Erdoğan’ın bir grup toplantısını daha izliyorum. Konuşmasını yine bir yerlere bakarak yapıyor.
Videoyu durdurup ekranların nerede olduğunu bulmaya çalışıyorum. Yaklaşık bir metre ötesine, hem sağ, hem sol tarafına özenle yerleştirildiklerini görüyorum.
Konuşurken bir sağa bir sola dönerek ve gözlerini bu ekranlardan ayırmayarak doğal bir konuşma yapmaya çalışıyor. Fakat her zaman olduğu gibi cümleleri kaçırmamak için çabaladığı, sabit yüz ifadesinden, hiç kırpmadığı gözlerinden belli.
Bu sabit yüz ifadesinde sadece dudakları iş başında, hırsla ve gayretle hareket ediyor. Salondaki AKP’li vekillerde genel bir uyuşukluk gözlemliyorum. Konuşmayı zoraki alkışlıyorlar.
Kırk dokuz dakika kırk saniye süren konuşmasını dörde bölmüş gibi gözüküyor. Girişi Sezai Karakoç ile yapıyor, ardından muhalif partileri ve onun değimiyle bu partilerin rezilliklerini, nasıl vatan haini olduklarını, nasıl ülkeyi bölmeye çalıştıklarını anlatıyor.
Üçüncü bölümde ekonomiden bahsedip kapanışı AKP iktidarının icraatlarını anlatarak bitiriyor.
Beni en çok düşündüren, kafama takılan cümlesi şu oluyor:
“AK Parti’yi iktidardan indirmeliyiz fikrini açıkça ifade etmekten çekinmeyenlerin derdi, Türkiye’nin güvenliği ve esenliği olabilir mi?”
Bu cümlede bahsettiği muhalefet, daha doğrusu Millet İttifakı, daha doğrusu CHP ve İYİ Parti. Bu partilerin varoluş amacı seçimle iktidara gelip ülke yönetimine talip olmak. Bunu ifade etmekten niçin çekinsinler?
Bu, vatan hainliği mi, günahların en büyüğü mü?
Ne düşünüyor, AKP’nin sonsuza dek iktidarda kalacağına mı inanıyor?
AKP iktidarına karşı çıkanları suçlu olarak mı görüyor?
Muhalefet partileri iktidara, yani Erdoğan’ın şahsına muhalefet ederken bunu üstü kapalı şekilde mi yapmalılar?
Seçimi kazanacağız, iktidara geleceğiz cümlesini üstü kapalı şekilde mi ima etmeliler?
“AK Parti’yi iktidardan indirmeliyiz fikrini açıkça ifade etmekten çekinmeyenler…” Ne demek, bunu dile getirirken aklından ne geçiyor?
Olayı ters düz edelim. AKP seçime girip milletten oy talep ettiğinde haddini bilip bunu üstü kapalı şekilde mi yaptı?
Erdoğan’ın kafasındaki demokrasi ile muhalif partilerin istememesi gereken, dillendirmemesi gereken şeyler neler?
Çok uzun zamandır tek adam olan Erdoğan nasıl bir yanılgı içinde, kafasında neyi çözemiyor, kendisine karşı olanları nereye koyuyor, onları nasıl anlamlandırıyor?
Hepsi düşman, hepsi hain, hepsi komplocu, hepsi adi yalancılar mı?
Konuşmasının ekonominin gidişatı kısmına ayırdığı süre içinde, güçlü birer ekonomiye sahip olan ülkelerin tamamının krizde olduğunu, onların bu krizden çıkamayıp büyük bir buhrana sürükleneceklerini, toparlanamayacaklarını, aciz ve güçsüz ülkelere dönüşeceklerini fakat Türkiye’nin krizden güçlenerek çıkacağını anlatıyor. Erdoğan pembe sözcükler sarf ederken dolar yükselmeye devam ediyor, on lirayı aşıyor.
Faize lanetler yağdırıp insanımızı yüksek faizler altında ezdirmeyeceğiz derken, dolar yine yükselmeye devam ediyor, Türk lirası değer kaybediyor, paramız pula dönüyor…
Konuşmasının son kısmında, “Şimdi isterseniz ülkemize bugüne kadar kazandırdığımız eserleri görüntülü olarak izleyelim.” diyor.
Hızlandırılmış şekilde akan videoda, vatandaşın yüksek ücretler karşılığında kullanabildiği köprüler, yabancı ortaklıklarla kurulmuş kimi yatırımlar, kutuplarda araştırma merkezi hatta uzaya göndermek üzere milli uzay gemimiz bile var. Bu arada dolar yine yükselmeye devam ediyor…