Bu aralar gündemi takip edemiyorum. Arkasından koştuğum oluyor. Malum videoyu görev belleyip baştan sona pür dikkat izleyemedim. Kesik kesik gördüm.
Başında hem örtü hem komik bir şapkayla ağzını gözünü eski romantik Türk filmlerindeki artistler gibi tuhaf şekillere sokan genç bir kadın gördüm. Sonra, muhafazakârların kına gecesine ait başka bir videoda müstakbel gelinin etrafında raks eden dansözler gördüm. Bir de bebek parmağına takılmış değerli bir yüzük fotoğrafı gördüm. Ve ardından şöyle düşündüm:
İslamcılar başkaldırdı isyan ettiler. Artık yeter dediler. O günah bu günah nereye kadar dediler. Denizde kum bizde para, hamdolsun güzel saçıp savuruyoruz da niçin el âlem görmesin, görüp de imrenmesin, düşmanlar haset içinde inim inim inlemesin dediler.
**
Parası bitmeyen cüzdanları var. Devir onların devri, bismillah deyip atlarını sürüyor, bankamatikleri zapt ediyorlar. Oturdukları yerde üç-beş maaş yetmiyor, daha fazlasına göz diktiler. Parayı konfeti olarak patlatmış bile olabilirler. Kapalı kapılar ardında kim bilir bizim görmediğimiz, bilmediğimiz ne taşkınlıklara giriştiler.
Takdir ediyorum, gayretle yepyeni bir sosyal sınıf yarattılar. Erkekleri sakallı ya da tercihen badem bıyıklı, kadınların başı kapalı paraya para demeyen bu yeni sosyal sınıf, Arap tarzı hedonizmi ülkemize getirip tanıtan öncülerden.
Hedonizm mutluluk ve hazza ulaşmak için her şey yapılabilir, zevk ve sefaya götüren tüm yöntemler ciddiyetle benimsenmelidir, ayıp, günah, ahlaka aykırı denmemelidir der.
Fakat bizim bin bir gece masallarında yaşayan oryantalist hedonistler, yanında garnitür olmayan bıldırcını yemem misali sevabı olmayan hedonizmi yaşamam diyorlar. Evet, garnitürden kastım sevap. Olur mu öyle şey, bu garabet nasıl gerçekleşir derseniz şöyle oluyor:
Başım kapalı mabadım açıkta kalsın…
Sakalım dursun rant peşinde koşayım…
Cumayı geçirmeyeyim ihaleler benim olsun…
Kına gecesi yapayım içinde dansözler göbek atsın…
Fakir fukaranın hakkını yiyeyim ama bana İslamcı desinler, amel defterim sevaplarla dolsun taşsın, sevap yazacak yer kalmasın…
En nihayetinde sırat köprüsünden dört çarpı dört lüks aracımla geçerim. Bana hileci hurdacı denmez çünkü başım kapalı, suratımın bir bölümünde yeteri miktarda tüy yumağı mevcut.
“Adım İslamcı günah işlerken sevap kazanırım.”
Uzaktan güzel bir tabloyum. Bana bakanlar dindar bir Müslüman görür. Ah ne yazık, ardımdaki çirkinlik sosyal medyada gösteriş yarışına giren içimizdeki aptallar yüzünden hızla gün yüzüne çıkmakta.