Ercüment Ovalı'nın sosyal medyadaki davranış ve yazış şekli bir bilim insanı gibi değil de kendine taraftar toplamaya çalışan bir siyasi gibi. Oysa bilimin ideolojisi, tarafı, görüşü, şunu bunu olmaz.
Milyonlar henüz keşfedemese de bilim insanoğlunun geleceğidir, kutsalıdır ve en önemlisi tarafsızdır. Siz bilimi popülerlik uğruna ucuzlaştırır, banal söylevlerle menfaatiniz doğrultusunda kullanmaya çalışırsanız bilime ve saygınlığına onarılmaz yaralar verirsiniz.
Vatandaşı bilime değil şahsına inandırmaya çalışan Ercüment Ovalı, tıpkı tipik siyasiler gibi insanları bölmeyi başardı.
Mesela biri çıkıp “Halkı boş yere ümitlendiriyor, virüsün çaresi bulundu şeklinde düşünmesine, tedbiri elden bırakmasına sebep oluyorsunuz, bu etik değil, bilimsel ahlaka terstir. Bilimsel araştırmalar makalelere dökülür ve yayımlanır, tivitırda işi yoktur.” Yazdığında, hurra! Onlarca, yüzlerce “Kardeşim sen vatan haini misin?” şeklinde tivitler atılıyor.
Virüs araştırması üzerinden insanlar ikiye bölünür mü? Hayranlarının göbeğine imza atan pop starlar, artistler gibi bir üne heves eden bilim insanı tarafından bölünür. Bu garabete ağlayayım mı güleyim mi bilemiyorum.
İmamoğlu’nun Kucaklama Merakı
İmamoğlu'na bir belediye başkanı olmasının ötesinde Türkiye'nin yeni lideri gözüyle bakılıp kimi çevrelerce ümit bağlanmıştı. Onun herkesi kucaklayacağım stratejisi bu ümitlerin boşa çıkmasına sebep oldu.
İlk zamanlar başarılı olan strateji, bir süre sonra onu tepe taklak etti, savurup bir köşeye fırlattı. Çünkü İmamoğlu herkesi kucaklama mevzusunun suyunu çıkardı.
Malum o kucağa hem terör örgütünün siyasi ayağı hem de milliyetçiler sığmıyor.
Herkese mavi boncuk dağıtılarak güya çeşitli şirinliklerle siyaset yapılmaz. Kimse aptal değil.
Güçlü kendini bilen akıllı insanların benimsedikleri ve savundukları bir düşünce, durdukları bir yer, benimsedikleri bir felsefe vardır.
Fikirsizlik, yersizlik, duruşsuzluk, renksizlik kısa vadede yarar sağlasa da büyük hedefler için uzun vadede bir işe yaramaz. Sonra İmamoğlu herkesi kucaklama işini abartınca hata üstüne hata yapıyor, işi iltifatta mübalağaya götürüyor, öyle ki Aleviliğe din statüsü veriyor.
Eğer bir belediye başkanından liderlik beklentisi varsa, bunu ciddiyeti, ilkeli duruşu, asaletiyle Mansur Yavaş hak ediyor. Vara yoğa kucak açan İmamoğlu değil.
Bize cahil gayreti lazım
Cehaleti sistematik bir şekilde yayıp itina ile öğretmeye çalışıyorlar. Kendi pisliğimizde boğulacak duruma geldik.
Cahil istiyor ki herkes benim gibi olsun. İstemekle kalmıyor, çabalıyor, cahilliği anlatıyor, özendiriyor.
Aydın istiyor ki benden başka kimse bilmesin, gerek de yok zaten. Oturduğum yerden cahile söverim; okurum, kimseye değmeyecek şekilde yazarım; çiçeklerden, böceklerden, asil duygulardan bahsederim; gezerim tozarım, olabildiğince medeniyetin tüm nimetlerinden faydalanır kendimi geliştiririm. Bir ben bir kendim, etliye sütlüye karışmadan tatlı tatlı yaşarım, gerisi de beni ilgilendirmez.
Bize cahil gayreti lazım...
