Zanka

Hükümetimiz tuhaf davranışlar sergileyen salgını bittabi başarıyla yönetmektedir. Bakın özellikle hükümetimiz diyorum, devletimiz demiyorum.

Bu yüce başarıyı, tarih kitaplarında, destanların yanında yer alacak muvaffakiyeti devlete mal etmiyorum.

Devletle hükümet ayrı şeylerdir. Devletin başına geçen her istibdada devletlûmuz deseydik evin yolu bulunmazdı.

Devlet toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Hükümet ise devlet işlerini yürütmekle görevli kuruluş ve kişilerdir.

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti baki, hükümetler ise gelip geçicidir.

Hükümeti yeren ya da övenler bu iki kavramı birbirine karıştırıyor. Mesela tutuyor, devletin affedilmez hatası, diyor ya da maske ve kolonyanın yanında poz verip devlet hep yanımızda, bizden eline eteğini çekmiyor, Allah ondan razı olsun, diyor.

Konu dağılmasın, ne diyordum, devletin geçici bir süre hizmetkârlığını üstlenmiş hükümetimizin salgın stratejisi ve en üst düzey başarısından bahsediyordum. “En üst düzey başarı” şeklinde yazınca tam olarak ifade edemedim aslında, şöyle bir baktım da yavan durdu.

Hani çok zengin insanlara verilen bir tür kredi kartı vardır. Prestij bakımından en üst düzeydedir. İşte hükümetimizin başarısı da bu kredi kartının durduğu yerdedir, birinci sıradadır, parlaktır, limitsizdir, şampiyondur.

Salgın başlayıp hızla yayıldığı sıralarda hükümetimiz salgının ülkemizde “görülmemesine” karar vermiş ve bu doğrultuda çalışmalar yürütmüştür.

Uzunca bir süre test yapılmadığı için lanet virüs de ülkemizde görünmeye, kafasını uzatıp “Ey ahali, hu hu! Bakın ben buradayım.” demeye cesaret edememiştir.

Burun bükmeyin, hükümetimizin bu stratejisini yabana atmayın.

Bir vakitten sonra şüphe çeken vakalar, ölümler artıp halk sesini yükseltince, hadi gönlünüz olsun der gibi test yapılmaya, dışardan gelen insanlar karantina altına alınmaya başlanmıştır.

Hükümetimiz bu strateji ile yenilgi yüzü görmemiş muzaffer komutanlar gibi yolunda emin ve mutmain ilerlerken, akıl dolu bir girişimde daha bulunmuştur.

Ne mi yapmıştır, bir gece yarısı ansızın büyük şehirler ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan etmiştir.

Dediler ki: “Aniden sokağa çıkma yasağı olur mu, karar panik havası yarattı, insanlar alışveriş yapmak üzere dışarı çıktı.” Hatta tüm bunları çift kişilikli olan şahsım, benim tasvip etmediğim öteki kişiliğim bile yazdı.

Yok efendim, toplum refleksi insan psikolojisini hiç mi bilmiyorsunuz bilmem ne… Bir sürü zırva lakırdı.

Kimse hükümetimizin sürü bağışıklığını geliştirmek için insanları bu yolla sokağa döktüğünü anlayamadı. Ben anladım.

Kimse hükümetimizin sürü bağışıklığı meselesini gizliden gizliye yürüttüğünü de anlamadı. Ben anladım.

İşte bu sürü bağışıklığı meselesinin gizliliği devam etsin diye de istifa isimli tek perdelik eseri kapalı gişe oynadılar.

Efendim? Çok komplo teorisi okuduk hatta beynimiz bu teorilerle uyuşturuldu fakat bu kadar saçma şey duymadık mı diyorsunuz? Herkes yazınca mal bulmuş mağribi gibi okuyorsunuz da ben yazınca mı gözünüze batıyor. Aslına bakarsanız komplo teorisi deyip gün gibi ortada olan gerçeklere gölge düşürdüğüm için şu an kendime kızmaktayım.

Peki, öyleyse niçin tekrar sokağa çıkma yasağı kararı alındı, niçin her yere maskeyle gidiyoruz, önlemler devam ediyor, diyebilirsiniz. Efendim, sürü bağışıklığı aile içinde devam etsin diye.

Şüphe yok ki tüm dünya hâlâ salgını bitirmek için uğraşırken hükümetimiz mücadeleyi tamamına erdirdi, çok ilerdeyiz bu illet bitmek üzere.

Şimdi çok daha tehlikeli bir düşmanla savaşıyorlar. Halka ekmek dağıtan, aş evlerinde fakir fukarayı doyuran CHP’li belediyelerle bir büyük mücadeledeler. Ekmek dağıtan, yardım toplayan; daha dün ocağı kaynarken salgın sebebiyle bir anda yoksullaşan, aç biilaç evinde çaresizce bekleyen insanlara destek olmaya çalışan CHP’li belediyeler tehlikelerin en büyüğüdür.

Salgın bile bunların yanında hiç kalır. Derhal salgını malgını bırakıp bunlara el attılar. İyi yaptılar, hükümetimiz işini bilir. Yoksul ve çaresiz insanlar da kim oluyormuş. Otursunlar oturdukları yerde.



Bu içeriğe emoji ile tepki ver