangi özür metinleriymiş derseniz biri bir futbol takımına, öteki “En büyük ahdim, en büyük hayalim Tanrı Dağları’nda bozkurt gibi ulumaktı.” dedikten sonra, ulumasıyla ve parti değiştirmesiyle birlikte tanınır bilinir olan milletvekiline ait.
Lütfen özür dilemeyin, özür dilediklerinizi töhmet altında bırakıyor, sizler özür diledikten sonra özür diledikleriniz tüh biz ne yaptık ne kadar kabahatliymişiz diyorlar.