Yirmi iki temmuzda servis edilen, bayram mesajı verilmek üzere çekilmiş videonun bir kısmında Erdoğan kelimeleri telaffuz etmekte güçlük çekiyor, ardından çok küçük bir an gözleri kapanıyor, sonra hızla kendini toplayıp konuşmasına devam ediyor.
Kelimelerin birbirine dolaştığı ve ağzından çıkmakta zorlandığı anlarda şunları söylüyor:
“Bir tarafta ülkemizin siyasetin ve ekonomisiyle eski Türkiye’ye döndürmek isteyenler diğer tarafta…”
Bilgisayar ekranına kilitlenmiş videoyu izlerken sarf edilen bu sözlerin dile dolaşmasını oldukça manidar buluyorum. Yıllar yılı belki milyon kez aynı cümleyi kuruyor, eski Türkiye diyor, biz yaptık biz kurduk diyor, bizim zamanımızdaki ekonomi, siyaset diyor.
Sözcükler canlanmış, başına buyruk bir şekilde artık yeter der gibi isyan etmiş, artık bizi kullanma diye rest çekmiş olmalı, diye düşünüp gülümsüyorum. Gömlek yakalı aile babası tişörtü giymiş, kameraların karşısında bayram mesajı veren Erdoğan’ın bu videosunu gözlerimize inanamayarak şaşkınlık içinde izledik. Dün Fatih Altaylı’nın videoya ilişkin yazısı gündeme oturdu. Yazının bir bölümünde şunlar yazıyordu:
“Dünyanın hiçbir ülkesinde, o ülkenin liderinin böyle bir görüntüsü göz göre göre banttan yayınlanmaz.
Çünkü bu liderin durumunu dünya çapında tartışmaya açar.
Açık bir zafiyet göstergesi haline gelir.
Bu durumdan haberdar olup olmadığını sorduğum muhafazakar bir gazeteci arkadaşıma Anadolu Ajansı ve TRT’den “Görüntünün doğrudan Beştepe’den geldiği ve kendilerini de zor duruma düşürdüğü” yanıtı verilmiş.
Bu kabul edilebilir bir şey değildir.
Tam aksine bence bir ulusal güvenlik sorunudur.”
Bu yazının ardından Anadolu Ajansı bizimle ilgisi yok, videoyu Külliye yayınladı açıklaması yapınca, gözler Cumhur Başkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a çevrildi. Altun ise elini çabuk tutup zaman kaybetmeden şu tiviti attı, sosyal medyada Habertürk’ü kınıyoruz kampanyası başlattı.
Olayın kim kime ne demiş, kim kimi ne ile suçlamış kısmı böyle ve açıkçası pek de şaşırtıcı olağanüstü bir seyir izlemiyor. Tüm bu olan bitenden sonra Soner Yalçın vârî komplo teorileri üretecek değilim. Sadece herkesin gördüğü basit gerçeğe dikkat çekeceğim.
Sistem tek adam yönetimine dönüştükten sonra Erdoğan hızla tükendi. Tüm yetkinin bir kişide toplanması iş bilen adamların, uzmanların bir köşeye itilmesine, sadece o, en tepedeki adamın tanıdıklarının, akrabalarının, partililerin, imam hatip kökenlilerin devlet kurumlarında önemli noktalara yerleştirilmesine neden oldu.
Şimdi ise o tek adamın her yere yetişemediğini, evvelden heves ettiği şekilde herkesi ve her şeyi bizzat yönetemediğini, yönlendiremediğini görüyoruz.
Bu video tek adamın, benim adamlarım olsun deyip büyük mevkiler, bakanlıklar, müsteşarlıklar dağıttığı niteliksiz, iş bilmez insanların parti içinde inanılmaz bir güç mücadelesine giriştiklerine dair bir kanıt.
Bu video baskı kurarak, haksız hukuksuz şekilde muhalefeti, medyayı etkisiz hâle getiren tek adamın yarattığı kaosa dair kanıt.
Bu video uluslararası ilişkilerde ülke menfaati güden kalıcı ve akılcı politikalar üretilmediğine dair bir kanıt.
Bu video kendi düşüncesi dışında herkesi ve her şeyi tehdit olarak görerek parçalayıp bir kenara atanların, kendilerini yok etme sürecine girdiklerine dair bir kanıt.